--------------------------------------------------------------------------------
SIR
Sır senin esirindir, söylediğin zaman, sen onun esiri olursun. (Hz.Ali r.a.)
Her insan sırdaş olamaz, her testi su tutmaz. (Nasır-ı Hüsrev)
Bir sırrın ucunu veren, tamamını elinde tutamaz. (J.P. Richter)
Düşmanının bilmesini istemediğin şeyi, dostuna söyleme. (Schopenhauer)
Her sırrını dostuna söyleme, günün birinde, düşmanın olmayacağını nerden bilirsin. (Sadi)
Başkalarının senin sırrını açıklamasını istemiyorsan, sen kendi sırrını açıklama. (Seneca)
Kadınların saklayabildikleri tek sır, bilmedikleri sırdır. (Seneca)
En ağır yük sırdır, aşkolsun taşıyabilene. (La Fontaine) Bir seladaha kıymetli değildir. İkisi de aynı hükümdedir. (Hadis-i Şerif)
Üye Ol kazanmaya başla
Ne Kadar Değerli Olduğunu Biliyor Musun? İnternette gerçekleştirdiğin aramalardan; her yıl yarattığın 900 $ lık katma değerden hiç pay almıyor musun? Şimdi sende aramıza katıl ve hak ettiğin payı al! =>Ücretsiz üyelik<=
26 Nisan 2009 Pazar
GURURLA İLGİLİ SÖZLER
Alçak yerde tepecik, kendini dağ sayar. (Şinasi)
Allah büyüklük taslayanları asla sevmez. (Nahl Suresi/23)
Başkalarının gururuna tahammül edemeyişimiz, kendi gururumuzu incittiği içindir.(La Rochefaucauld)
Birçok kimseler, kendilerinde bulunduğu halde, başkalarında tefahur ve gururu sevmezler. Benjamin Franklin)
Büyük ve üstün insanın gururu yoktur ve ağırbaşlıdır. Küçük ise kendini beğenir ve ağırbaşlı değildir.(Konfiçyus)
Genellikle, bütün büyük yanlışlıkların altında gurur yatar. (Ruskin)
Gurur, aslında bir ipotektir; üzerinde bulunduğu insanın kabiliyetinden tenzil edilmelidir ki, o kabiliyetlerin hakiki değeri meydana çıksın. (Bismarck)
Gurur insanı mutluluktan uzaklaştırır. (Lamartine)
Gurur edeni Allah alçaltır, alçak gönüllü olanı yükseltir. (Hadis-i Şerif)
Gurur insanın düşüncesidir; söze dökülen onun pek küçük bir parçasıdır. (Montaigne)
Gurur, kıskançlık ve hırs insanların kalplerini ateşleyen üç ateştir. (Dante Alighieri)
Gururdan doğan hülyalar, bedbahtlıklarımızın yegane kaynağıdır. (Rousseau)
Gururumuz olmasaydı, başkalarının gururundan şikayet etmezdik. (La Rochefaucauld)
Gururun en güzelinde bile bir suç kokusu vardır. (Nurullah Ataç)
Kavakların dikliğine, boylarının uzunluğuna bakıp onları önemli bir şey sanmayın. bütün kibirli, meyvesiz ve gölgesiz yaratıkların başları bulutlarda sallanır. (Cemil Sena)
Küçük işler basit insanları mağrur yapar. (W. Shakespeare)
Malı ile sana karşı kibirlenen adama karşı kibirlenmek, Allah için tevazu sayılır. (Yahya bin Muaz)
Ne mutlu o insana ki, kendi liyakatinden bahsetmeyecek kadar mağrurdur! (Montesquieu
Allah büyüklük taslayanları asla sevmez. (Nahl Suresi/23)
Başkalarının gururuna tahammül edemeyişimiz, kendi gururumuzu incittiği içindir.(La Rochefaucauld)
Birçok kimseler, kendilerinde bulunduğu halde, başkalarında tefahur ve gururu sevmezler. Benjamin Franklin)
Büyük ve üstün insanın gururu yoktur ve ağırbaşlıdır. Küçük ise kendini beğenir ve ağırbaşlı değildir.(Konfiçyus)
Genellikle, bütün büyük yanlışlıkların altında gurur yatar. (Ruskin)
Gurur, aslında bir ipotektir; üzerinde bulunduğu insanın kabiliyetinden tenzil edilmelidir ki, o kabiliyetlerin hakiki değeri meydana çıksın. (Bismarck)
Gurur insanı mutluluktan uzaklaştırır. (Lamartine)
Gurur edeni Allah alçaltır, alçak gönüllü olanı yükseltir. (Hadis-i Şerif)
Gurur insanın düşüncesidir; söze dökülen onun pek küçük bir parçasıdır. (Montaigne)
Gurur, kıskançlık ve hırs insanların kalplerini ateşleyen üç ateştir. (Dante Alighieri)
Gururdan doğan hülyalar, bedbahtlıklarımızın yegane kaynağıdır. (Rousseau)
Gururumuz olmasaydı, başkalarının gururundan şikayet etmezdik. (La Rochefaucauld)
Gururun en güzelinde bile bir suç kokusu vardır. (Nurullah Ataç)
Kavakların dikliğine, boylarının uzunluğuna bakıp onları önemli bir şey sanmayın. bütün kibirli, meyvesiz ve gölgesiz yaratıkların başları bulutlarda sallanır. (Cemil Sena)
Küçük işler basit insanları mağrur yapar. (W. Shakespeare)
Malı ile sana karşı kibirlenen adama karşı kibirlenmek, Allah için tevazu sayılır. (Yahya bin Muaz)
Ne mutlu o insana ki, kendi liyakatinden bahsetmeyecek kadar mağrurdur! (Montesquieu
PARAYLA İLGİLİ SÖZLER
Paranın değerini anlamak isterseniz, borç almaya çalışın. (Benjamin Franklin)
Kadını parası için alacak adam, avucunu açarken gözünü kapamak lazım geldiğini bilmelidir. (R.H.Karay)
"Para herşeyi yapar" diyen adam, para için herşeyi göze alan adamdır. (Benjamin Franklin)
Para yağmuru altında çok şeyler delinir. (Thomas Caryle)
Para iyi bir hizmetçi, kötü bir efendidir. (Alexandre Dumas)
Eldeki para hurriyetin aletidir. Fakat peşi kovalanan para, tam tersine kölelik aletidir. (Rousseau)
Para ya bizim başımızın belası veya bizim hizmetkarımızdır. (Horatius)
Bir budala para kazanabilir, ama onu sarfetmek için akıllı olmak lazımdır. (Spurgeon)
Kadını parası için alacak adam, avucunu açarken gözünü kapamak lazım geldiğini bilmelidir. (R.H.Karay)
"Para herşeyi yapar" diyen adam, para için herşeyi göze alan adamdır. (Benjamin Franklin)
Para yağmuru altında çok şeyler delinir. (Thomas Caryle)
Para iyi bir hizmetçi, kötü bir efendidir. (Alexandre Dumas)
Eldeki para hurriyetin aletidir. Fakat peşi kovalanan para, tam tersine kölelik aletidir. (Rousseau)
Para ya bizim başımızın belası veya bizim hizmetkarımızdır. (Horatius)
Bir budala para kazanabilir, ama onu sarfetmek için akıllı olmak lazımdır. (Spurgeon)
BÜYÜKLÜKLE İLGİLİ SÖZLER
Bütün mesele, iyi ve büyük görünmek değil!... Gerçekten iyi ve büyük olmaktır. (Beethoven)
Büyük görünen birçok adam, onlara yakından bakınca büyüklükllerinden çok şey kaybederler. (Landor)
Büyüklerin davranışlarında hikmet aramak gerekir, kusur değil. (Fethullah Gülen)
Büyük insanlar, bütün acılara şikayetsiz katlanırlar. (Schiller)
Çocukluktaki safiyetini kaybetmeyen adama büyük adam denir. (Mencius)
Hep küçükler yanar, büyükler azıtınca. (La Fontaine)
Hiçbir şey, büyüklük kadar sade değildir. Çünkü sade olmak, biraz da büyük olmaktır. (Albert Camus)
İnsanların büyüklüğü yaptığı işlerin büyüklüğüyledir. (Gönenli Mehmet Efendi)
Teftiş edildiği vakit sevinen, tenkit edildiği vakit gülen mahluka büyük adam denir. (Cemil Sena Ongun)
Büyük görünen birçok adam, onlara yakından bakınca büyüklükllerinden çok şey kaybederler. (Landor)
Büyüklerin davranışlarında hikmet aramak gerekir, kusur değil. (Fethullah Gülen)
Büyük insanlar, bütün acılara şikayetsiz katlanırlar. (Schiller)
Çocukluktaki safiyetini kaybetmeyen adama büyük adam denir. (Mencius)
Hep küçükler yanar, büyükler azıtınca. (La Fontaine)
Hiçbir şey, büyüklük kadar sade değildir. Çünkü sade olmak, biraz da büyük olmaktır. (Albert Camus)
İnsanların büyüklüğü yaptığı işlerin büyüklüğüyledir. (Gönenli Mehmet Efendi)
Teftiş edildiği vakit sevinen, tenkit edildiği vakit gülen mahluka büyük adam denir. (Cemil Sena Ongun)
Araştırma ilgili sözler
Ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesi vardır. John Lyly
Araştırma, düşünmesini bilenlerin ilk ve son isteğidir. Samuel Johson
Her zaman ara, bir gün altın ararken bakır bulursun, yarın bakır ararken altın bulursun. Descartes
İnsanları incelemek, kitapları incelemekten daha gereklidir. La Rochefoucauld
Araştırma, düşünmesini bilenlerin ilk ve son isteğidir. Samuel Johson
Her zaman ara, bir gün altın ararken bakır bulursun, yarın bakır ararken altın bulursun. Descartes
İnsanları incelemek, kitapları incelemekten daha gereklidir. La Rochefoucauld
24 Nisan 2009 Cuma
SES ÇIKIŞINI DÜZELTMELİSİNİZ
Güzel ve etkili konuşmada önemli bir konu sesin mükemmel çıkışıdır. Sesin mükemmel çıkışı ses çıkışı ile nefesin
kullanımı arasında başarılı bir uyum oluşturulmasını gerektirir. Düzgün sesin dört temel özelliği vardır. Bunlar sesin
“işitilme düzeyi)yükseklik)”, “sesin hız düzeyi”, “hoşa gitme/tını düzeyi”, “değişirlik/bükümlülük düzeyi”nden
oluşmaktadır. Aşağıda bu özellikleri öğrenelim ve geliştirmeye çalışalım.
İşitilebilme-Yükseklik
Bazı insanların sesleri bir metre mesafeden bile güçlükle duyulabilmektedir. Böyle bir sesle yapılan konuşmanın
anlaşılabilmesi son derece güçtür ve dinleyiciler dinlerken psikolojik gerginlik içerisine girerler.
Ses dinleyiciler tarafından işitilebilecek kadar yüksek olmalıdır. Normal ses kalabalık kitlenin en uzağına ulaştırılacak
kadar yüksek çıkmalıdır. Ancak yüksek ses bağırmaya dönüşmemelidir. Bu anlamda eğer mikrofon kullanmıyorsanız
özellikle konuşma yaptığınız topluluğun büyüklüğüne dikkat etmelisiniz. Hemen yanınızdaki bir arkadaşınıza 20
metre uzaktaki insana konuşur gibi konuşursanız sesin yüksekliğini hatalı kullanmış olursunuz. Sesin yüksekliği
salonun büyüklüğüne göre ayarlanmalıdır. Ancak sesi yükseltirken “bağırma” tonu oluşturmamak çok önemlidir.
Dikkat edin: Kaç kişilik bir guruba konuşuyorsunuz? Salonunuz ne kadar geniş? Ortamda gürültü var mı? Sesiniz 20
metreden rahat duyulabiliyor mu? Yoksa mırıltı gibi mi çıkıyor? sesiniz yükselince bağırmaya dönüşüyor mu? Uygun
ses yüksekliği dinleyici kitlesini tamamen ve rahatlıkla kuşatan sestir.
Aşağıdaki alıştırmalar sesimizi kontrollü olarak yükseltebilmek için hazırlanmıştır. Ses yüksekliğimizi kontrol
edebildiğimiz taktirde dinleyicilerimizi de kontrol edebileceğiz:
ALIŞTIRMA: İŞİTİLEBİLİRLİK
a) Yüksekten ses fırlatınız: Tek nefeste 20 metre ilerideki insanlara duyurabilecek şekilde : “pa, pe,pi, po; ba, be, bi,
bo; da, de, di, do” deyiniz. Tekrar edin.
b) Elinizle duvara dokunun soluk alarak 10’a kadar sayın. Sonra duvarı kuvvetle itin, güçlü tonla tekrar sayın. Her iki
durumda ses şiddeti aynı kalsın.
c) Aşağıdaki cümleleri bir solukta ses yoğunluğunu yitirmeden okuyun. Sesinizin gürlük derecesinin cümle boyunca
aynı olmasını sağlayın.
- Ben gitmek istemiyorum.
- Makine mühendisi daha yavaş sürmenizi istedi.
- Kalp, günde 100.800 defa çarpmakta ve bu devre zarfında da 130 tonluk bir ağırlığın 30 cm. yüksekliğe
kaldırılmasına denk düşen bir güç sağlamaktadır.
d)Aşağıdaki ifadelerin ilk bölümlerini yakınınızdaki kişiyle konuşur gibi, ikinci bölümlerini 100 kişiye konuşur gibi
kuvvetli bir sesle okuyun.
-Okumak zor değil, yeter ki tadına varalım.
-Çalışmak ne güzel huy, devamlı çalışarak sıkıntılarımı yok ediyorum.
-Delik kovanın suyu damla damla, müsrif insanın zamanı saniye saniye tükenir.
e) Metni, 1. çok yavaş bir sesle 2. küçük bir odada olağan bir sesle; 3. büyük bir salonda, daha kalabalık bir dinleyici
karşısında okuyun
Tembelliğin ne olduğunu ve insanların başına nasıl çoraplar ördüğünü düşündünüz mü? Bu soru çok mu çocukça?
Hemen herkes tembelliğin kötü olduğunu bilir. Kimse tembel olmayı kabullenmek istemez. Ama acaba kaç kişi
gerçekten tembel olup olmadığını araştırmıştır? Tembellik ya zihinsel, ya bedensel ya da her ikisi birden yaşanır.
İnsanların büyük bir kısmı zihinlerini, önemli bir kısmı bedenlerini çalıştırmazlar. Yine insanların çok önemli bir kısmı
hem bedenlerini hem de zihinlerini çalıştırmazlar.
f) Ellerinizle alın ve şakağınızı tutun. “Mmmmmm” deyin. Sesi yükseltin. Titreşimleri burnunuzda, alnınızda,
ensenizde, göğsünüzde ve başınızın tepesinde hissedin.
Ses Perdesi-Bükümlülük
Sesin bükümlü çıkışı ses perdesinde değişiklik yapmakla mümkündür. “Do-re-mi-fa-sol-la-si-do2 notalarını düşünün.
Her bir notayı farklı bir perdeden çıkarıyorsunuz. Gırtlağınızı küçültüp yukarıya yaklaştırdıkça sesiniz incelir: Tersini
yaptıkça sesiniz kalınlaşır. Pes ve tiz sesler arasında sesinizle müzik üretirsiniz.
Ses çıkışı monoton olmamalıdır. Ses yüksek alçak tonda, hızlı-yavaş arasında, duraklamalı-duraklamasız, vurguluvurgusuz
arasında değişerek çıkmalıdır. Sesin değişirliğini-bükümlülüğünü sesin müzikselliği olarak da
tanımlayabiliriz. Herkesin kendine özgü bir konuşma müziği vardır.
Sese kolayca bükümlülük verebilmek için ses perdesinde değişim oluşturma yeteneğimizi geliştirmemiz gerekir. Üç
teme ses perdesi üzerinde duralım: Pes, orta ve tiz sesler. Pes kalın, tiz ise ince sestir. Her üç perdede kendi içinde
notalanabilir. Ses perdesi bir tür notadır. Notaların kelimelere uyarlanmasına da “bükümlülük” veya “boğumlama”
diyebiliriz. Eğer konuşmacı sesinde boğum yapamıyorsa bilgisayar makinesinin tek düze çıkardığı sese benzer ses
çıkaracaktır. Sesi bireyselleştiren ve herkesi ayrı bir konuşmacı yapan asıl sır sesin kişiye göre farklı
boğumlanmasıdır.
ALIŞTIRMA: SES PERDESİ
Aşağıdaki alıştırmalarda ses perdesini kolaylıkla değiştirme çalışmaları yapılacak ve geliştirilen yetenek konuşma
metinlerine uyarlanacaktır.
a)Pes(kalın sesinizle) “do, re, mi ,fa, sol, la, si, do-- do, si, la, sol, fa, mi, re, do” kolaylaştırıncaya kadar tekrar ediniz.
Aynı çalışmayı orta ve ince sesinizle tekrar ediniz.
b)Sırasıyla kalın, orta ve ince sesinizle peş peşe “do, re, mi” deyin. Aynı çalışmayı nota yerine selen ile yapın: “e e,
e”, “a, a, a”, “ı, ı, ı”
c)Yakılan bir mumu dudakların çok yakınında tutun. (u) sesini şiddeti artırarak uzatın. Boğazınızdan çıkan ses ile
rasgele notalama yapın. Mum ışığında titreme çok az olacaktır.
d) Kendi olağan sesinizle "a" ya da "ah" deyiniz. Sonra seslenmeyi, azar azar değiştirerek çıkabileceğiniz en tiz,
inebileceğiniz en pes-kalın perdeye kadar sürdürün. Kendinize en uygun, en güçlü tını düzeyini bulmaya çalışın.
e) Aşağıdaki dörtlüğü, önce tekdüze sonra da, sesi, anlama göre dalgalandırarak okuyun.
Burası Muştur, Yolu Yokuştur
Giden gelmiyor, Acep Ne iştir.
f) Aşağıdaki cümleleri, ok işaretiyle gösterildiği gibi, sesin perdesini yükselterek ya da alçaltarak okuyun. Bu arada
ses iniş çıkışındaki değişikliklerin söz içeriğiyle uygunluğuna dikkat edin.
Gelin buraya. Kaç para ?
O mu saçma. Çarpın ellerinizi.
Kaldırabilirsiniz ¯ fakat dikkatle. Heyecanını sevdim¯ ama çok yoruldum.
sanıyorum¯ delili budur. Eminim başarabilirim.
d)Cümlelerin gerektirdiği duyguları kullanarak okuyun.
Yoruldum, umutsuzluğa kapıldım ve çok üzüldüm.
Seni vicdansız seni ! Bunun hesabını vereceksin.
Aman dikkat ! Çıngıraklı yılan var !
Bak hele ! Seni burada göreceğimi hiç ummuyordum.
Kaybedersem dayanamam gibi geliyor bana.
Hoşa Gitme/Tını
En güzel ses hiç bir zorlama görmeden çıkan sestir. ses organları gerildikçe sesin güzelliği bozulur. Katı, kulak
tırmalayan, hırıltılı, madensel, tiz, burunsal, hışırtılı, buğulu, çok yumuşak, gevrek, biçimden yoksun sesler, hoşa
gitmeyen seslerdir. Gerilmiş bir gırtlak ve ağız, gerilmiş kaslar sesi daha delici, daha yırtıcı bir hale getirir ve hoşa
gidicilik özelliklerini yitirir.
Güzel bir tını geliştirmek için tüm ses organlarımızı gevşeteceğiz. Gevşeme ile birlikte seslendirme çalışmaları
yapacağız. Gevşeme düzeyimiz arttıkça sesimizin tınısı sakin, düzgün ve temiz hale gelecektir.
a) Üst-alt dudak kaslarınızı gevşetin. Çenenizi iyice aşağıya bırakın. alın ve şakaklarınızı, yanak ve göz kaslarınızı
gevşetin. Dilinizi gevşek bırakın. Hafifçe soluyun. aldığınız hava üfler gibi ağzınızda damağınıza çarpsın, ağzınızdan
ve burnunuzdan birlikte çıksın. 10 defa bu şekilde soluyun.
b)Ağzınız kapalı, gırtlağınızı hiç sıkmadan burnunuzdan çıkan hava ile “Mmmm” deyin. Bunu yaparken sesin
titreşimini göğsünüzde, başınızda alnınızda, burun kemiklerinizde ve burun deliklerinizde, kulaklarınızda, ensenizde
ve başınızın tepesinde hissedin. Tüm bu bölgelerinizi ayrı ayrı gevşeterek sesinizin titreşimlerinin artmasını sağlayın.
c) Alt çene kaslarınızı iyice gevşetip ağzınızı alabildiği kadar açarak çenenizi gevşek bir halde sarkıtın. Önce yavaş,
sonra hızını artıra artıra birkaç kez "bob" deyin. Gevşeyin ve soluğunuzun, dudaklarınızı itebildiği kadar dışarıya
itmesini sağlayın. Yanak kaslarınızı gevşetin, yanaklarınızı şişirin yavaştan başlatıp hızınızı gitgide artırarak "bob"
deyin.
d)"ha, ho, hu" hecelerini, aşağıdaki doğrultularda, beşer kez yineleyin : Gırtlakta yüksek ses ile; Gevşemiş gırtlak
sesi ile; Sesi ağız boşluğunda çıkan havanın ağız boşluğuna çarpması suretiyle çıkararak.
e)"Ah" hecesini, fısıltı ile başlayıp gitgide tonlayarak yüksek bir ses elde edinceye dek yineleyin; daha sonra, yüksek
sesten fısıltıya inin.
f) Para sayıyormuşçasına; arızalı bir telefonda, karşınızdakine telefon numarasını bildiriyormuşçasına, yıkılan
boksörün başında sayıyormuşçasına ona kadar sayın.
g) "Ben sevinç ve heyecan doluyum!" cümlesini;
Gırtlağı zorlayarak fısıldayın, Burun sesi ile fısıldayın, Gevşemiş kaslarla, rahat söyleyin.
Söyleme Hızı
Dinleyicilerin algılama hızında -dakikada 90-130 kelime arası-söylenmeli konuşma anındaki duygulara, kişiliğe, yere
ve dinleyicinin niteliğine göre değişimler göstermelidir. Heyecan, korku, telaş, öfke gibi durumlarda konuşma hızı
artar; sevgi, üzüntü, saygı gibi durumlarda hız azalır. Düşünce ve heyecanda sükunet varsa orta hızın tercih edilmesi
gerekir.
ALIŞTIRMA: SÖYLEME HIZI
a) Aşağıdaki paragrafı, önce yavaş, küçük bir topluluğun işitebileceği tonda fakat elinizden geldiğince hızlı; sonra da,
büyük bir topluluğa hitap ediyormuşçasına ve yavaş söyleyin.
Acaba kendilerini çocuklarına duydukları şefkatte kaybeden annelerin tattıkları mutluluk hissedişinden daha
yükseklere tırmanabilenler var mıdır? Beşeri ilişkiler çerçevesinde yoktur şüphesiz. Ancak insan, şefkati sadece
anne-çocuk ilişkisiyle sınırlayarak hayatı boyunca muhtaç olduğu yüksek huzurdan mahrum olmamalıdır. Çünkü 80
yaşında ihtiyarlardan 8 günlük bebeklere kadar bütün insanlar şefkat edilmeye muhtaçtırlar ve Rablerinin engin
şefkati altında karşılıksız korunurlar.
b) Aşağıdaki cümleleri, önce, tekdüze bir tonla, sonra, cümlelerin duygu yönlerini dikkate alarak yanlarında belirtilen
hızlarda söyleyin :
- Ne güzel bir gece, değil mi? (yavaş)
- Ben bu adamı nerede gördüğümü bir hatırlayabilsem. (hızlı)
- Böyle bir hileye baş vuracak kadar alçalacağın hiç aklıma gelmezdi. (hızlı)
- Bir daha yüzünü görmek istemiyorum senin. Defol karşımdan. (hızlı)
- Bu derece iyi bir insanı ömrümde görmedim. (yavaş)
- Dikkat et ! Arabaya çarpacaksın ! (hızlı)
-İçeri girebilir miyim? (yavaş)
kullanımı arasında başarılı bir uyum oluşturulmasını gerektirir. Düzgün sesin dört temel özelliği vardır. Bunlar sesin
“işitilme düzeyi)yükseklik)”, “sesin hız düzeyi”, “hoşa gitme/tını düzeyi”, “değişirlik/bükümlülük düzeyi”nden
oluşmaktadır. Aşağıda bu özellikleri öğrenelim ve geliştirmeye çalışalım.
İşitilebilme-Yükseklik
Bazı insanların sesleri bir metre mesafeden bile güçlükle duyulabilmektedir. Böyle bir sesle yapılan konuşmanın
anlaşılabilmesi son derece güçtür ve dinleyiciler dinlerken psikolojik gerginlik içerisine girerler.
Ses dinleyiciler tarafından işitilebilecek kadar yüksek olmalıdır. Normal ses kalabalık kitlenin en uzağına ulaştırılacak
kadar yüksek çıkmalıdır. Ancak yüksek ses bağırmaya dönüşmemelidir. Bu anlamda eğer mikrofon kullanmıyorsanız
özellikle konuşma yaptığınız topluluğun büyüklüğüne dikkat etmelisiniz. Hemen yanınızdaki bir arkadaşınıza 20
metre uzaktaki insana konuşur gibi konuşursanız sesin yüksekliğini hatalı kullanmış olursunuz. Sesin yüksekliği
salonun büyüklüğüne göre ayarlanmalıdır. Ancak sesi yükseltirken “bağırma” tonu oluşturmamak çok önemlidir.
Dikkat edin: Kaç kişilik bir guruba konuşuyorsunuz? Salonunuz ne kadar geniş? Ortamda gürültü var mı? Sesiniz 20
metreden rahat duyulabiliyor mu? Yoksa mırıltı gibi mi çıkıyor? sesiniz yükselince bağırmaya dönüşüyor mu? Uygun
ses yüksekliği dinleyici kitlesini tamamen ve rahatlıkla kuşatan sestir.
Aşağıdaki alıştırmalar sesimizi kontrollü olarak yükseltebilmek için hazırlanmıştır. Ses yüksekliğimizi kontrol
edebildiğimiz taktirde dinleyicilerimizi de kontrol edebileceğiz:
ALIŞTIRMA: İŞİTİLEBİLİRLİK
a) Yüksekten ses fırlatınız: Tek nefeste 20 metre ilerideki insanlara duyurabilecek şekilde : “pa, pe,pi, po; ba, be, bi,
bo; da, de, di, do” deyiniz. Tekrar edin.
b) Elinizle duvara dokunun soluk alarak 10’a kadar sayın. Sonra duvarı kuvvetle itin, güçlü tonla tekrar sayın. Her iki
durumda ses şiddeti aynı kalsın.
c) Aşağıdaki cümleleri bir solukta ses yoğunluğunu yitirmeden okuyun. Sesinizin gürlük derecesinin cümle boyunca
aynı olmasını sağlayın.
- Ben gitmek istemiyorum.
- Makine mühendisi daha yavaş sürmenizi istedi.
- Kalp, günde 100.800 defa çarpmakta ve bu devre zarfında da 130 tonluk bir ağırlığın 30 cm. yüksekliğe
kaldırılmasına denk düşen bir güç sağlamaktadır.
d)Aşağıdaki ifadelerin ilk bölümlerini yakınınızdaki kişiyle konuşur gibi, ikinci bölümlerini 100 kişiye konuşur gibi
kuvvetli bir sesle okuyun.
-Okumak zor değil, yeter ki tadına varalım.
-Çalışmak ne güzel huy, devamlı çalışarak sıkıntılarımı yok ediyorum.
-Delik kovanın suyu damla damla, müsrif insanın zamanı saniye saniye tükenir.
e) Metni, 1. çok yavaş bir sesle 2. küçük bir odada olağan bir sesle; 3. büyük bir salonda, daha kalabalık bir dinleyici
karşısında okuyun
Tembelliğin ne olduğunu ve insanların başına nasıl çoraplar ördüğünü düşündünüz mü? Bu soru çok mu çocukça?
Hemen herkes tembelliğin kötü olduğunu bilir. Kimse tembel olmayı kabullenmek istemez. Ama acaba kaç kişi
gerçekten tembel olup olmadığını araştırmıştır? Tembellik ya zihinsel, ya bedensel ya da her ikisi birden yaşanır.
İnsanların büyük bir kısmı zihinlerini, önemli bir kısmı bedenlerini çalıştırmazlar. Yine insanların çok önemli bir kısmı
hem bedenlerini hem de zihinlerini çalıştırmazlar.
f) Ellerinizle alın ve şakağınızı tutun. “Mmmmmm” deyin. Sesi yükseltin. Titreşimleri burnunuzda, alnınızda,
ensenizde, göğsünüzde ve başınızın tepesinde hissedin.
Ses Perdesi-Bükümlülük
Sesin bükümlü çıkışı ses perdesinde değişiklik yapmakla mümkündür. “Do-re-mi-fa-sol-la-si-do2 notalarını düşünün.
Her bir notayı farklı bir perdeden çıkarıyorsunuz. Gırtlağınızı küçültüp yukarıya yaklaştırdıkça sesiniz incelir: Tersini
yaptıkça sesiniz kalınlaşır. Pes ve tiz sesler arasında sesinizle müzik üretirsiniz.
Ses çıkışı monoton olmamalıdır. Ses yüksek alçak tonda, hızlı-yavaş arasında, duraklamalı-duraklamasız, vurguluvurgusuz
arasında değişerek çıkmalıdır. Sesin değişirliğini-bükümlülüğünü sesin müzikselliği olarak da
tanımlayabiliriz. Herkesin kendine özgü bir konuşma müziği vardır.
Sese kolayca bükümlülük verebilmek için ses perdesinde değişim oluşturma yeteneğimizi geliştirmemiz gerekir. Üç
teme ses perdesi üzerinde duralım: Pes, orta ve tiz sesler. Pes kalın, tiz ise ince sestir. Her üç perdede kendi içinde
notalanabilir. Ses perdesi bir tür notadır. Notaların kelimelere uyarlanmasına da “bükümlülük” veya “boğumlama”
diyebiliriz. Eğer konuşmacı sesinde boğum yapamıyorsa bilgisayar makinesinin tek düze çıkardığı sese benzer ses
çıkaracaktır. Sesi bireyselleştiren ve herkesi ayrı bir konuşmacı yapan asıl sır sesin kişiye göre farklı
boğumlanmasıdır.
ALIŞTIRMA: SES PERDESİ
Aşağıdaki alıştırmalarda ses perdesini kolaylıkla değiştirme çalışmaları yapılacak ve geliştirilen yetenek konuşma
metinlerine uyarlanacaktır.
a)Pes(kalın sesinizle) “do, re, mi ,fa, sol, la, si, do-- do, si, la, sol, fa, mi, re, do” kolaylaştırıncaya kadar tekrar ediniz.
Aynı çalışmayı orta ve ince sesinizle tekrar ediniz.
b)Sırasıyla kalın, orta ve ince sesinizle peş peşe “do, re, mi” deyin. Aynı çalışmayı nota yerine selen ile yapın: “e e,
e”, “a, a, a”, “ı, ı, ı”
c)Yakılan bir mumu dudakların çok yakınında tutun. (u) sesini şiddeti artırarak uzatın. Boğazınızdan çıkan ses ile
rasgele notalama yapın. Mum ışığında titreme çok az olacaktır.
d) Kendi olağan sesinizle "a" ya da "ah" deyiniz. Sonra seslenmeyi, azar azar değiştirerek çıkabileceğiniz en tiz,
inebileceğiniz en pes-kalın perdeye kadar sürdürün. Kendinize en uygun, en güçlü tını düzeyini bulmaya çalışın.
e) Aşağıdaki dörtlüğü, önce tekdüze sonra da, sesi, anlama göre dalgalandırarak okuyun.
Burası Muştur, Yolu Yokuştur
Giden gelmiyor, Acep Ne iştir.
f) Aşağıdaki cümleleri, ok işaretiyle gösterildiği gibi, sesin perdesini yükselterek ya da alçaltarak okuyun. Bu arada
ses iniş çıkışındaki değişikliklerin söz içeriğiyle uygunluğuna dikkat edin.
Gelin buraya. Kaç para ?
O mu saçma. Çarpın ellerinizi.
Kaldırabilirsiniz ¯ fakat dikkatle. Heyecanını sevdim¯ ama çok yoruldum.
sanıyorum¯ delili budur. Eminim başarabilirim.
d)Cümlelerin gerektirdiği duyguları kullanarak okuyun.
Yoruldum, umutsuzluğa kapıldım ve çok üzüldüm.
Seni vicdansız seni ! Bunun hesabını vereceksin.
Aman dikkat ! Çıngıraklı yılan var !
Bak hele ! Seni burada göreceğimi hiç ummuyordum.
Kaybedersem dayanamam gibi geliyor bana.
Hoşa Gitme/Tını
En güzel ses hiç bir zorlama görmeden çıkan sestir. ses organları gerildikçe sesin güzelliği bozulur. Katı, kulak
tırmalayan, hırıltılı, madensel, tiz, burunsal, hışırtılı, buğulu, çok yumuşak, gevrek, biçimden yoksun sesler, hoşa
gitmeyen seslerdir. Gerilmiş bir gırtlak ve ağız, gerilmiş kaslar sesi daha delici, daha yırtıcı bir hale getirir ve hoşa
gidicilik özelliklerini yitirir.
Güzel bir tını geliştirmek için tüm ses organlarımızı gevşeteceğiz. Gevşeme ile birlikte seslendirme çalışmaları
yapacağız. Gevşeme düzeyimiz arttıkça sesimizin tınısı sakin, düzgün ve temiz hale gelecektir.
a) Üst-alt dudak kaslarınızı gevşetin. Çenenizi iyice aşağıya bırakın. alın ve şakaklarınızı, yanak ve göz kaslarınızı
gevşetin. Dilinizi gevşek bırakın. Hafifçe soluyun. aldığınız hava üfler gibi ağzınızda damağınıza çarpsın, ağzınızdan
ve burnunuzdan birlikte çıksın. 10 defa bu şekilde soluyun.
b)Ağzınız kapalı, gırtlağınızı hiç sıkmadan burnunuzdan çıkan hava ile “Mmmm” deyin. Bunu yaparken sesin
titreşimini göğsünüzde, başınızda alnınızda, burun kemiklerinizde ve burun deliklerinizde, kulaklarınızda, ensenizde
ve başınızın tepesinde hissedin. Tüm bu bölgelerinizi ayrı ayrı gevşeterek sesinizin titreşimlerinin artmasını sağlayın.
c) Alt çene kaslarınızı iyice gevşetip ağzınızı alabildiği kadar açarak çenenizi gevşek bir halde sarkıtın. Önce yavaş,
sonra hızını artıra artıra birkaç kez "bob" deyin. Gevşeyin ve soluğunuzun, dudaklarınızı itebildiği kadar dışarıya
itmesini sağlayın. Yanak kaslarınızı gevşetin, yanaklarınızı şişirin yavaştan başlatıp hızınızı gitgide artırarak "bob"
deyin.
d)"ha, ho, hu" hecelerini, aşağıdaki doğrultularda, beşer kez yineleyin : Gırtlakta yüksek ses ile; Gevşemiş gırtlak
sesi ile; Sesi ağız boşluğunda çıkan havanın ağız boşluğuna çarpması suretiyle çıkararak.
e)"Ah" hecesini, fısıltı ile başlayıp gitgide tonlayarak yüksek bir ses elde edinceye dek yineleyin; daha sonra, yüksek
sesten fısıltıya inin.
f) Para sayıyormuşçasına; arızalı bir telefonda, karşınızdakine telefon numarasını bildiriyormuşçasına, yıkılan
boksörün başında sayıyormuşçasına ona kadar sayın.
g) "Ben sevinç ve heyecan doluyum!" cümlesini;
Gırtlağı zorlayarak fısıldayın, Burun sesi ile fısıldayın, Gevşemiş kaslarla, rahat söyleyin.
Söyleme Hızı
Dinleyicilerin algılama hızında -dakikada 90-130 kelime arası-söylenmeli konuşma anındaki duygulara, kişiliğe, yere
ve dinleyicinin niteliğine göre değişimler göstermelidir. Heyecan, korku, telaş, öfke gibi durumlarda konuşma hızı
artar; sevgi, üzüntü, saygı gibi durumlarda hız azalır. Düşünce ve heyecanda sükunet varsa orta hızın tercih edilmesi
gerekir.
ALIŞTIRMA: SÖYLEME HIZI
a) Aşağıdaki paragrafı, önce yavaş, küçük bir topluluğun işitebileceği tonda fakat elinizden geldiğince hızlı; sonra da,
büyük bir topluluğa hitap ediyormuşçasına ve yavaş söyleyin.
Acaba kendilerini çocuklarına duydukları şefkatte kaybeden annelerin tattıkları mutluluk hissedişinden daha
yükseklere tırmanabilenler var mıdır? Beşeri ilişkiler çerçevesinde yoktur şüphesiz. Ancak insan, şefkati sadece
anne-çocuk ilişkisiyle sınırlayarak hayatı boyunca muhtaç olduğu yüksek huzurdan mahrum olmamalıdır. Çünkü 80
yaşında ihtiyarlardan 8 günlük bebeklere kadar bütün insanlar şefkat edilmeye muhtaçtırlar ve Rablerinin engin
şefkati altında karşılıksız korunurlar.
b) Aşağıdaki cümleleri, önce, tekdüze bir tonla, sonra, cümlelerin duygu yönlerini dikkate alarak yanlarında belirtilen
hızlarda söyleyin :
- Ne güzel bir gece, değil mi? (yavaş)
- Ben bu adamı nerede gördüğümü bir hatırlayabilsem. (hızlı)
- Böyle bir hileye baş vuracak kadar alçalacağın hiç aklıma gelmezdi. (hızlı)
- Bir daha yüzünü görmek istemiyorum senin. Defol karşımdan. (hızlı)
- Bu derece iyi bir insanı ömrümde görmedim. (yavaş)
- Dikkat et ! Arabaya çarpacaksın ! (hızlı)
-İçeri girebilir miyim? (yavaş)
SOLUMAYI DÜZELTMELİSİNİZ
Doğru soluma diyaframdan yapılmalı, nefesin verilmesinde gırtlak değil karın kasları kullanılmalıdır. Diyaframdan
mükemmel soluma yapılamadığında ve nefes diyaframdan kontrol edilemediğinde sesin güzel çıkışı imkansızlaşır.
Göğüs boşluğu nefes alırken, aşağıya, dışarıya veya yukarıya hareket ettirilebilir. Diyaframatik soluma aşağıya
doğrudur. Diyaframatik soluma yapıldığında ciğerlerin alt lobları etkili kullanılır ve ciğerlere en az % 50 daha fazla
oksijen alınır. Kapasitenin altında oksijenle yapılan diğer solumalarda ses bozuk, kontrolsüz ve kesintili çıkar. Nefes
kontrol edilemediğinde ses çok fazla hava harcar. Konuşmacının nefesi tıkanır. Konuşmada dengesiz duraklamalar,
tutukluklar oluşur.
Solumanın önemi ve diyaframatik soluma yeteneğinin olumlu etkileri üzerinde kitabınızın ikinci bölümünde ayrıntılı
bilgi verilmiştir. Burada diyaframatik soluma anlatılacak ve solumanın güzel konuşmada etkili şekilde kullanılması
amacıyla alıştırmalar verilecektir. Doğru soluma yeteneği için dikkate alacağımız hususlar şunlardır: Diyaframdan
Nefes Alma, Derin Nefes Alma, Nefesi Diyafram Yardımıyla Tutabilme, Nefesi İktisatlı Kullanabilme.
Doğru soluma unsurlarını şu şekilde belirtelim:
Diyaframdan Soluma
Akciğerlerimizi aşağıya doğru doldurarak nefes alabilmektir. bazıları nefes alırken tam tersine bir hareketle
karınlarını da içeri çekmektedir. Oysa nefes alınırken karın dışarıya itilir, verirken içeriye çekilir.
ALIŞTIRMA: DİYAFRAM SOLUMASI
Diyaframdan doğru soluma, akciğerimizin alt loplarını etkin şekilde kullanmak suretiyle kaburga kemiklerinin alt
hizasından dışarıya itilecek şekilde nefes alabilme çalışmasıyla başlar. Önce çok derin olmak üzere üst üste 2-3
soluma yapın. Göğüs kafesiniz ve omuzlarınız yukarıya doğru kalkıyorsa hatalı nefes aldığınızı görüyorsunuz.
Düz bir zeminde sırt üstü uzanın. Hızlıca ve kısa aralıklarla sadece ağzınızdan soluyun. Nefes alırken göğüs
kafesinin bittiği yerden karından gözlemlenen bir hareket var mı? Ellerinizle göğüs kafesinizin üzerine bastırın veya
bunun için başka bir yardımcı kullanın. Aynı solumayı göğsünüzün alt kısmına doğru yapın. Hala diyaframdan nefes
almayı başaramadıysanız, yeni bir yol önereceğiz. Çünkü nefes düzeltme çalışmalarımızda bazı kişilerin doğru
solumayı kavraması zannettiğimizden de zor olmuştur. Sırt üstü düz uzanmış durumdasınız. Nefesinizi tutun. Bu
halde karnınızı içeri çekin ve dışarı itin. Nefes almadan bunu gerçekleştirebiliyor musunuz. Cevabınız “evet”se şimdi
nefes alırken karnınızı dışarı itin, verirken karnınızı içeri çekin. Bu yolla diyaframdan solumayı iyice öğrendikten
sonra aşağıdaki çalışmaları yapacağız. Doğru nefes alma biçimimizin otomatikleşmesi gerekir. Her zaman bilinçli
olarak nefesimizi kontrol edemeyiz. Aşağıda belirtilen kurallar dahilinde alışkanlık kazanıncaya kadar 2 hafta
boyunca çalışma yapacağız. Bu arada çalışmamızı yapabilmek ve başarılı olabilmek için midemizin her yemek
sonrasında 1/3’ünün boş bırakılmasına dikkat edeceğiz.
Nefes alma çalışması yukarıdaki çerçevede bir süre yapıldığında alışkanlık haline gelecek ve otomatikleşecektir.
Mevcut nefes alış miktarınızın en az iki kat artabildiğini göreceksiniz. Seminerimizde uzmanınız size bu konuda
bilhassa yol gösterecek ve solumanızı tek tek kontrol edecektir.
Derin Soluma
Nefesiniz alabildiğince derinleşecektir. Göğüsten nefes alanlar için derinlik zayıftır. Derin derin nefes almaya devam
ettikçe akciğerlerin kapasitesi artacak ve daha fazla havanın kullanılması mümkün olacaktır. Göğüsten solumaya
devam ettiğiniz de soluma derinliğinizi arttıramazsınız.
ALIŞTIRMA: DERİN SOLUMA
1.Nefesimizi mutlaka burnumuzdan alıp ağzımızdan vereceğiz. Soluma her zaman diyaframdan olacak. Nefesimizi
alış, tutuş ve veriş zamanımız 1-4-2 formülüne uygun olacak. Yani eğer nefesimizi 2 saniyede almışsak 8 saniye
içimizde tutacağız ve 4 saniyede vereceğiz. Bu çerçevede derin nefes alınız. Nefes aldığınızda akciğerlerinizi
zorlayınız, son haddine kadar alınız ve tutunuz. Şimdi yavaş yavaş veriniz. Son haddine kadar veriniz. Bükülünceye
kadar nefesinizi boşaltınız. Bu çalışmayı sürdürüyorsunuz. Bir seansta 10 defadan fazla yapmıyorsunuz. Derin
soluma çalışmasını sabah erkenden ve akşam saatlerinde 10’ar defa yapacağız. Bir anda alınan fazla oksijen,
oksijen krizine yol açabilir. Amacımız transa geçmek değildir. Aynı çalışmayı her derste yapacağız. Başlangıçta
ciğerleriniz ideal miktarda büyüyemez. Devam ettikçe her defasında kapasitenin daha iyi kullanıldığını göreceksiniz.
Soluğu Diyaframla Tutma
Özel bir eğitim almamış olanların çoğu derin nefesi gırtlaklarını sıkarak tutmaktadırlar. Gırtlak tamamen açık ve
gevşek olduğu halde karın kaslarımızın yardımıyla havayı içeride tutabilmeliyiz. Eğer gırtlağı sıkarak havayı tutarsak
gırtlak çabuk yorulur, ses bozulur, nefes hemen boşalır ve yetersiz kalır.
ALIŞTIRMA: SOLUK TUTMA
a) Derin nefes alın. Nefesinizi bekletin. Beklerken gırtlağınızın gevşek ve boş olmasına dikkat edin. Öylece
dayanabildiğiniz kadar bekleyin.
b) Derin nefes alın ve gırtlağınızı açık tutun. Kısa ve kesik soluma yapın. Akciğerleriniz dolu iken sık sık çok az
miktarda nefes alıp veriyorsunuz. Bunu yaparken karın bölgenizdeki hareketlenmeyi fark edin.
c)Derin nefes alın, parmağınızı dudaklarınıza çok yakın tutun ve hafifçe üfler gibi yapın. Çıkan havanın oluşturduğu
hafif ısıyı hissedin. Havanın mümkün olduğu kadar yavaş çıkmasına ve bu arada gırtlağınızın iyice gevşek olmasına
dikkat edin. Aynı çalışmayı mum ateşi önünde yapın. Dudaklarınıza yakın tuttuğunuz mum ateşine hafifçe
üflüyorsunuz ve mumu söndürmüyorsunuz.
d) Derin nefes alın ve “papapa” sesini düşük sesle mümkün olduğu kadar az hava harcayarak mümkün olduğu kadar
uzun süre tekrar edin. Her denemenizde geçen süreyi arttırmaya çalışın. Şimdi sesinizi yükseltin ve aynı çalışmayı
yüksek sesle yapın.
e) Yukarıdaki çalışmayı kalın, orta ve ince sesinizle ayrı ayrı yapın.
Soluğu İktisatlı Kullanma
Konuşmaya başladığımızda hava bir çırpıda boşalıp bitmemelidir. Aynı havayı kullanarak daha fazla ses çıkarma
egzersizi yapmamız gerekiyor. Üzerinde en fazla duracağımız çalışma nefesi iktisatlı kullanma çalışmasıdır.
ALIŞTIRMA: İKTİSATLI SOLUMA
a)Ayrı egzersizlerle, derin, sık, çabuk, düzenli, gerilmeden, gürültüsüz nefes alıp veriniz.
a) Soluk verme (f) ile 1. ateşi üfler gibi, 2. hayretle 3. havlar gibi
c) Soluğun (s) ünsüzü ile aşağıdaki şekillerde; kesintisiz, kesintili, kuvvetli ve zayıf şekillerde boşaltılması:
(1)ssssssssssssssssss; (2)s-s-s-s-s-s; ssssss-s-s-s-s-s-ssssss; (3)SSS-S-SSSSSS-S-S- (4)s; S-S-S-S-S-s-ss-
s-s-s; S-s-S-s-S-s-S-s-S; SSSSS-s-s-s-s-s;
ç)Önce orta sesle sonra yükselerek:
ah, oh uh, ıh, eh, öh, üh, ih-----hah, hoh, huh, hıh, heh, höh, hüh, hih,
ahah, ohoh, uhuh, ıhıh, eheh, öhöh, ûhüh, ihih----hahah, hohoh, huhuh, hıhıh,
Kahkaha ile: kahkah, kohkoh, kuhkuh, kıhkıh, kehkeh, köhköh, kühküh, kihkih,
d) (p,b,d,t,g,k) harflerini az soluk harcayarak tekrar edin. Bir solukta ve bütün gücünüzü kullanarak "Hop"
hecesini, söyleyebildiğiniz kadar çok sayıda, bağırarak yineleyin.
e)Her cümleyi tek solukta okuyun.
Sevgi merkezli hislerin vücudun bio-kimyasal yapısında yaptığı değişikleri ortaya çıkarmaya dönük bir yığın
araştırma yapılmıştır. Dar anlamda beşeri sevginin, güven duygusunu artıran endorfin hormonu salgısını çoğalttığı,
yüksek heyecan ve sevince yol açan emphetamin salgısını körüklediği gözlenmiştir. Los Angeles Psikiyatri
Enstitüsünden Mark Gaulstan’a göre, gerçek sevgi endorfin hormonuyla teessüs etmekte ve hakiki şefkat
belirmektedir. Bu işte özellikle örnek olarak anne-çocuk ilişkilerinin şefkat merkezli şekillenmesinde Oxytocin
maddesinin geliştirdiği “bağlılık ve sokulma” duygusunun büyük rol oynadığı anlaşılmaktadır.
mükemmel soluma yapılamadığında ve nefes diyaframdan kontrol edilemediğinde sesin güzel çıkışı imkansızlaşır.
Göğüs boşluğu nefes alırken, aşağıya, dışarıya veya yukarıya hareket ettirilebilir. Diyaframatik soluma aşağıya
doğrudur. Diyaframatik soluma yapıldığında ciğerlerin alt lobları etkili kullanılır ve ciğerlere en az % 50 daha fazla
oksijen alınır. Kapasitenin altında oksijenle yapılan diğer solumalarda ses bozuk, kontrolsüz ve kesintili çıkar. Nefes
kontrol edilemediğinde ses çok fazla hava harcar. Konuşmacının nefesi tıkanır. Konuşmada dengesiz duraklamalar,
tutukluklar oluşur.
Solumanın önemi ve diyaframatik soluma yeteneğinin olumlu etkileri üzerinde kitabınızın ikinci bölümünde ayrıntılı
bilgi verilmiştir. Burada diyaframatik soluma anlatılacak ve solumanın güzel konuşmada etkili şekilde kullanılması
amacıyla alıştırmalar verilecektir. Doğru soluma yeteneği için dikkate alacağımız hususlar şunlardır: Diyaframdan
Nefes Alma, Derin Nefes Alma, Nefesi Diyafram Yardımıyla Tutabilme, Nefesi İktisatlı Kullanabilme.
Doğru soluma unsurlarını şu şekilde belirtelim:
Diyaframdan Soluma
Akciğerlerimizi aşağıya doğru doldurarak nefes alabilmektir. bazıları nefes alırken tam tersine bir hareketle
karınlarını da içeri çekmektedir. Oysa nefes alınırken karın dışarıya itilir, verirken içeriye çekilir.
ALIŞTIRMA: DİYAFRAM SOLUMASI
Diyaframdan doğru soluma, akciğerimizin alt loplarını etkin şekilde kullanmak suretiyle kaburga kemiklerinin alt
hizasından dışarıya itilecek şekilde nefes alabilme çalışmasıyla başlar. Önce çok derin olmak üzere üst üste 2-3
soluma yapın. Göğüs kafesiniz ve omuzlarınız yukarıya doğru kalkıyorsa hatalı nefes aldığınızı görüyorsunuz.
Düz bir zeminde sırt üstü uzanın. Hızlıca ve kısa aralıklarla sadece ağzınızdan soluyun. Nefes alırken göğüs
kafesinin bittiği yerden karından gözlemlenen bir hareket var mı? Ellerinizle göğüs kafesinizin üzerine bastırın veya
bunun için başka bir yardımcı kullanın. Aynı solumayı göğsünüzün alt kısmına doğru yapın. Hala diyaframdan nefes
almayı başaramadıysanız, yeni bir yol önereceğiz. Çünkü nefes düzeltme çalışmalarımızda bazı kişilerin doğru
solumayı kavraması zannettiğimizden de zor olmuştur. Sırt üstü düz uzanmış durumdasınız. Nefesinizi tutun. Bu
halde karnınızı içeri çekin ve dışarı itin. Nefes almadan bunu gerçekleştirebiliyor musunuz. Cevabınız “evet”se şimdi
nefes alırken karnınızı dışarı itin, verirken karnınızı içeri çekin. Bu yolla diyaframdan solumayı iyice öğrendikten
sonra aşağıdaki çalışmaları yapacağız. Doğru nefes alma biçimimizin otomatikleşmesi gerekir. Her zaman bilinçli
olarak nefesimizi kontrol edemeyiz. Aşağıda belirtilen kurallar dahilinde alışkanlık kazanıncaya kadar 2 hafta
boyunca çalışma yapacağız. Bu arada çalışmamızı yapabilmek ve başarılı olabilmek için midemizin her yemek
sonrasında 1/3’ünün boş bırakılmasına dikkat edeceğiz.
Nefes alma çalışması yukarıdaki çerçevede bir süre yapıldığında alışkanlık haline gelecek ve otomatikleşecektir.
Mevcut nefes alış miktarınızın en az iki kat artabildiğini göreceksiniz. Seminerimizde uzmanınız size bu konuda
bilhassa yol gösterecek ve solumanızı tek tek kontrol edecektir.
Derin Soluma
Nefesiniz alabildiğince derinleşecektir. Göğüsten nefes alanlar için derinlik zayıftır. Derin derin nefes almaya devam
ettikçe akciğerlerin kapasitesi artacak ve daha fazla havanın kullanılması mümkün olacaktır. Göğüsten solumaya
devam ettiğiniz de soluma derinliğinizi arttıramazsınız.
ALIŞTIRMA: DERİN SOLUMA
1.Nefesimizi mutlaka burnumuzdan alıp ağzımızdan vereceğiz. Soluma her zaman diyaframdan olacak. Nefesimizi
alış, tutuş ve veriş zamanımız 1-4-2 formülüne uygun olacak. Yani eğer nefesimizi 2 saniyede almışsak 8 saniye
içimizde tutacağız ve 4 saniyede vereceğiz. Bu çerçevede derin nefes alınız. Nefes aldığınızda akciğerlerinizi
zorlayınız, son haddine kadar alınız ve tutunuz. Şimdi yavaş yavaş veriniz. Son haddine kadar veriniz. Bükülünceye
kadar nefesinizi boşaltınız. Bu çalışmayı sürdürüyorsunuz. Bir seansta 10 defadan fazla yapmıyorsunuz. Derin
soluma çalışmasını sabah erkenden ve akşam saatlerinde 10’ar defa yapacağız. Bir anda alınan fazla oksijen,
oksijen krizine yol açabilir. Amacımız transa geçmek değildir. Aynı çalışmayı her derste yapacağız. Başlangıçta
ciğerleriniz ideal miktarda büyüyemez. Devam ettikçe her defasında kapasitenin daha iyi kullanıldığını göreceksiniz.
Soluğu Diyaframla Tutma
Özel bir eğitim almamış olanların çoğu derin nefesi gırtlaklarını sıkarak tutmaktadırlar. Gırtlak tamamen açık ve
gevşek olduğu halde karın kaslarımızın yardımıyla havayı içeride tutabilmeliyiz. Eğer gırtlağı sıkarak havayı tutarsak
gırtlak çabuk yorulur, ses bozulur, nefes hemen boşalır ve yetersiz kalır.
ALIŞTIRMA: SOLUK TUTMA
a) Derin nefes alın. Nefesinizi bekletin. Beklerken gırtlağınızın gevşek ve boş olmasına dikkat edin. Öylece
dayanabildiğiniz kadar bekleyin.
b) Derin nefes alın ve gırtlağınızı açık tutun. Kısa ve kesik soluma yapın. Akciğerleriniz dolu iken sık sık çok az
miktarda nefes alıp veriyorsunuz. Bunu yaparken karın bölgenizdeki hareketlenmeyi fark edin.
c)Derin nefes alın, parmağınızı dudaklarınıza çok yakın tutun ve hafifçe üfler gibi yapın. Çıkan havanın oluşturduğu
hafif ısıyı hissedin. Havanın mümkün olduğu kadar yavaş çıkmasına ve bu arada gırtlağınızın iyice gevşek olmasına
dikkat edin. Aynı çalışmayı mum ateşi önünde yapın. Dudaklarınıza yakın tuttuğunuz mum ateşine hafifçe
üflüyorsunuz ve mumu söndürmüyorsunuz.
d) Derin nefes alın ve “papapa” sesini düşük sesle mümkün olduğu kadar az hava harcayarak mümkün olduğu kadar
uzun süre tekrar edin. Her denemenizde geçen süreyi arttırmaya çalışın. Şimdi sesinizi yükseltin ve aynı çalışmayı
yüksek sesle yapın.
e) Yukarıdaki çalışmayı kalın, orta ve ince sesinizle ayrı ayrı yapın.
Soluğu İktisatlı Kullanma
Konuşmaya başladığımızda hava bir çırpıda boşalıp bitmemelidir. Aynı havayı kullanarak daha fazla ses çıkarma
egzersizi yapmamız gerekiyor. Üzerinde en fazla duracağımız çalışma nefesi iktisatlı kullanma çalışmasıdır.
ALIŞTIRMA: İKTİSATLI SOLUMA
a)Ayrı egzersizlerle, derin, sık, çabuk, düzenli, gerilmeden, gürültüsüz nefes alıp veriniz.
a) Soluk verme (f) ile 1. ateşi üfler gibi, 2. hayretle 3. havlar gibi
c) Soluğun (s) ünsüzü ile aşağıdaki şekillerde; kesintisiz, kesintili, kuvvetli ve zayıf şekillerde boşaltılması:
(1)ssssssssssssssssss; (2)s-s-s-s-s-s; ssssss-s-s-s-s-s-ssssss; (3)SSS-S-SSSSSS-S-S- (4)s; S-S-S-S-S-s-ss-
s-s-s; S-s-S-s-S-s-S-s-S; SSSSS-s-s-s-s-s;
ç)Önce orta sesle sonra yükselerek:
ah, oh uh, ıh, eh, öh, üh, ih-----hah, hoh, huh, hıh, heh, höh, hüh, hih,
ahah, ohoh, uhuh, ıhıh, eheh, öhöh, ûhüh, ihih----hahah, hohoh, huhuh, hıhıh,
Kahkaha ile: kahkah, kohkoh, kuhkuh, kıhkıh, kehkeh, köhköh, kühküh, kihkih,
d) (p,b,d,t,g,k) harflerini az soluk harcayarak tekrar edin. Bir solukta ve bütün gücünüzü kullanarak "Hop"
hecesini, söyleyebildiğiniz kadar çok sayıda, bağırarak yineleyin.
e)Her cümleyi tek solukta okuyun.
Sevgi merkezli hislerin vücudun bio-kimyasal yapısında yaptığı değişikleri ortaya çıkarmaya dönük bir yığın
araştırma yapılmıştır. Dar anlamda beşeri sevginin, güven duygusunu artıran endorfin hormonu salgısını çoğalttığı,
yüksek heyecan ve sevince yol açan emphetamin salgısını körüklediği gözlenmiştir. Los Angeles Psikiyatri
Enstitüsünden Mark Gaulstan’a göre, gerçek sevgi endorfin hormonuyla teessüs etmekte ve hakiki şefkat
belirmektedir. Bu işte özellikle örnek olarak anne-çocuk ilişkilerinin şefkat merkezli şekillenmesinde Oxytocin
maddesinin geliştirdiği “bağlılık ve sokulma” duygusunun büyük rol oynadığı anlaşılmaktadır.
SES ORGANLARINI GELİŞTİRMELİSİNiZ
Akciğerlerden çıkan hava gırtlaktan geçerken ses tellerinde titreşimler oluşturur, bu titreşimlerle gırtlak yapısına göre
değişik şekillerde çok zayıf sesler oluşur. Bu sesler diğer ses organlarıyla yoğrulur, titreşimlerle rahatlıkla
işitilebilecek kadar büyür ve kimlik kazanır. Herkesin ses organlarının yapısının farklılığı ölçüsünde farklı sesleri veya
ses kimlikleri vardır. Burada önce ses organlarımızın istediğimiz sesi çıkarabilecek yeteneğe ulaşmasını
sağlamalıyız.
Ses organlarının eğitimi diksiyonun altyapısını oluşturur. Ses organları eğitimsiz olduğunda diksiyon çalışmalarının
her aşamasında tıkanıklıklar oluşacaktır. diksiyon çalışmalarının kendisi de dolaylı şekilde ses organlarının
gelişimine yol açar. Ana ses organlarını tek tek ele alalım ve geliştirilmeleri için alıştırmalar yapalım.
Dil
Dilimiz ünlüleri hariç tutarsak diğer tüm seslerin çıkarılmasında mutlaka kullandığımız çök önemli bir ses
organımızdır. “a,e,ı,i,o,ö,u,ü” den oluşan ünlülerin dilimiz sabit dururken seslendirilmeleri mümkündür. Sadece farklı
ünlülerde çene ve ağız içinin aldığı pozisyonun değişimine paralel olarak değişik pozisyonlar alabilir. Ancak dil
özellikle bazı seslerin çıkarılmasında en önemli fonksiyonları icra eder.
Dil ağız içinde çok rahat hareket edebilmelidir. Dilin ön alt dişlerin köküne, ön alt dişlerin üst bölümüne, ön üst
dişlerin köküne, kıvrılarak üst dudağa dokunabilmesi gerekir. Dilin ucu rahatlıkla kasılabilmeli ve kıvrılabilmelidir.
Dilin ağız içinde sağ ön ve arka yönde, sağ ve sol yönde veya ucundan kıvrılarak geriye doğru hareketi rahat
olabilmelidir.
Eğer dilimizin kaslarının dilimize rahat bir şekilde hakim olmasını sağlayamazsak özellikle dilimizi kullanarak
çıkardığımız seslerin bozuk çıktığını görürüz. Değişik milletlerin dillerindeki fonetik özellikler farklı dil yeteneklerini
gerektirebilir. Örneğin Japonca “tsu” sesi, İngilizce “the” sesi, Arapça’daki “peltek z” Türkçe fonetiğinde bulunmaz. Bu
sesleri çıkarabilmek için de o milletlerin fonetikleri çerçevesinde dilimizi geliştirmemiz gerekir. Eğer dilimizin
kullanımının genel anlamda geliştirilmesini sağlamayı başarırsak, bu yeteneğimiz yabancı dil öğrenirken “telaffuzpronounciation”
sorununu çok kolay aşmamızı sağlayacaktır.
Türkçe’de dil tembelliğinin en fazla olumsuz etkilediği sesler şunlardır: “c, ç, d, j, l, n, r, s, ş, t, z” Eğer bu seslerden
herhangi birini çıkarmakta güçlük çekiyorsanız veya seste boğukluk, oluşuyorsa dil egzersizleri üzerinde
yoğunlaşmanız gerekecektir.
ALIŞTIRMA: ÇENE ÇALIŞMASI
Aşağıdaki alıştırmalarla çene açıklığını sağlama ve çenemizin her hareketi rahatlıkla yapmasını temin etme
amaçlanmıştır. Tüm egzersizleri aşırı abartı ile gerçekleştirmelisiniz.
a) Elinizi alt çenenize dayayarak “çak çak” diye bağırın. Aşağıya itilen çenenizin yukarıya itilmesini sağlayın. Böylece
çenenizi aşağıya iten kaslarınızın güçlenmesini sağlayın.
b) İki elinizin içiyle yanak kemiklerinize masaj yapın. Avuçlarınızı alt çenenize doğru çekip çenenizi açın.
c) Yumruk yapılmış iki ellerinizle çenenizin altından bastırın. Alt çenenizi açın, başınızı geri itin ve alt çenenizi
kapatın. Tekrar çenenizi açın ve başınızı daha geriye itin. Tekrar yapın.
d) Çenenizi hızla iyice açıp kapatın. Hızlanın.
e) Çenenizi hızla ileri, geri hareket ettirin.
f) Çenenizi dairesel hareketlerle hızla döndürün.
Dudak
Dudakların kullanılmaması durumunda bazı seslerin çıkarılması kesinlikle mümkün değildir. Dudak tembelliği olan
kişiler özellikle dudakların kullanımıyla seslendirilen seslerde sorun yaşarlar. Türkçe’de ağırlıklı olarak dudağın
kullanımına dayandırılan sesler şunlardır: “b, f, m, o, ö, p, u, ü, v,” Bu seslerde bulanıklık veya anlaşılma güçlü
oluşturan bir konuşma biçimine sahipseniz bunun mutlaka dudak tembelliğinden kaynaklandığını düşünebilirsiniz.
Bununla birlikte dudaklar diğer seslerde de belli pozisyonlar alırlar. Bu yönüyle örneğin “ı, i,” gibi sesleri çıkarırken
dudağın katkısı dikkate alınmalıdır. Bu sesler dudak olmaksızın da seslendirilebilirler ama istenen kalitede
seslendirilmeleri mümkün olmaz. dudak egzersizleriyle dudak kaslarımızın istenen her hareketi dudaklarımıza
rahatlıkla yaptırmasını sağlamamız gerekiyor
ALIŞTIRMA: DUDAK ÇALIŞMASI
a) Nefesinizi ağzınızdan kuvvetle verirken “poffff” deyin. Hava dudaklarınızı basınçla itsin. Basıncın dudak kaslarınızı
şiddetli zorlaması sağlayın.
b) Sıkı sıkı kapalı ve dişlerinize yakın -çeneniz kapalıya yakın- tuttuğunuz dudaklarınızdan üflediğiniz havanın
dudaklarınızı kuvvetle üfürerek çıkmasını sağlayın.
c) Dudaklarınızı kapatıp ileri uzatın ve dairesel hareketlerle hızla döndürün. Aşağı yukarı, sağa sola hareket ettirin.
d) Çenenizi kapatın ve hızla “mı, mu, mı, mu” deyin. Ardından aynı şekilde şu sesleri tekrar edin: “fe, ve”, “pe, be”,
“u, ü”, “o, ö”. Abartı yapmanız ve dudak kaslarınızı yoruncaya kadar çalışmayı sürdürmeniz önemlidir.
e) Bir kalemi yatay olarak dudaklarınızda tutup “Benim memleketim. Bir ben vardır bende benden içeri” deyin.
Dudaklarınız iyice yorulduğunda dudaklarınızı gevşetin ve kapalı tutarak havayı dışarı itin. Hava püfürdeyerek,
dudaklarınızı titreştirerek dışarı çıksın.
değişik şekillerde çok zayıf sesler oluşur. Bu sesler diğer ses organlarıyla yoğrulur, titreşimlerle rahatlıkla
işitilebilecek kadar büyür ve kimlik kazanır. Herkesin ses organlarının yapısının farklılığı ölçüsünde farklı sesleri veya
ses kimlikleri vardır. Burada önce ses organlarımızın istediğimiz sesi çıkarabilecek yeteneğe ulaşmasını
sağlamalıyız.
Ses organlarının eğitimi diksiyonun altyapısını oluşturur. Ses organları eğitimsiz olduğunda diksiyon çalışmalarının
her aşamasında tıkanıklıklar oluşacaktır. diksiyon çalışmalarının kendisi de dolaylı şekilde ses organlarının
gelişimine yol açar. Ana ses organlarını tek tek ele alalım ve geliştirilmeleri için alıştırmalar yapalım.
Dil
Dilimiz ünlüleri hariç tutarsak diğer tüm seslerin çıkarılmasında mutlaka kullandığımız çök önemli bir ses
organımızdır. “a,e,ı,i,o,ö,u,ü” den oluşan ünlülerin dilimiz sabit dururken seslendirilmeleri mümkündür. Sadece farklı
ünlülerde çene ve ağız içinin aldığı pozisyonun değişimine paralel olarak değişik pozisyonlar alabilir. Ancak dil
özellikle bazı seslerin çıkarılmasında en önemli fonksiyonları icra eder.
Dil ağız içinde çok rahat hareket edebilmelidir. Dilin ön alt dişlerin köküne, ön alt dişlerin üst bölümüne, ön üst
dişlerin köküne, kıvrılarak üst dudağa dokunabilmesi gerekir. Dilin ucu rahatlıkla kasılabilmeli ve kıvrılabilmelidir.
Dilin ağız içinde sağ ön ve arka yönde, sağ ve sol yönde veya ucundan kıvrılarak geriye doğru hareketi rahat
olabilmelidir.
Eğer dilimizin kaslarının dilimize rahat bir şekilde hakim olmasını sağlayamazsak özellikle dilimizi kullanarak
çıkardığımız seslerin bozuk çıktığını görürüz. Değişik milletlerin dillerindeki fonetik özellikler farklı dil yeteneklerini
gerektirebilir. Örneğin Japonca “tsu” sesi, İngilizce “the” sesi, Arapça’daki “peltek z” Türkçe fonetiğinde bulunmaz. Bu
sesleri çıkarabilmek için de o milletlerin fonetikleri çerçevesinde dilimizi geliştirmemiz gerekir. Eğer dilimizin
kullanımının genel anlamda geliştirilmesini sağlamayı başarırsak, bu yeteneğimiz yabancı dil öğrenirken “telaffuzpronounciation”
sorununu çok kolay aşmamızı sağlayacaktır.
Türkçe’de dil tembelliğinin en fazla olumsuz etkilediği sesler şunlardır: “c, ç, d, j, l, n, r, s, ş, t, z” Eğer bu seslerden
herhangi birini çıkarmakta güçlük çekiyorsanız veya seste boğukluk, oluşuyorsa dil egzersizleri üzerinde
yoğunlaşmanız gerekecektir.
ALIŞTIRMA: ÇENE ÇALIŞMASI
Aşağıdaki alıştırmalarla çene açıklığını sağlama ve çenemizin her hareketi rahatlıkla yapmasını temin etme
amaçlanmıştır. Tüm egzersizleri aşırı abartı ile gerçekleştirmelisiniz.
a) Elinizi alt çenenize dayayarak “çak çak” diye bağırın. Aşağıya itilen çenenizin yukarıya itilmesini sağlayın. Böylece
çenenizi aşağıya iten kaslarınızın güçlenmesini sağlayın.
b) İki elinizin içiyle yanak kemiklerinize masaj yapın. Avuçlarınızı alt çenenize doğru çekip çenenizi açın.
c) Yumruk yapılmış iki ellerinizle çenenizin altından bastırın. Alt çenenizi açın, başınızı geri itin ve alt çenenizi
kapatın. Tekrar çenenizi açın ve başınızı daha geriye itin. Tekrar yapın.
d) Çenenizi hızla iyice açıp kapatın. Hızlanın.
e) Çenenizi hızla ileri, geri hareket ettirin.
f) Çenenizi dairesel hareketlerle hızla döndürün.
Dudak
Dudakların kullanılmaması durumunda bazı seslerin çıkarılması kesinlikle mümkün değildir. Dudak tembelliği olan
kişiler özellikle dudakların kullanımıyla seslendirilen seslerde sorun yaşarlar. Türkçe’de ağırlıklı olarak dudağın
kullanımına dayandırılan sesler şunlardır: “b, f, m, o, ö, p, u, ü, v,” Bu seslerde bulanıklık veya anlaşılma güçlü
oluşturan bir konuşma biçimine sahipseniz bunun mutlaka dudak tembelliğinden kaynaklandığını düşünebilirsiniz.
Bununla birlikte dudaklar diğer seslerde de belli pozisyonlar alırlar. Bu yönüyle örneğin “ı, i,” gibi sesleri çıkarırken
dudağın katkısı dikkate alınmalıdır. Bu sesler dudak olmaksızın da seslendirilebilirler ama istenen kalitede
seslendirilmeleri mümkün olmaz. dudak egzersizleriyle dudak kaslarımızın istenen her hareketi dudaklarımıza
rahatlıkla yaptırmasını sağlamamız gerekiyor
ALIŞTIRMA: DUDAK ÇALIŞMASI
a) Nefesinizi ağzınızdan kuvvetle verirken “poffff” deyin. Hava dudaklarınızı basınçla itsin. Basıncın dudak kaslarınızı
şiddetli zorlaması sağlayın.
b) Sıkı sıkı kapalı ve dişlerinize yakın -çeneniz kapalıya yakın- tuttuğunuz dudaklarınızdan üflediğiniz havanın
dudaklarınızı kuvvetle üfürerek çıkmasını sağlayın.
c) Dudaklarınızı kapatıp ileri uzatın ve dairesel hareketlerle hızla döndürün. Aşağı yukarı, sağa sola hareket ettirin.
d) Çenenizi kapatın ve hızla “mı, mu, mı, mu” deyin. Ardından aynı şekilde şu sesleri tekrar edin: “fe, ve”, “pe, be”,
“u, ü”, “o, ö”. Abartı yapmanız ve dudak kaslarınızı yoruncaya kadar çalışmayı sürdürmeniz önemlidir.
e) Bir kalemi yatay olarak dudaklarınızda tutup “Benim memleketim. Bir ben vardır bende benden içeri” deyin.
Dudaklarınız iyice yorulduğunda dudaklarınızı gevşetin ve kapalı tutarak havayı dışarı itin. Hava püfürdeyerek,
dudaklarınızı titreştirerek dışarı çıksın.
Uzay artık bir 'tık' ötede
Microsoft’un yeni hizmetiyle, kıvrım kıvrım galaksiler, egzotik nebulalar ve patlayan yıldızlar, amatör gökbilimciler için sadece bir tık ötede.
Dünyanın bir numaralı yazılım firmasının yeni başlattığı "WorldWide Telescope" programı, Dünya’daki ve uzaydaki teleskoplarla elde edilen en iyi görüntülerden bir bölümünü, ücretsiz olarak meraklıların hizmetine sunuyor.
Uzaydaki Hubble ve Spitzer teleskoplarıyla Chandra X ışını gözlemevinden görüntülerin derlendiği yazılımı bilgisayarlarına indiren kullanıcılar, gece gökyüzünde gezegenleri arayıp, "zum" yapabilecekler (yakınlaştırma).
Harvard-Smithsonian Astrofizik merkezinden araştırmacı Roy Gould, "Kullanıcılar gökyüzünün X ışını görünüşünü görebilecek, parlak radyasyon bulutlarına zum yapabilecek ve binlerce yıl önceki bir süpernova patlamasının bulut kalıntılarını keşfedebilecekler" dedi.
California Technologie Enstitüsü’nden Roy Williams da, Microsoft’un yeni hizmetinin astronomiyle ilgilenen amatörler çok öğretici bir platform olduğunu söylerken, aynı zamanda profesyonel gökbilimcilerin de bunu kullanacağını sandığını belirtti. Ücretsiz yazılımı indirmek için
--------------------------------------------------------------------------------
Hubble teleskopunun çektiği en güzel fotoğraf seçilen bu karede dünyadan 28 milyon ışık yılı uzakta bulunan Sombrero Galaksisi görülüyor
Hubble’ın çektiği ve ikinci en güzel resim seçilen karede dünyadan 3000-6000 ışık yılı uzakta bulunan ‘Ant Nebula’ resmediliyor
Astronotların 3. favori resmi komik bir kukuleta takmış olan bir surata benzetildiğinden ‘Eskimo’ adı verilen Nebula NGC 2392 toz bulutu. Kukuletaya benzetilen kısım aslında ölmekte olan bir yıldızdan uzaklaşarak uçan kuyrukluyıldız biçimindeki bir halka. Eskimo Dünyadan 5000 ışık yılı uzakta bulunuyor
Yüzüklerin Efendisi’ üçlemesindeki büyücü Sauron’un şeytan gözünü anımsatan bu halkanın ismi ‘Cat’s Eye Nebula’
Astronotların seçtiği en iyi uzay resimleri arasında 5. sırada alan bu kare dünyadan 8000 ışık yılı uzaktaki ‘Hourglass Nebula’yı resmediyor. Nebulanın ortasındaki darlığın nedeni onu oluşturan rüzgarların merkezde zayıflaması
Bu karede görüntülenen 'Cone Nebula' dünyadan aya 23 milyon kez gidip gelindiğinde kat edilen yol kadar uzağımızda bulunuyor
Resimde dünyadan 5500 ışık yılı uzakta olan ‘Swan Nebula’sındaki ‘Perfect storm’ (Kusursuz Fırtına) adı verilen bölge görülüyor
Astronotların 8. favori karesinde samanyolundan bir yıldızın muhteşem görüntüsü resmediliyor. Ünlü ressam Van Gogh’un tablolarından birini çağrıştırdığı için astronotlar bu resme ‘Starry Night’ (Yıldızlı gece) ismini verdi
Astronotların 9. favori resmindeki bu görüntüde dünyadan 114 milyon ışık yılı uzakta olan ve teknik ismi NGC 2207 ve IC 2163 olan iki birleşik galaksiyi görüyoruz
Astronotların seçtiği en güzel 10. resimde dünyadan 9000 bin ışık yılı uzakta olan Trifid Nebula’yı görüyoruz. Yeni yıldızların doğduğu bu nebulaya astronotlar ‘yıldız kreşi’ adını taktı
Dünyanın bir numaralı yazılım firmasının yeni başlattığı "WorldWide Telescope" programı, Dünya’daki ve uzaydaki teleskoplarla elde edilen en iyi görüntülerden bir bölümünü, ücretsiz olarak meraklıların hizmetine sunuyor.
Uzaydaki Hubble ve Spitzer teleskoplarıyla Chandra X ışını gözlemevinden görüntülerin derlendiği yazılımı bilgisayarlarına indiren kullanıcılar, gece gökyüzünde gezegenleri arayıp, "zum" yapabilecekler (yakınlaştırma).
Harvard-Smithsonian Astrofizik merkezinden araştırmacı Roy Gould, "Kullanıcılar gökyüzünün X ışını görünüşünü görebilecek, parlak radyasyon bulutlarına zum yapabilecek ve binlerce yıl önceki bir süpernova patlamasının bulut kalıntılarını keşfedebilecekler" dedi.
California Technologie Enstitüsü’nden Roy Williams da, Microsoft’un yeni hizmetinin astronomiyle ilgilenen amatörler çok öğretici bir platform olduğunu söylerken, aynı zamanda profesyonel gökbilimcilerin de bunu kullanacağını sandığını belirtti. Ücretsiz yazılımı indirmek için
--------------------------------------------------------------------------------
Hubble teleskopunun çektiği en güzel fotoğraf seçilen bu karede dünyadan 28 milyon ışık yılı uzakta bulunan Sombrero Galaksisi görülüyor
Hubble’ın çektiği ve ikinci en güzel resim seçilen karede dünyadan 3000-6000 ışık yılı uzakta bulunan ‘Ant Nebula’ resmediliyor
Astronotların 3. favori resmi komik bir kukuleta takmış olan bir surata benzetildiğinden ‘Eskimo’ adı verilen Nebula NGC 2392 toz bulutu. Kukuletaya benzetilen kısım aslında ölmekte olan bir yıldızdan uzaklaşarak uçan kuyrukluyıldız biçimindeki bir halka. Eskimo Dünyadan 5000 ışık yılı uzakta bulunuyor
Yüzüklerin Efendisi’ üçlemesindeki büyücü Sauron’un şeytan gözünü anımsatan bu halkanın ismi ‘Cat’s Eye Nebula’
Astronotların seçtiği en iyi uzay resimleri arasında 5. sırada alan bu kare dünyadan 8000 ışık yılı uzaktaki ‘Hourglass Nebula’yı resmediyor. Nebulanın ortasındaki darlığın nedeni onu oluşturan rüzgarların merkezde zayıflaması
Bu karede görüntülenen 'Cone Nebula' dünyadan aya 23 milyon kez gidip gelindiğinde kat edilen yol kadar uzağımızda bulunuyor
Resimde dünyadan 5500 ışık yılı uzakta olan ‘Swan Nebula’sındaki ‘Perfect storm’ (Kusursuz Fırtına) adı verilen bölge görülüyor
Astronotların 8. favori karesinde samanyolundan bir yıldızın muhteşem görüntüsü resmediliyor. Ünlü ressam Van Gogh’un tablolarından birini çağrıştırdığı için astronotlar bu resme ‘Starry Night’ (Yıldızlı gece) ismini verdi
Astronotların 9. favori resmindeki bu görüntüde dünyadan 114 milyon ışık yılı uzakta olan ve teknik ismi NGC 2207 ve IC 2163 olan iki birleşik galaksiyi görüyoruz
Astronotların seçtiği en güzel 10. resimde dünyadan 9000 bin ışık yılı uzakta olan Trifid Nebula’yı görüyoruz. Yeni yıldızların doğduğu bu nebulaya astronotlar ‘yıldız kreşi’ adını taktı
Balık Yemenin Faydaları
Sağlıklı ve dengeli beslenmede tüketilmesi önerilen balığın belleği güçlendirdiği, bu nedenle sınavlara hazırlananların bol bol balık yemesinin başarıyı kolaylaştıracağı bildirildi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Beslenme Uzmanı Doç.Dr. Funda Elmacıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüz binlerce öğrencinin katıldığı Öğrenci Seçme Sınavı, Seviye Belirleme Sınavı ile Kamu Personeli Seçme Sınavı gibi genel sınavlara hazırlananların beslenmelerine özen göstermeleri gerektiğini söyledi.
Samsun'da üniversite sınavlarına hazırlanan dershane ve lise öğrencilerinin sınavlara stressiz ve rahat girmeleri için beslenmenin önemi hakkında eğitim seminerleri düzenlendiklerini anlatan Elmacıoğlu, bu seminerlerde beslenmenin başarıyla olan ilgisinin anlatıldığını vurguladı.
''Beslenme konusunda birkaç basit kural sınav sırasında yaşanabilecek olumsuzlukları ortadan kaldıracaktır'' diyen Elmacıoğlu, şunları kaydetti:
''Özellikle sınav öncesi dönemde mutlaka balık yenilmeli, ya da balık yağı takviyesi yapılmalıdır. Balık belleği güçlendirir, öğrenmeyi ve konsantrasyonu kolaylaştırır. Eğer balık yenilemiyorsa mutlaka her gün 500 miligram balık yağı kapsüllerinden alınmalıdır.''
Elmecıoğlu, adayların sınav sabahı evlerinde mutlaka kahvaltı yapmaları gerektiğine de işaret etti.
Kahvaltısında üzüm pekmezi, peynir, yarım yağlı süt ve yumurtadan oluşan protein ağırlıklı gıdalar alınmasını öneren Elmacıoğlu, tuzlu ya da tatlı ağırlıklı proteinsiz reçelli ekmek veya ballı ekmek yemenin yanlış olduğunu kaydetti.
Elmacıoğlu, şu bilgileri verdi:
''Sınav öncesi ve sabahı tuzlu ve tatlı yiyecekler tüketilmesi özellikle sıcak havalarda sıvı kaybı meydana gelecektir. Sıvı kaybı hafızada karmaşa ve kararsızlık yaratır. Bunun için gerektiği oranda sıvı alınmalıdır. Şekerin ve çikolatanın başarıyı arttırıcı etkisi yoktur. Ayrıca sınava hazırlık dönemlerinde fazlaca gazlı içecek, çikolata ve şeker tüketimi bağırsak hareketlerini bozar ve huzursuzluğa neden olur.''
Doç. Dr. Elmacıoğlu, ''dengeli ve programlı beslenmenin sadece sınav heyecanı içindeki kişilere değil hayatın normal akışı içindeki insanlarda da olumlu yansımaları olacağını sözlerine ekledi
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Beslenme Uzmanı Doç.Dr. Funda Elmacıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüz binlerce öğrencinin katıldığı Öğrenci Seçme Sınavı, Seviye Belirleme Sınavı ile Kamu Personeli Seçme Sınavı gibi genel sınavlara hazırlananların beslenmelerine özen göstermeleri gerektiğini söyledi.
Samsun'da üniversite sınavlarına hazırlanan dershane ve lise öğrencilerinin sınavlara stressiz ve rahat girmeleri için beslenmenin önemi hakkında eğitim seminerleri düzenlendiklerini anlatan Elmacıoğlu, bu seminerlerde beslenmenin başarıyla olan ilgisinin anlatıldığını vurguladı.
''Beslenme konusunda birkaç basit kural sınav sırasında yaşanabilecek olumsuzlukları ortadan kaldıracaktır'' diyen Elmacıoğlu, şunları kaydetti:
''Özellikle sınav öncesi dönemde mutlaka balık yenilmeli, ya da balık yağı takviyesi yapılmalıdır. Balık belleği güçlendirir, öğrenmeyi ve konsantrasyonu kolaylaştırır. Eğer balık yenilemiyorsa mutlaka her gün 500 miligram balık yağı kapsüllerinden alınmalıdır.''
Elmecıoğlu, adayların sınav sabahı evlerinde mutlaka kahvaltı yapmaları gerektiğine de işaret etti.
Kahvaltısında üzüm pekmezi, peynir, yarım yağlı süt ve yumurtadan oluşan protein ağırlıklı gıdalar alınmasını öneren Elmacıoğlu, tuzlu ya da tatlı ağırlıklı proteinsiz reçelli ekmek veya ballı ekmek yemenin yanlış olduğunu kaydetti.
Elmacıoğlu, şu bilgileri verdi:
''Sınav öncesi ve sabahı tuzlu ve tatlı yiyecekler tüketilmesi özellikle sıcak havalarda sıvı kaybı meydana gelecektir. Sıvı kaybı hafızada karmaşa ve kararsızlık yaratır. Bunun için gerektiği oranda sıvı alınmalıdır. Şekerin ve çikolatanın başarıyı arttırıcı etkisi yoktur. Ayrıca sınava hazırlık dönemlerinde fazlaca gazlı içecek, çikolata ve şeker tüketimi bağırsak hareketlerini bozar ve huzursuzluğa neden olur.''
Doç. Dr. Elmacıoğlu, ''dengeli ve programlı beslenmenin sadece sınav heyecanı içindeki kişilere değil hayatın normal akışı içindeki insanlarda da olumlu yansımaları olacağını sözlerine ekledi
İsrail yalan söylüyor
Gazze’deki soykırım saldırılarında iki oğlunu kaybeden Filistinli babadan tepki:“Gazze saldırılarında, bazı sivillerin talihsiz kayıplarıyla sonuçlanan az sayıda yanlışlıklar yapıldığını” söyleyen İsrail Genelkurmay Başkan Yardımcısına tepki gösteren acılı baba Dr. İyad, "Bahsedilen küçük yanlışlıklar benim çocuklarım mıydı" diye sordu.
Mısır İstihbaratı Başkanı, terör devleti İsrail’de
İsrailli üst düzey yetkililerle görüşmek için Kudüs'e gelen Mısır İstihbaratı Başkanı Ömer Süleyman, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Ehud Barak ve daha önce görüşüp görüşmeyecekleri tartışılan İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman ile bir araya geldi.
Ermeniler, ABD Kongresi’nde anma töreni düzenledi...
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, ABD'nin, Ermeni iddialarını tanımasının zamanının çoktan geldiğini öne sürdü. ABD Temsilciler Meclisi'nin çalışma binalarından Cannon'da, Ermeniler tarafından, 1915'teki gelişmelerin yıldönümü olarak kabul edilen 24 Nisan öncesinde bir anma töreni düzenlendi.
Aliya’nın dava arkadaşı Ömer Behmen vefat etti
Bosna-Hersek'in bilge kralı Aliya İzzetbegoviç'in en yakın çalışma arkadaşı, Bosna-Hersek Cumhuriyeti (BİH) eski İran Büyükelçisi ve Genç Müslümanlar (Mladi Muslimani) Teşkilatı Genel Başkanı Ömer Behmen, dün evinde vefat etti.
Mültecilere ‘ensar’ olamıyoruz
150’den fazla ülkede faaliyet gösteren Uluslararası Af Örgütü, Türkiye için mülteci raporu yayınladı. Raporda yer alan bilgiler Türkiye’nin çeşitli bahanelerle kendisine sığınan mülteciler için kötü ev sahipliği yaptığını gösteriyor.
Binlerce kişi gösteri için başkent Tiflis’te...
Gürcistan'da Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili'nin istifa etmesi talebiyle 9 Nisan’dan beri devam eden gösterilere destek vermek üzere, ülkenin batısındaki kentlerden binlerce kişi başkent Tiflis'e geldi
Mısır İstihbaratı Başkanı, terör devleti İsrail’de
İsrailli üst düzey yetkililerle görüşmek için Kudüs'e gelen Mısır İstihbaratı Başkanı Ömer Süleyman, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Ehud Barak ve daha önce görüşüp görüşmeyecekleri tartışılan İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman ile bir araya geldi.
Ermeniler, ABD Kongresi’nde anma töreni düzenledi...
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, ABD'nin, Ermeni iddialarını tanımasının zamanının çoktan geldiğini öne sürdü. ABD Temsilciler Meclisi'nin çalışma binalarından Cannon'da, Ermeniler tarafından, 1915'teki gelişmelerin yıldönümü olarak kabul edilen 24 Nisan öncesinde bir anma töreni düzenlendi.
Aliya’nın dava arkadaşı Ömer Behmen vefat etti
Bosna-Hersek'in bilge kralı Aliya İzzetbegoviç'in en yakın çalışma arkadaşı, Bosna-Hersek Cumhuriyeti (BİH) eski İran Büyükelçisi ve Genç Müslümanlar (Mladi Muslimani) Teşkilatı Genel Başkanı Ömer Behmen, dün evinde vefat etti.
Mültecilere ‘ensar’ olamıyoruz
150’den fazla ülkede faaliyet gösteren Uluslararası Af Örgütü, Türkiye için mülteci raporu yayınladı. Raporda yer alan bilgiler Türkiye’nin çeşitli bahanelerle kendisine sığınan mülteciler için kötü ev sahipliği yaptığını gösteriyor.
Binlerce kişi gösteri için başkent Tiflis’te...
Gürcistan'da Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili'nin istifa etmesi talebiyle 9 Nisan’dan beri devam eden gösterilere destek vermek üzere, ülkenin batısındaki kentlerden binlerce kişi başkent Tiflis'e geldi
22 Nisan 2009 Çarşamba
Arkadaş ilgili sözler
Ana ve babamızı kader, arkadaşımızı kendimiz seçeriz. Jacgues Delille
Arkadaş edinmenin tek yolu, arkadaş olmaktır. Emille
Arkadaş, insanın kendisine verdiği hediyedir. Stevenson
Arkadaş uğrunda ölmek kolay, fakat uğrunda ölünecek arkadaşı bulmak zordur. Cervantes
Arkadaşını yalnızken ikaz et, başkalarının yanında öv. Publius Cyrus
Arkadaşınıza düşmanınız olabilecekmiş gibi davranınız.Publius Cyrus
Arkadaşınızın evinize sık sık gidin, çünkü kullanılmayan yolu çalılar bürür. Emerson
Arkadaşlık kavun gibidir. Neden mi? Bir tane iyisini bulmak için yüzlercesini yoklarsanız da ondan. Claude Mermet
Arkadaşlık, her zaman gölge veren bir ağaçtır. Calvin Coleridge
Arkadaşlık, kanatsız Sevgi’dir. Lord Byron
Arkadaşlık kuvvetli bir bağdır. Paraya ihtiyaç olunca başvurulmazsa, ömür boyu sürer. Mark Twain
Arkadaşlığını ispat edene kadar hiç kimse gerçek arkadaş değildir . Beaumont Fletcher
Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. Cervantes
Birbirimizin küçük kusurlarını hoş göremezsek arkadaşlıktan birşey anlayamayız. La Bruyere
En büyük iyilik, arkadaşına ikramda bulunmaktır. Abdullah bin Abbas r.a.
En iyi arkadaşlarımız hayvanlardır; ne soru sorarlar, ne de kusur kabahat bulurlar. George Eliot
Gerçek bir arkadaş, iki gövdede yaşayan bir ruhtur. Aristo
Hayat, arkadaşlıktan daha büyük bir hediye vermez. Voltaire
Hiçbir arkadaş arkadaşlığını ispat edene kadar gerçek arkadaş değildir. Publilius Cyrus
Kişi arkadaşının dini ve ahlakı üzerinedir. Hadis-i Şerif
Kişi arkadaşı ile ölçülür. Hz.Ali r.a.
Kusursuz arkadaş aramak, dost edinmeyi istememek demektir. De Sacy
Kusurlarınızı size söyleyebilecek arkadaşlar bulun. Nicolas Boileau
Söyle bana kiminle arkadaşlık ediyorsun, sana kim olduğunu söyleyeyim; neyle uğraştığını bilirsem, sende ne olur bilirim. Goethe
Arkadaş edinmenin tek yolu, arkadaş olmaktır. Emille
Arkadaş, insanın kendisine verdiği hediyedir. Stevenson
Arkadaş uğrunda ölmek kolay, fakat uğrunda ölünecek arkadaşı bulmak zordur. Cervantes
Arkadaşını yalnızken ikaz et, başkalarının yanında öv. Publius Cyrus
Arkadaşınıza düşmanınız olabilecekmiş gibi davranınız.Publius Cyrus
Arkadaşınızın evinize sık sık gidin, çünkü kullanılmayan yolu çalılar bürür. Emerson
Arkadaşlık kavun gibidir. Neden mi? Bir tane iyisini bulmak için yüzlercesini yoklarsanız da ondan. Claude Mermet
Arkadaşlık, her zaman gölge veren bir ağaçtır. Calvin Coleridge
Arkadaşlık, kanatsız Sevgi’dir. Lord Byron
Arkadaşlık kuvvetli bir bağdır. Paraya ihtiyaç olunca başvurulmazsa, ömür boyu sürer. Mark Twain
Arkadaşlığını ispat edene kadar hiç kimse gerçek arkadaş değildir . Beaumont Fletcher
Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. Cervantes
Birbirimizin küçük kusurlarını hoş göremezsek arkadaşlıktan birşey anlayamayız. La Bruyere
En büyük iyilik, arkadaşına ikramda bulunmaktır. Abdullah bin Abbas r.a.
En iyi arkadaşlarımız hayvanlardır; ne soru sorarlar, ne de kusur kabahat bulurlar. George Eliot
Gerçek bir arkadaş, iki gövdede yaşayan bir ruhtur. Aristo
Hayat, arkadaşlıktan daha büyük bir hediye vermez. Voltaire
Hiçbir arkadaş arkadaşlığını ispat edene kadar gerçek arkadaş değildir. Publilius Cyrus
Kişi arkadaşının dini ve ahlakı üzerinedir. Hadis-i Şerif
Kişi arkadaşı ile ölçülür. Hz.Ali r.a.
Kusursuz arkadaş aramak, dost edinmeyi istememek demektir. De Sacy
Kusurlarınızı size söyleyebilecek arkadaşlar bulun. Nicolas Boileau
Söyle bana kiminle arkadaşlık ediyorsun, sana kim olduğunu söyleyeyim; neyle uğraştığını bilirsem, sende ne olur bilirim. Goethe
ADALETLE İLGİLİ SÖZLER
Adalet güzeldir. Fakat devlet büyüklerinde olsa daha güzeldir. Hadis-i Şerif
Adalet mülkün temelidir. Hz.Ömer r.a.
Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır. Hadis-i Şerif
Adaletin hakim olduğu yerde, silahın yeri yoktur. J. Amyot
Adaletin kılıcı ile vuran kol, ne kadar zayıf olursa olsun, gene kuvvetlidir. John Webster
Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olmaları gerekir. Pascal
Adaletsiz rejimi, adaletle yıkınız. Gandhi
Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir. Eflatun
Adaletsizlik hükme acılık, geciktirme de tatsızlık verir. Bacon
Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun. William Watson
Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır. Hadis-i Şerif
Devletin hazinesi adalettir. Konfiçyus
Geç kalan adalet, adaletsizliktir. W. Savage Landor
Haksızlığa sapıp bütün insanların senin peşinden gelmeleri yerine, adaletli davranıp tek başına kalman iyidir. Gandhi
İnsanın en büyüğü, en yüksek mevkide iken tevazu gösteren, kudret sahibi iken affeden ve kuvvetli olduğu vakit adaletle hareket edendir. A. B.Mervan
İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmak. V. Hugo
Kılıcın yapamadığını adalet yapar. Kanuni Sultan Süleyman
Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir. Blaise Pascal
Kuvvetsiz adalet ve adaletsiz kuvvet iki büyük felakettir. Joseph Joubert
Memleketler kılıçla alınır, lakin adaletle muhafaza edilir. Timurlenk
Silahlı adalet, en kötü adaletsizliğe bedeldir. Alain
Zayıf, daima adalet ve eşitlik ister, halbuki bunlar kuvvetlinin umurunda bile değildir. Aristoteles
Adalet mülkün temelidir. Hz.Ömer r.a.
Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır. Hadis-i Şerif
Adaletin hakim olduğu yerde, silahın yeri yoktur. J. Amyot
Adaletin kılıcı ile vuran kol, ne kadar zayıf olursa olsun, gene kuvvetlidir. John Webster
Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olmaları gerekir. Pascal
Adaletsiz rejimi, adaletle yıkınız. Gandhi
Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir. Eflatun
Adaletsizlik hükme acılık, geciktirme de tatsızlık verir. Bacon
Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun. William Watson
Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır. Hadis-i Şerif
Devletin hazinesi adalettir. Konfiçyus
Geç kalan adalet, adaletsizliktir. W. Savage Landor
Haksızlığa sapıp bütün insanların senin peşinden gelmeleri yerine, adaletli davranıp tek başına kalman iyidir. Gandhi
İnsanın en büyüğü, en yüksek mevkide iken tevazu gösteren, kudret sahibi iken affeden ve kuvvetli olduğu vakit adaletle hareket edendir. A. B.Mervan
İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmak. V. Hugo
Kılıcın yapamadığını adalet yapar. Kanuni Sultan Süleyman
Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir. Blaise Pascal
Kuvvetsiz adalet ve adaletsiz kuvvet iki büyük felakettir. Joseph Joubert
Memleketler kılıçla alınır, lakin adaletle muhafaza edilir. Timurlenk
Silahlı adalet, en kötü adaletsizliğe bedeldir. Alain
Zayıf, daima adalet ve eşitlik ister, halbuki bunlar kuvvetlinin umurunda bile değildir. Aristoteles
AÇLIKLA İLGİLİ SÖZLER
Açlık; dava, kin ve mücadele gibi şeyleri pek tanımaz. Roy Chansior
Açlık, dünyanın en güzel salçasıdır. Cervantes
Açlık ile gurur, hiçbir zaman bağdaşamaz. Jonathan Swift
Açlık, ne dost, ne akraba, ne insanlık, ne de hak tanır. Daniel Defeo
Açlık, sert kemikleri yumuşatır. Trivalluvar
Açlık, kılıçtan bile keskindir. Beamont Flketcher
Açlık, en akıllı balıkları bile oltaya getirir. Goethe
Açlıktan öleni bir sandık altın diriltemez. Vergilius
Deve yükü aş olsa, aça az görünür. Kaşgarlı Mahmut
Herşeyin bir zekatı vardır, bedenin zekatı da açlıktır. Hadis-i Şerif
Karnı açlardan ziyade kalbi açlara acırım. Cenap Şehabettin
Açlık, dünyanın en güzel salçasıdır. Cervantes
Açlık ile gurur, hiçbir zaman bağdaşamaz. Jonathan Swift
Açlık, ne dost, ne akraba, ne insanlık, ne de hak tanır. Daniel Defeo
Açlık, sert kemikleri yumuşatır. Trivalluvar
Açlık, kılıçtan bile keskindir. Beamont Flketcher
Açlık, en akıllı balıkları bile oltaya getirir. Goethe
Açlıktan öleni bir sandık altın diriltemez. Vergilius
Deve yükü aş olsa, aça az görünür. Kaşgarlı Mahmut
Herşeyin bir zekatı vardır, bedenin zekatı da açlıktır. Hadis-i Şerif
Karnı açlardan ziyade kalbi açlara acırım. Cenap Şehabettin
SÖZLER(ACI)ı
Acı çekmek, ölmekten daha çok cesaret ister. Napoleon
Acı çekmeyenler, başkalarının acı çekebileceğini akıllarını bile getirmezler.Samuel Johnson
Acı tanımamış olmamak, büyük bir acıdır. Cicero
Acıların en acısı kendi kendimize çektirdiğimizdir. Sophokles
Bütün acılar azalır, yeter ki ekmeğin olsun. Cervantes
Büyük insanlar şu dünyada büyük acılar çekmek zorundadırlar. Dostoyevski
Büyük saadetler büyük acıların yanıbaşındadır. Erhan Bener
Hafif acılar konuşabilir ama, derin acılar dilsizdir. L.A.Seneca
Hayat herkes için acı, çünkü benim boş yere dilediklerime sahip olmuş nice insanlar gördüm, onlar da mes’ut değil. Balzac
Hayatın ihtiyarlık çağında olduğu gibi aşkın da ihtiyarlığında artık zevkler için yaşanmaz, acılar için yaşanır. La Rochefoucauld
İçiniz kor gibi yanarken susmak, acıların en beteridir. Garcia Lorca
İnsan ya acılarını unutmasını, ya da kendi mezarını kazmasını bilmeli. Balzac
İnsanın alışamıyacağı acı yoktur. Gabrielle D'Annunzio
İnsanlar akılsızlıkları yüzünden “alınlarında yazılı olandan” daha çok acı çekerler. Eflatun
Öğrendikten, sevdikten sonra daha çok acı çekeceksiniz.Victor Hugo
Acı çekmeyenler, başkalarının acı çekebileceğini akıllarını bile getirmezler.Samuel Johnson
Acı tanımamış olmamak, büyük bir acıdır. Cicero
Acıların en acısı kendi kendimize çektirdiğimizdir. Sophokles
Bütün acılar azalır, yeter ki ekmeğin olsun. Cervantes
Büyük insanlar şu dünyada büyük acılar çekmek zorundadırlar. Dostoyevski
Büyük saadetler büyük acıların yanıbaşındadır. Erhan Bener
Hafif acılar konuşabilir ama, derin acılar dilsizdir. L.A.Seneca
Hayat herkes için acı, çünkü benim boş yere dilediklerime sahip olmuş nice insanlar gördüm, onlar da mes’ut değil. Balzac
Hayatın ihtiyarlık çağında olduğu gibi aşkın da ihtiyarlığında artık zevkler için yaşanmaz, acılar için yaşanır. La Rochefoucauld
İçiniz kor gibi yanarken susmak, acıların en beteridir. Garcia Lorca
İnsan ya acılarını unutmasını, ya da kendi mezarını kazmasını bilmeli. Balzac
İnsanın alışamıyacağı acı yoktur. Gabrielle D'Annunzio
İnsanlar akılsızlıkları yüzünden “alınlarında yazılı olandan” daha çok acı çekerler. Eflatun
Öğrendikten, sevdikten sonra daha çok acı çekeceksiniz.Victor Hugo
21 Nisan 2009 Salı
Bu da domates ağacı
Çin'in doğusundaki Shandong eyaleti Shouguang'da düzenlenen uluslararası sebzecilik bilim-teknik fuarında, yılda yaklaşık 3 bin kg. ürün veren domates ağacı tanıtıldı.
Sebzeciliğiyle unlu Shouguang'daki fuarda, 2 bini aşkın sebze, meyve ve çiçek çeşidi sergilend
yaklaşık yılda 3bin kg domates veriyor
Sebzeciliğiyle unlu Shouguang'daki fuarda, 2 bini aşkın sebze, meyve ve çiçek çeşidi sergilend
yaklaşık yılda 3bin kg domates veriyor
Çin Seddi'nin gerçek uzunluğu bulundu
Çin Seddi, tahmin edilenden 2500 kilometre daha uzun
1644 yılları arasında hüküm süren Ming Hanedanı zamanında, tahmin edilenden 2551,8 kilometre daha uzun, yani 8851,8 kilometre olduğu bildirildi.
Bu sonuca, Çin Kültürel Miraslar İdaresi ile Devlet Haritacılık Bürosu tarafından yapılan ve iki yıl süren ortak araştırmayla ulaşıldı.
Yapımına M.Ö 259-210 yılları arasında yaşayan İmparator Çin Şi Huang döneminde başlanan Çin Seddi, 1987 yılında Birleşmiş Milletler'in Dünya Mirasları arasına alındı.
Son araştırmada Ming Hanedanı döneminde Çin Seddi'nin kuzeydoğudaki Liaoning eyaletinin Huşan bölgesinde başladığı ve kuzeybatıdaki Gansu eyaletinde bulunan Ciayü geçidine ulaştığı ortaya çıkarıldı.
Çin Seddi Liaoning, Hıbey, Tianjin, Pekin, Şanşi, İç Moğolistan, Şaanşi, Ningşia, Gansu ve Çinghay olmak üzere kuzey Çin'deki 10 eyalet, şehir ve özerk bölgeden geçiyor. Çin Seddi'nin 6259,6 kilometrelik kısmı insan yapımı duvar, 359,7 kilometresi kazılan hendek ve siperler, 2232,5 kilometresi de nehir ve tepeler gibi doğal engellerden oluşuyor.
1644 yılları arasında hüküm süren Ming Hanedanı zamanında, tahmin edilenden 2551,8 kilometre daha uzun, yani 8851,8 kilometre olduğu bildirildi.
Bu sonuca, Çin Kültürel Miraslar İdaresi ile Devlet Haritacılık Bürosu tarafından yapılan ve iki yıl süren ortak araştırmayla ulaşıldı.
Yapımına M.Ö 259-210 yılları arasında yaşayan İmparator Çin Şi Huang döneminde başlanan Çin Seddi, 1987 yılında Birleşmiş Milletler'in Dünya Mirasları arasına alındı.
Son araştırmada Ming Hanedanı döneminde Çin Seddi'nin kuzeydoğudaki Liaoning eyaletinin Huşan bölgesinde başladığı ve kuzeybatıdaki Gansu eyaletinde bulunan Ciayü geçidine ulaştığı ortaya çıkarıldı.
Çin Seddi Liaoning, Hıbey, Tianjin, Pekin, Şanşi, İç Moğolistan, Şaanşi, Ningşia, Gansu ve Çinghay olmak üzere kuzey Çin'deki 10 eyalet, şehir ve özerk bölgeden geçiyor. Çin Seddi'nin 6259,6 kilometrelik kısmı insan yapımı duvar, 359,7 kilometresi kazılan hendek ve siperler, 2232,5 kilometresi de nehir ve tepeler gibi doğal engellerden oluşuyor.
ÇYDD kaç şehit çocuğuna burs verdi?
Burs dağıtırken çağdaş yaşama katkı sunduğu söylenen ve bazı çevrelerce hararetle sahiplenilen bu derneğin örgüt üyelerine bol kepçeden burs verirken, şehit çocuklarına niçin aynı hassasiyeti göstermediği sorgulanmalıdır. Cumhuriyeti korumak PKK yandaşlarına burs verip, Şehit çocuklarına dirsek yapmak mıdır
Obama'yı zorla Hıristiyan yapacaklardı!
Kenya'da faaliyet gösteren Avustralyalı misyoner bir grubun, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Hüseyin Obama'nın Kenya'daki büyük annesi Mama Sarah Obama'yı zorla Hıristiyan yapma girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.
Kenya'da faaliyet gösteren Avustralyalı misyoner bir grubun, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Hüseyin Obama'nın Kenya'daki büyük annesi Mama Sarah Obama'yı zorla Hıristiyan yapma girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Aile üyelerinin karşı çıkmasıyla ertelenen vaftiz töreninden sonra, büyük anne Obama'nın köyünde kamp kuran Evanjelikler, Mama Sarah Obama'yı ikna etmeye çalışırken, Kenya İmamlar ve Vaizler Konseyi, Evanjeliklere sert tepki göstererek, Müslüman bir kimsenin zorla Hıristiyanlaştırılmasına sessiz kalmayacaklarını söyledi
Kenya'da faaliyet gösteren Avustralyalı misyoner bir grubun, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Hüseyin Obama'nın Kenya'daki büyük annesi Mama Sarah Obama'yı zorla Hıristiyan yapma girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Aile üyelerinin karşı çıkmasıyla ertelenen vaftiz töreninden sonra, büyük anne Obama'nın köyünde kamp kuran Evanjelikler, Mama Sarah Obama'yı ikna etmeye çalışırken, Kenya İmamlar ve Vaizler Konseyi, Evanjeliklere sert tepki göstererek, Müslüman bir kimsenin zorla Hıristiyanlaştırılmasına sessiz kalmayacaklarını söyledi
Esma-i Hüsna'yı Bilmenin Önemi
Her şeyden önce, inanan ve inandığına ibadet etmek isteyen insan için Allah'ın bazı sıfatlarla nitelendirilmesi kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Çünkü bilinmeyene tapınmak mümkün değildir. Esma-i Hüsna bilgisi hem biz kullarına Allah'ı tanıtması hem de Allah-âlem ilişkisine ışık tutması açısından önem taşımaktadır.
Doğru bir Allah bilgisi insanı kendi zihin âleminde bütün evhamlardan, her çeşit hurafelerden ve batıl faraziyelerden kurtarır. Allah hakkındaki bilgisini kendi faraziyelerinin yerine bizzat Yaratıcıdan gelen tartışmasız hakikatlerle temellendiren insan zihinsel ve ruhsal bir berraklığa kavuşur. İnsan yaratıcısını sadece aklıyla bilmekle yetinmemekte gönül hayatı bakımından da O'nunla münasebet kurmak ihtiyacı hissetmektedir. Bu münasebetin sağlanmasında da Esma-i Hüsna'nın vazgeçilmez bir rolü vardır. Hz. Peygamber'den rivayet edilen dua metinlerinde de Esma-i Hüsna'nın çokça yer alması dikkat çekicidir. Ruh kemale âşıktır. Bir şeyin kemalini öğrenince hemen oraya akıverir ve gördüğü kemalin kuvvetine göre bir zevk duyar. Allah Teala'yı bilmek onun isim ve sıfatlarını öğrenmekle olacağı gibi O'nu sevmek de bütün mükemmelliklerin ancak Allah'ta bulunduğunu bilmekle mümkün olur.
Velhasıl Esma-i Hüsnayı öğrenmekle Allah bilgisi kazanılır. Allah bilgisi, Allah sevgisinin tohumudur. Bu tohumdan bir gönüle düştüğünde filizlenir, şevk ve muhabbet ağacı biter. Bu ağacın meyveleri kalpte, ruhta, elde, ayakta, gözde, kulakta, insanın bütün maddi ve ruhi varlığında belirir ve olgunlaşır. Bu meyveler Yaratana hürmet, yaratılmışlara merhamet, kötü huylardan azat, güzel huyları iktisap, hak uğrunda her türlü fedakarlığa katlanmak..gibi samimi meziyetlerdir.
Esmâ-i Hüsnâ ile ilgili olarak Peygamber Efendimiz Buhârî ve Müslim'de rivayet edilen bir hadis-i şerifte: "Allah'ın 99 ismi vardır. Kim bunları ezberleyip benimserse (metnin orjinalinde: ihsa etmek) cennete girer" buyurmuştur.
İhsa kelimesinin buradaki anlamı üzerinde Buhari'den itibaren önemle durulmuş ve kelimenin "saymak, ezberlemek, anlamak" şeklindeki sözlük anlamının ötesinde bir mana taşıdığı görüşü ağırlık kazanmıştır. Öyle anlaşılıyor ki bu kelime "İslam'ın uluhiyyet inancını naslara başvurmak suretiyle tesbit edip anlamak, benimsemek ve bu inanca uygun bir ruhi yetkinlik kaydetmek" anlamını içermektedir
Hadis-i şerifte esma-i Hüsna sayılırken "Allah" isminden sonra "Er-Rahman" ismi gelmeyip araya "ellezî lâ ilâhe illâ hû" ("kendisinden başka hiçbir ilah olmayan"anlamında) kelime-i tevhit eklenmiştir. Bunun hikmeti her şeyden evvel Allah'ın birliğini tespit etmek ve arkasından gelen her ismin anlamıyla bu hakikati her bakımdan müdellel hale getirmektir. Kelime-i tevhitten sonra gelen doksan sekiz isimden her biri Lafza-i Celale'ye birer sıfat olmuştur.
Bu isimler, bir ism-i cami olan (:diğer bütün isimlerin manalarını kendinde toplayan) lafza-i celaldeki icmali tafsil etmekle beraber Allah'ın varlığına ve birliğine birer delil, birer burhandır. Bu kadar delil ve burhanla bu yüce hakikatin zihinlerde kuvvetlenmesi ve muhkemleşmesi istenmiştir. Ruhları öldüren manevi birer hastalıktan başka bir şey olmayan küfrün, inkarın, şirkin ve bunlardan doğan bütün kötü huyların tedavisi için bu mübarek isimlerden her biri ayrı ayrı birer şifadır.
Hadis-i şerif'te sayılan isimlerden doksan üçü Kur'an-ı Kerim'de yer almış, diğer altı ismin ifade ettiği manalar ise başka kelimelerle yine O'na izafe edilmiştir. Bu liste İslam dünyasında meşhur olmuş, dua ve niyaz amacıyla okunmuş, esma-i hüsna telif türünün planını oluşturduğu gibi hat sanatının da bir konusu haline gelmiştir.
Hazreti Peygamber bir münacatında Allah'a ait isimlerin bilinme derecelerini sayarken sonuncu derece olarak "yahut gayb ilminde bırakıp kendin için tercih ettiğin isimlerin" demek suretiyle bilmediği ilahi isimlerin de bulunduğuna işaret etmiştir.
Doksan dokuz isimden oluşan Esma-i Hüsna listesi sevgi ile korku, lütuf ile kahır açısından incelendiği takdirde görülecektir ki bunlardan sadece dört beş tanesi sevgi ve lütufla yorumlanmaya müsait değildir. Canlı ve cansız tabiatta gözlenen ve karşılıklı etki-tepki içinde büyük bir mekanizmanın bir parçasını oluşturan bu dengeyi kurup sürdüren yüce yaratıcıyı bundan dolayı korku ve kahr kavramlarıyla nitelendirmek isabetli değildir
Doğru bir Allah bilgisi insanı kendi zihin âleminde bütün evhamlardan, her çeşit hurafelerden ve batıl faraziyelerden kurtarır. Allah hakkındaki bilgisini kendi faraziyelerinin yerine bizzat Yaratıcıdan gelen tartışmasız hakikatlerle temellendiren insan zihinsel ve ruhsal bir berraklığa kavuşur. İnsan yaratıcısını sadece aklıyla bilmekle yetinmemekte gönül hayatı bakımından da O'nunla münasebet kurmak ihtiyacı hissetmektedir. Bu münasebetin sağlanmasında da Esma-i Hüsna'nın vazgeçilmez bir rolü vardır. Hz. Peygamber'den rivayet edilen dua metinlerinde de Esma-i Hüsna'nın çokça yer alması dikkat çekicidir. Ruh kemale âşıktır. Bir şeyin kemalini öğrenince hemen oraya akıverir ve gördüğü kemalin kuvvetine göre bir zevk duyar. Allah Teala'yı bilmek onun isim ve sıfatlarını öğrenmekle olacağı gibi O'nu sevmek de bütün mükemmelliklerin ancak Allah'ta bulunduğunu bilmekle mümkün olur.
Velhasıl Esma-i Hüsnayı öğrenmekle Allah bilgisi kazanılır. Allah bilgisi, Allah sevgisinin tohumudur. Bu tohumdan bir gönüle düştüğünde filizlenir, şevk ve muhabbet ağacı biter. Bu ağacın meyveleri kalpte, ruhta, elde, ayakta, gözde, kulakta, insanın bütün maddi ve ruhi varlığında belirir ve olgunlaşır. Bu meyveler Yaratana hürmet, yaratılmışlara merhamet, kötü huylardan azat, güzel huyları iktisap, hak uğrunda her türlü fedakarlığa katlanmak..gibi samimi meziyetlerdir.
Esmâ-i Hüsnâ ile ilgili olarak Peygamber Efendimiz Buhârî ve Müslim'de rivayet edilen bir hadis-i şerifte: "Allah'ın 99 ismi vardır. Kim bunları ezberleyip benimserse (metnin orjinalinde: ihsa etmek) cennete girer" buyurmuştur.
İhsa kelimesinin buradaki anlamı üzerinde Buhari'den itibaren önemle durulmuş ve kelimenin "saymak, ezberlemek, anlamak" şeklindeki sözlük anlamının ötesinde bir mana taşıdığı görüşü ağırlık kazanmıştır. Öyle anlaşılıyor ki bu kelime "İslam'ın uluhiyyet inancını naslara başvurmak suretiyle tesbit edip anlamak, benimsemek ve bu inanca uygun bir ruhi yetkinlik kaydetmek" anlamını içermektedir
Hadis-i şerifte esma-i Hüsna sayılırken "Allah" isminden sonra "Er-Rahman" ismi gelmeyip araya "ellezî lâ ilâhe illâ hû" ("kendisinden başka hiçbir ilah olmayan"anlamında) kelime-i tevhit eklenmiştir. Bunun hikmeti her şeyden evvel Allah'ın birliğini tespit etmek ve arkasından gelen her ismin anlamıyla bu hakikati her bakımdan müdellel hale getirmektir. Kelime-i tevhitten sonra gelen doksan sekiz isimden her biri Lafza-i Celale'ye birer sıfat olmuştur.
Bu isimler, bir ism-i cami olan (:diğer bütün isimlerin manalarını kendinde toplayan) lafza-i celaldeki icmali tafsil etmekle beraber Allah'ın varlığına ve birliğine birer delil, birer burhandır. Bu kadar delil ve burhanla bu yüce hakikatin zihinlerde kuvvetlenmesi ve muhkemleşmesi istenmiştir. Ruhları öldüren manevi birer hastalıktan başka bir şey olmayan küfrün, inkarın, şirkin ve bunlardan doğan bütün kötü huyların tedavisi için bu mübarek isimlerden her biri ayrı ayrı birer şifadır.
Hadis-i şerif'te sayılan isimlerden doksan üçü Kur'an-ı Kerim'de yer almış, diğer altı ismin ifade ettiği manalar ise başka kelimelerle yine O'na izafe edilmiştir. Bu liste İslam dünyasında meşhur olmuş, dua ve niyaz amacıyla okunmuş, esma-i hüsna telif türünün planını oluşturduğu gibi hat sanatının da bir konusu haline gelmiştir.
Hazreti Peygamber bir münacatında Allah'a ait isimlerin bilinme derecelerini sayarken sonuncu derece olarak "yahut gayb ilminde bırakıp kendin için tercih ettiğin isimlerin" demek suretiyle bilmediği ilahi isimlerin de bulunduğuna işaret etmiştir.
Doksan dokuz isimden oluşan Esma-i Hüsna listesi sevgi ile korku, lütuf ile kahır açısından incelendiği takdirde görülecektir ki bunlardan sadece dört beş tanesi sevgi ve lütufla yorumlanmaya müsait değildir. Canlı ve cansız tabiatta gözlenen ve karşılıklı etki-tepki içinde büyük bir mekanizmanın bir parçasını oluşturan bu dengeyi kurup sürdüren yüce yaratıcıyı bundan dolayı korku ve kahr kavramlarıyla nitelendirmek isabetli değildir
GAZZEYE AÇILAN SAVAŞTAKİ ORTAKLAR
Açıkçası, ya da ülkemiz halkının deyimiyle “alenen”, işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistinlileri sarsan ve karanlığa benzeyen fitnenin tohumları, Fetih ve Hamas arasındaki savaşın yansımalarıdır.
Savaşlarda da tüm silahlar ve hileler kullanılır, her türlü anlaşma ve koalisyon yapılır.
İsrail’in, Filistinlilerin kendi aralarındaki savaşta kan kaybetmelerinden, Filistin’i işgal etmesine karşı gerçek mücadele yolundan sapmalarından memnun olduğunu bir gerçek olarak kabul ederken diğer yandan da Filistin Özerk Yönetim Başkanlığı ile yaptığı anlaşmayı güçlendirmek için hırslı olduğunu da belirtmek gerekir. İsrail, Özerk Yönetim’in Gazze’yi yakması ve boğmasının Hamas’ı zayıflatmak için olduğunu da düşünmektedir. Ayrıca, Gazze’yi yok etmek Hamas’ı yok etmek ve Gazze’deki hükümeti ortadan kaldırmakla tehdit etmek anlamına gelmektedir. Diğer yandan İsrail, Gazze şeridindeki hükümeti devirmek için, Gazze’ye askerlerle girerek ve soykırım yaparak Gazze halkını Hamas’tan vazgeçmek zorunda bırakacak bir askeri planının bulunduğunu açıklamaktadır. Bunu da, Özerk Yönetim’in Gazze’de iktidarı geri alması için yardım ettiğini iddia ederek ileri sürmektedir.
Ilımlı Arap ülkelerini, ABD liderliğindeki Batı-Atlantik kampını ve ABD’nin başını çektiği ya da çıkarları onun rızasına bağlı olan ülkeleri, kısacası hemen hemen tüm dünya ülkelerini kapsayan geniş bir koalisyonun, Gazze’yi kuşatma yoluyla teslim olmaya ve beyaz bayrak kaldırmaya zorlamak amacıyla İsrail’e açtığı soykırım ve yıkım savaşını tırmandırmasına izin vermesinde ve Hamas’ı zorla yok edilmek ya da kendi kendini imha etmek gibi iki seçeneğin karşında bırakmasında Özerk Yönetim’in yanında yer aldığı apaçıktır. Söz konusu koalisyon, bütün bunları Özerk Yönetim’i desteklemek için yaptığını söylemektedir.
Yukarıdaki yazılanlar çerçevesinde, İsrail’in Gazze’nin tüm kapılarını ve geçitlerini kapatması yoluyla uygulanan zalim kuşatmayı tamamlayan Rafah kapısının kapatılması konusunda Mısır’ın neden ısrarcı olduğu anlaşılır hale gelmektedir. Mısır, Özerk Yönetim’in tarafını tuttuğunu gizlememektedir. Bu, İsrail’in şartlarına ve ABD’nin isteklerine göre yapılan barıştırma sürecine siyasi destek sınırları içerisinde anlaşılabilir, ancak bunun insani, akrabalık ilişkileri, Gazze cehennemi ve başka şüpheler açısından anlaşılması imkânsızdır.
Bahsettiklerimizin çerçevesinde, Filistin Özerk Yönetimi’nin, Gazze’deki halkını terk etmesi, Gazze’ye karşı kışkırtıcı davranması ve intikamcı Siyonistlere gizli desteği dahil olmak üzere her şey anlaşılabilir. Hamas’ı ve direnişi reddedene dek Gazze’ye karşı Arapların tek safta oldukları da bilinmektedir. Ancak Gazze’ye açılan bu baskı savaşında dinin kullanılması, alçaklığın dibi, kinin ve intikamcılığın zirvesidir. Hacdan mahrum kalsa da, tüm mescitleri ve kiliseleri yıkılsa da, savaşın bu boyutu ve ona karşı kullanılan bu ek silah, Gazze halkına ne kendisini kaybettirecek ne de davasından vazgeçirecektir. Baskılar ne kadar artarsa artsın, soykırım savaşı ne kadar büyürse büyüsün, Gazze halkı her ihtimale karşı hazır, vatanının ve davasının uğuruna canını feda etmeye razıdır.
Savaşlarda da tüm silahlar ve hileler kullanılır, her türlü anlaşma ve koalisyon yapılır.
İsrail’in, Filistinlilerin kendi aralarındaki savaşta kan kaybetmelerinden, Filistin’i işgal etmesine karşı gerçek mücadele yolundan sapmalarından memnun olduğunu bir gerçek olarak kabul ederken diğer yandan da Filistin Özerk Yönetim Başkanlığı ile yaptığı anlaşmayı güçlendirmek için hırslı olduğunu da belirtmek gerekir. İsrail, Özerk Yönetim’in Gazze’yi yakması ve boğmasının Hamas’ı zayıflatmak için olduğunu da düşünmektedir. Ayrıca, Gazze’yi yok etmek Hamas’ı yok etmek ve Gazze’deki hükümeti ortadan kaldırmakla tehdit etmek anlamına gelmektedir. Diğer yandan İsrail, Gazze şeridindeki hükümeti devirmek için, Gazze’ye askerlerle girerek ve soykırım yaparak Gazze halkını Hamas’tan vazgeçmek zorunda bırakacak bir askeri planının bulunduğunu açıklamaktadır. Bunu da, Özerk Yönetim’in Gazze’de iktidarı geri alması için yardım ettiğini iddia ederek ileri sürmektedir.
Ilımlı Arap ülkelerini, ABD liderliğindeki Batı-Atlantik kampını ve ABD’nin başını çektiği ya da çıkarları onun rızasına bağlı olan ülkeleri, kısacası hemen hemen tüm dünya ülkelerini kapsayan geniş bir koalisyonun, Gazze’yi kuşatma yoluyla teslim olmaya ve beyaz bayrak kaldırmaya zorlamak amacıyla İsrail’e açtığı soykırım ve yıkım savaşını tırmandırmasına izin vermesinde ve Hamas’ı zorla yok edilmek ya da kendi kendini imha etmek gibi iki seçeneğin karşında bırakmasında Özerk Yönetim’in yanında yer aldığı apaçıktır. Söz konusu koalisyon, bütün bunları Özerk Yönetim’i desteklemek için yaptığını söylemektedir.
Yukarıdaki yazılanlar çerçevesinde, İsrail’in Gazze’nin tüm kapılarını ve geçitlerini kapatması yoluyla uygulanan zalim kuşatmayı tamamlayan Rafah kapısının kapatılması konusunda Mısır’ın neden ısrarcı olduğu anlaşılır hale gelmektedir. Mısır, Özerk Yönetim’in tarafını tuttuğunu gizlememektedir. Bu, İsrail’in şartlarına ve ABD’nin isteklerine göre yapılan barıştırma sürecine siyasi destek sınırları içerisinde anlaşılabilir, ancak bunun insani, akrabalık ilişkileri, Gazze cehennemi ve başka şüpheler açısından anlaşılması imkânsızdır.
Bahsettiklerimizin çerçevesinde, Filistin Özerk Yönetimi’nin, Gazze’deki halkını terk etmesi, Gazze’ye karşı kışkırtıcı davranması ve intikamcı Siyonistlere gizli desteği dahil olmak üzere her şey anlaşılabilir. Hamas’ı ve direnişi reddedene dek Gazze’ye karşı Arapların tek safta oldukları da bilinmektedir. Ancak Gazze’ye açılan bu baskı savaşında dinin kullanılması, alçaklığın dibi, kinin ve intikamcılığın zirvesidir. Hacdan mahrum kalsa da, tüm mescitleri ve kiliseleri yıkılsa da, savaşın bu boyutu ve ona karşı kullanılan bu ek silah, Gazze halkına ne kendisini kaybettirecek ne de davasından vazgeçirecektir. Baskılar ne kadar artarsa artsın, soykırım savaşı ne kadar büyürse büyüsün, Gazze halkı her ihtimale karşı hazır, vatanının ve davasının uğuruna canını feda etmeye razıdır.
20 Nisan 2009 Pazartesi
YAĞMUR YAGARKEN CEP TLF KULLANMAYIN
Yağmurlu havada cep telefonuyla konuşmak yıldırıma davetiye çıkarıyor
Uzmanlar, yağışlı havalarda yıldırım düşmesine bağlı yaralanma ve ölüm olaylarının sık yaşandığına dikkat çekerek, açık alanda cep telefonu ile görüşenler ile elekronik makine veya iş makinesi kullananların büyük risk altında oldukları uyarısında bulundu. Buna göre yağışlı havada açık alanda bulunmak zorunda kalanların mutlaka kapalı bir mekan içerisine girmesi, böyle bir mekan bulunmuyorsa kuytu yerlere sığınmaları gerekiyor.
Uzmanlar, yağışlı havalarda yıldırım düşmesine bağlı yaralanma ve ölüm olaylarının sık yaşandığına dikkat çekerek, açık alanda cep telefonu ile görüşenler ile elekronik makine veya iş makinesi kullananların büyük risk altında oldukları uyarısında bulundu. Buna göre yağışlı havada açık alanda bulunmak zorunda kalanların mutlaka kapalı bir mekan içerisine girmesi, böyle bir mekan bulunmuyorsa kuytu yerlere sığınmaları gerekiyor.
SÖZ
Gayemiz şahıs değil, şahısta tecelli eden davâ...
(N.Fazıl Kısakürek
BUNU BİLİYORMUYDUNUZ
İnsanlık tarihinde bilimsel anlamda ilk defa uçma girişiminde bulunan kişinin Endülüslü ünlü bilim adamı Abbas Kasım ibn Firnas olduğunu, Firnas’ın Amerikalı Wright kardeşlerden 1000 yıl önce gerçekleştirdiği bu ilk uçuş denemesini başarıyla tamamladığını biliyor muydunuz?
(N.Fazıl Kısakürek
BUNU BİLİYORMUYDUNUZ
İnsanlık tarihinde bilimsel anlamda ilk defa uçma girişiminde bulunan kişinin Endülüslü ünlü bilim adamı Abbas Kasım ibn Firnas olduğunu, Firnas’ın Amerikalı Wright kardeşlerden 1000 yıl önce gerçekleştirdiği bu ilk uçuş denemesini başarıyla tamamladığını biliyor muydunuz?
YUNUS EMRENİN HAYATI
Türk milletinin yetiştirdiği en büyük tasavvuf erlerinden ve Türk dili ve edebiyatı tarihinin en büyük şairlerinden biri olan Yunus Emre'nin hayatı ve kimliğine dair hemen hemen hiçbir şey bilinmemektedir. Yunus'un bazı mısralarından, 1273'de Konya'da ölen, tasavvuf edebiyatının büyük ustası Mevlana Celalettin Rumî ile karşılaştığı anlaşılmaktadır; buradan da Yunus'un 1240'larda ya da daha geç bir tarihte doğduğu sonucu çıkarılabilir. Bilinen hususlar onun Risalet-ün-Nushiyye adlı eserini H.707 (M.1308) yılında yazmış olması ve H.720 (1321) tarihinde vefat etmesidir.Böylece H.638 (M.1240-1241) yılında doğduğu anlaşılan Yunus Emre XIII. yüzyılın ikinci yarısıyla XIV. yüzyılın ilk yarısında yaşamıştır.Bu çağ,Selçukluların sonu ile Osman Gazi devrelerine rastlamaktadır.Yunus Emre'nin şiirlerinde bu tarihlerin doğru olduğunu gösteren ipuçları bulunmakta; şair, çağdaş olarak Mevlana Celaleddin,Ahmet Fakıh,Geyikli Baba ve Seydi Balum'dan bahsetmektedir.
Yunus Emre Türbesi
Sarıköylü ve Karamanlı oluşu meselesi hala belli değildir. Yüzyıllardan beri halk arasında yaşayan inanca göre O, Sivrihisar yakınında Sarıköy'de doğmuş,çiftçilikle meşgul olmuş, Taptuk Emre adlı bir şeyhe intisap etmiş, tekkelerde yaşamış ve veliliğe erişmiştir. Anadolu'da on ayrı yerde mezarı ( daha doğrusu makamı ) olduğu ileri sürülen Yunus Emre,halk arasındaki inanca ve bazı tarihi kaynaklara göre Sarıköy'de ölmüştür. Orada yatmaktadır. Bugün, Eskisehir-Ankara yolu üzerindeki Sariköy istasyonu yakininda, Yunus Emre'nin türbesi ve bir müze bulunmaktadir.
Yunus Emre, dünya kültür ve medeniyet tarihinde bir merhale olmustur. Kültürümüzün en değerli yapı taşlarındandır. Zira Yunus Emre, sadece yasadigi devrin değil, çagimiz ve gelecek yüzyillarin da ışık kaynağıdır. Allah ve cümle yaradılmışı içine alan sonsuz sevgisinden kaynaklanan fikirleri, dünya üzerinde insanlik var oldukça degerini koruyacaktir. Yunus Emre'nin amaci, sevgi yoluyla dünyada yasayan tüm insanlarin, hem kendileriyle hem evrenle kaynaşmasını sağlamak ve sonsuz yaşamda ebedi hayata doğmalarını sağlamaktır.
Yunus Emre adı, her Türk ve Türk kültürünü tanıyıp seven herkes için bir şeyler ifade eder. Şiirlerinde, her devrin okuyucusu ya da dinleyicisi kendini etkileyecek bir şey bulmuştur. İlk kez Yunus, şiirlerinde büyük ölçüde Türkçe kullanmıştır. Yunus'la birlikte dil, daha renkli, canlı ve halk zevkine uygun bir hale gelmiştir. Gerçi şiirlerinin bir çoğunda, aruz veznini kullanmıştı, fakat en güzel ve tanınmış şiirleri Türkçe hece vezniyle yazılmıştır. Böylece, şiirleri kısa zamanda yayılarak benimsenmiş ve ilahi olarak da söylenerek günümüze dek ulaşmıştır
Yunus Emre Türbesi
Sarıköylü ve Karamanlı oluşu meselesi hala belli değildir. Yüzyıllardan beri halk arasında yaşayan inanca göre O, Sivrihisar yakınında Sarıköy'de doğmuş,çiftçilikle meşgul olmuş, Taptuk Emre adlı bir şeyhe intisap etmiş, tekkelerde yaşamış ve veliliğe erişmiştir. Anadolu'da on ayrı yerde mezarı ( daha doğrusu makamı ) olduğu ileri sürülen Yunus Emre,halk arasındaki inanca ve bazı tarihi kaynaklara göre Sarıköy'de ölmüştür. Orada yatmaktadır. Bugün, Eskisehir-Ankara yolu üzerindeki Sariköy istasyonu yakininda, Yunus Emre'nin türbesi ve bir müze bulunmaktadir.
Yunus Emre, dünya kültür ve medeniyet tarihinde bir merhale olmustur. Kültürümüzün en değerli yapı taşlarındandır. Zira Yunus Emre, sadece yasadigi devrin değil, çagimiz ve gelecek yüzyillarin da ışık kaynağıdır. Allah ve cümle yaradılmışı içine alan sonsuz sevgisinden kaynaklanan fikirleri, dünya üzerinde insanlik var oldukça degerini koruyacaktir. Yunus Emre'nin amaci, sevgi yoluyla dünyada yasayan tüm insanlarin, hem kendileriyle hem evrenle kaynaşmasını sağlamak ve sonsuz yaşamda ebedi hayata doğmalarını sağlamaktır.
Yunus Emre adı, her Türk ve Türk kültürünü tanıyıp seven herkes için bir şeyler ifade eder. Şiirlerinde, her devrin okuyucusu ya da dinleyicisi kendini etkileyecek bir şey bulmuştur. İlk kez Yunus, şiirlerinde büyük ölçüde Türkçe kullanmıştır. Yunus'la birlikte dil, daha renkli, canlı ve halk zevkine uygun bir hale gelmiştir. Gerçi şiirlerinin bir çoğunda, aruz veznini kullanmıştı, fakat en güzel ve tanınmış şiirleri Türkçe hece vezniyle yazılmıştır. Böylece, şiirleri kısa zamanda yayılarak benimsenmiş ve ilahi olarak da söylenerek günümüze dek ulaşmıştır
19 Nisan 2009 Pazar
BAŞKAN
Kutlu Doğum'u görmeyen CHP'li Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin, kiliseye koştu ve ilahi okudu:Kutlu Doğum konusunda hiçbir etkinlik düzenlemeyen CHP'li Maltepe Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Zengin, Altıntepe'de bulunan Protestan Kilisesi'ne ziyarette bulundu ve Kilise korosu tarafından söylenen ilahilere katıldı
GENÇLİK NEREYE GİDİYOR
TÜBİTAK için 4 lisede 289 öğrenciyle yapılan bir araştırmada, öğrencilerin Türk ve dünya tarihine damga vurmuş kişileri çok fazla tanımadığının ortaya çıkması, eğitimciler tarafından endişe verici bulundu. Araştırmada gençlerin büyük çoğunluğu İstiklal Marşı'nın yazarı Mehmet Akif Ersoy'u tanımazken, Küba'da devrime imza atan komünist lider Che Guevara'yı tanıdığı ortaya çıktı
türkan saylan
DİNDAR CUMHURBAŞKANI İSTEMİYORUM”
367 garabetinde Anayasa Mahkemesi'ne “ordu baskı yaptı” diye düşünenleri “oportünist ve kötü niyetli” olmakla suçlayan Saylan, “Ordunun böyle bir niyeti yok, olamaz da” diyor. Milli Görüşçülere karşı olduğunu açıkça söyleyen Saylan, darbecilik kokan şu sözlerini dile getiriyor: “Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı onlardan. Yok artık! Bakın, ben hiçbir zaman demokratik yollarla gelen bir partiye karşı olamam. Ama ben, dindar bir Cumhurbaşkanı da istemem. Cumhuriyet'i yok edeceğiz, laiklik de neymiş söylemlerini ağzına almış insanlara güvenmem. Gül'ün eşi türbanlı. Atatürk'ün Çankaya'sında Milli Görüş sembolü bir türbanlıyı onaylamamız olanaksız.”
Başörtüsü ve başörtülülerle sonuna kadar savaşacağını söyleyen Saylan, anayasal değişikliklerle ilgili ise şu şaşırtıcı ifadeleri kullanmıştı: “Biz asılız ve vekillerimiz var. Seçtik veya başkaları seçti. Saygı duyuyoruz. Çoğunluğu aldılar. Dolayısıyla bizim istemediğimiz bir şeyin Türkiye'de olması mümkün değil. Olur. ‘Ben yaptım oldu..' Menderes ne dedi? ‘Odunu koysam mebus yaparım. Siz isteseniz şeriatı bile getiririz..' dedi. Bunlar geçmişte olan şeyler. Ne oldu sonuçta? Onlar ne oldu? Türkiye ne oldu? Niye Türkiye karışsın? Yasalarımızda ne varsa, onun uygulanması gerekiyor.”
367 garabetinde Anayasa Mahkemesi'ne “ordu baskı yaptı” diye düşünenleri “oportünist ve kötü niyetli” olmakla suçlayan Saylan, “Ordunun böyle bir niyeti yok, olamaz da” diyor. Milli Görüşçülere karşı olduğunu açıkça söyleyen Saylan, darbecilik kokan şu sözlerini dile getiriyor: “Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı onlardan. Yok artık! Bakın, ben hiçbir zaman demokratik yollarla gelen bir partiye karşı olamam. Ama ben, dindar bir Cumhurbaşkanı da istemem. Cumhuriyet'i yok edeceğiz, laiklik de neymiş söylemlerini ağzına almış insanlara güvenmem. Gül'ün eşi türbanlı. Atatürk'ün Çankaya'sında Milli Görüş sembolü bir türbanlıyı onaylamamız olanaksız.”
Başörtüsü ve başörtülülerle sonuna kadar savaşacağını söyleyen Saylan, anayasal değişikliklerle ilgili ise şu şaşırtıcı ifadeleri kullanmıştı: “Biz asılız ve vekillerimiz var. Seçtik veya başkaları seçti. Saygı duyuyoruz. Çoğunluğu aldılar. Dolayısıyla bizim istemediğimiz bir şeyin Türkiye'de olması mümkün değil. Olur. ‘Ben yaptım oldu..' Menderes ne dedi? ‘Odunu koysam mebus yaparım. Siz isteseniz şeriatı bile getiririz..' dedi. Bunlar geçmişte olan şeyler. Ne oldu sonuçta? Onlar ne oldu? Türkiye ne oldu? Niye Türkiye karışsın? Yasalarımızda ne varsa, onun uygulanması gerekiyor.”
50 YIL ÖNCE
DEVİR DEMOKRAT DEVRİ 9 SUBAY TUTTUKLADIN ŞİMDİ Kİ AKP GİBİ DEMOKRAT PARTİ İKTİDARDI İNSANLIK O DEVİRDE ŞİMDİKİ MUHALEFETTEN BIKMIŞTI KURTULUŞ GELSİN DİYORLARDI VE GELDİDE DOKMOKRAT PARTİ İKTİDARA GELDİ 9 SUBAYI TUTUKLATTI VE MAHKEMEYE SEVKETTİ AMA HABER KAMUOYUNUNA DUYURULMADI TARİH YİNE BİZE DERS VERMEYE DEVAM EDİYOR ŞİMDİLERDE ERGENEKON DAVASI GÜNDEM DE DP ZAMANIN BU İŞİN ÜZERİNE GİDİLSEYDİ DP 1960 DA ASKER TARAFINDAN DARBE İLE KARŞILAŞMIYACAKTI ADNAN MENDERES VE ARKADAŞLARI İDAM EDİLMİYECEKTİ AMA BU DÖNEMDE ÖYLE OLMIYACAK HERKES HAKETTİGİ CEZAYI BULACAK İNŞALLAH
SOHBET
SEN SEV
SEV SEVGİLİNİN SEVDİĞİNİ,SEVGİLER SEVGİLİSİNİ
SEV SEVGİLİYİ SEVENLERİSEN DAHİ SEVENLERİNİ
SEV SENİ SEVMEYENLERİ,SEGİYİ BİLMEYENLERİHAK İÇİN SEV,HAKİKATİ SEV OL MUTLU UMUTLU
RABBİNİN SEVDİGİNİ SENDE SEV
EY ALLAHIN[CC]HABİBİ
ALEMLERİN RAHMETİ,MÜJDECİSİ,KURTULUŞUN İLACI,EVVEL VE AHİR NEBİSİ,
GÖNÜLLERİN TABİBİ,İNSANLIĞIN SEBEBİ,AHLAKIN EN GÜZELİ,ŞEFAATİN SAHİBİ,
SEVENLERİN EN SEVGİLİSİ,HOŞGÖRÜNÜN NUMUNESİ,TEVAZUNUN TA KENDİSİ,HAKİKATİ GÜNEŞİ
İNANMAYANLARIN EMİNİ,YARATILMIŞLARIN EN ÜSTÜNÜ,İNSANLIĞIN EFENDİSİ,İSLAMIN İNCİSİ,İNCİLİN AHMET İ,KURANIN MUHAMMEDİ(S.A.V)
SELAM MUHAMMED EALİ NE ASHABINA SEVENLERİNE VE SEVDİKLERİNE OLSUN
SEV SEVGİLİNİN SEVDİĞİNİ,SEVGİLER SEVGİLİSİNİ
SEV SEVGİLİYİ SEVENLERİSEN DAHİ SEVENLERİNİ
SEV SENİ SEVMEYENLERİ,SEGİYİ BİLMEYENLERİHAK İÇİN SEV,HAKİKATİ SEV OL MUTLU UMUTLU
RABBİNİN SEVDİGİNİ SENDE SEV
EY ALLAHIN[CC]HABİBİ
ALEMLERİN RAHMETİ,MÜJDECİSİ,KURTULUŞUN İLACI,EVVEL VE AHİR NEBİSİ,
GÖNÜLLERİN TABİBİ,İNSANLIĞIN SEBEBİ,AHLAKIN EN GÜZELİ,ŞEFAATİN SAHİBİ,
SEVENLERİN EN SEVGİLİSİ,HOŞGÖRÜNÜN NUMUNESİ,TEVAZUNUN TA KENDİSİ,HAKİKATİ GÜNEŞİ
İNANMAYANLARIN EMİNİ,YARATILMIŞLARIN EN ÜSTÜNÜ,İNSANLIĞIN EFENDİSİ,İSLAMIN İNCİSİ,İNCİLİN AHMET İ,KURANIN MUHAMMEDİ(S.A.V)
SELAM MUHAMMED EALİ NE ASHABINA SEVENLERİNE VE SEVDİKLERİNE OLSUN
16 Nisan 2009 Perşembe
MAHKEME SORULARI
Aşağıdakiler mahkemelerde avukatlar tarafından sorulmuş gerçek sorulardan derlenmiştir.Reha Muhtar'dan daha kötü soru sorulabilir mi? diye bir soruyla karşılaşınca artık "evet" diyeceksiniz!..
"Uykusunda ölen bir insan, ertesi günün sabahına kadar bunun farkına varamaz, değil mi doktor?"
"En genç olan oğlunuz, hani şu 20 yaşında olan, kaç yaşındaydı?"
"Resminiz çekilirken orada mıydınız?"
"Yalnız mıydınız, yoksa kendi başınıza mıydınız?"
"Savaşta öldürülen kardeşiniz miydi yoksa siz miydiniz?"
"Sizi öldürdü mü?"
"Çarpışma esnasında araçlar arasında ne kadar mesafe vardı?"
"Oradan ayrılana kadar orada mı kaldınız?"
"Kaç kere intihar etmeyi başardınız?"
Soru: "8 ağustosta mı hamile kaldınız?"
Cevap: "Evet."
Soru: "peki o anda siz ne yapıyordunuz?"
Soru: "Üç çocuğunuz var, değil mi?"
Cevap: "Evet."
Soru: "Kaçı erkek?"
Cevap: "Erkek yok."
Soru: "Hiç kızınız var mı?"
Soru: "Merdivenler alt bodruma iniyor dediniz, değil mi?"
Cevap: "Evet."
Soru: "Peki bu merdivenler yukarı da çıkıyor muydu?"
Soru: "Bay ___, geçen yaz kusursuz bir balayına çıktınız, değil mi?"
Cevap: "Evet, Avrupa'ya..."
Soru: "Eşiniz de sizinle geldi mi?"
Soru: "İlk evliliğiniz niçin sona ermişti?"
Cevap: "Ölüm sebebiyle."
Soru: "Kim ölmüştü?"
Soru: "Şüpheliyi tarif edebilir misiniz?"
Cevap: "Orta boyluydu, sakalı vardı."
Soru: "Erkek miydi yoksa kadın mı?"
"Uykusunda ölen bir insan, ertesi günün sabahına kadar bunun farkına varamaz, değil mi doktor?"
"En genç olan oğlunuz, hani şu 20 yaşında olan, kaç yaşındaydı?"
"Resminiz çekilirken orada mıydınız?"
"Yalnız mıydınız, yoksa kendi başınıza mıydınız?"
"Savaşta öldürülen kardeşiniz miydi yoksa siz miydiniz?"
"Sizi öldürdü mü?"
"Çarpışma esnasında araçlar arasında ne kadar mesafe vardı?"
"Oradan ayrılana kadar orada mı kaldınız?"
"Kaç kere intihar etmeyi başardınız?"
Soru: "8 ağustosta mı hamile kaldınız?"
Cevap: "Evet."
Soru: "peki o anda siz ne yapıyordunuz?"
Soru: "Üç çocuğunuz var, değil mi?"
Cevap: "Evet."
Soru: "Kaçı erkek?"
Cevap: "Erkek yok."
Soru: "Hiç kızınız var mı?"
Soru: "Merdivenler alt bodruma iniyor dediniz, değil mi?"
Cevap: "Evet."
Soru: "Peki bu merdivenler yukarı da çıkıyor muydu?"
Soru: "Bay ___, geçen yaz kusursuz bir balayına çıktınız, değil mi?"
Cevap: "Evet, Avrupa'ya..."
Soru: "Eşiniz de sizinle geldi mi?"
Soru: "İlk evliliğiniz niçin sona ermişti?"
Cevap: "Ölüm sebebiyle."
Soru: "Kim ölmüştü?"
Soru: "Şüpheliyi tarif edebilir misiniz?"
Cevap: "Orta boyluydu, sakalı vardı."
Soru: "Erkek miydi yoksa kadın mı?"
BURÇLARIN KÖTÜ YANLARI
Sürekli burçların iyi yönleri dile getirilir. Oysa her burcun kendine göre kötülükleri de varmış..
KOÇ
- Sana kalsa dünyada herkes aptal bir sen akıllı dimi !!! Millete öğütler verir ukalalık taslar, önüne yemek koysan beğenmez... Allah düşmanların başına vermesin...
BOĞA
- Sen ayrı bir panel konususun... Kafayı iş yapmakla bozmuş sanki dünyayı bu kurtaracak.... İnatçı mı inatçı, dik kafalı...
İKİZLER
- Sen hızlı ve pratik düşünebiliyorsun, ama insanlar seni bunun için değil bisexuel olduğun için seviyorlar.. Kendinden çok şey verip karşıdakinden az şey bekliyorsun yani salaksın... Ayrıca çoğu şizofrenin de ikizler burcundan çıktığı söyleniyor, bilgine...
YENGEÇ
- Sen sempatik ve başkalarının problemleriyle ilgilenir görünmeye çalışan son derece yapmacık birisin, ama biz bu sahte şirinlik numaralarını yemeyiz... Bu arada akıl hastanelerindekilerin %90'ının yengeç burcu olduğu söyleniyor! Haberin olsun!
ASLAN
- Sen kendini dünyanın zirvesindeki kusursuz insan sanmaya devam et, ohoooo millet senle ne dalga geçiyor haberin yok... Eleştiriye hiç gelemeyen, kendini beğenmiş zavallı aslan parçası, sen kendini bir odaya kapat ve hayatının geri kalanını aynada oranı buranı seyrederek geçir bakalım....
BAŞAK
- Sen pek aklı başında otoriter biri olduğun için dağınıklığı pek sevmezsin değil mi? Ama senin her tarafı didik didik kontrol etme huyundan millete fenalık geldi! Amma soğuk, ruhsuz tipsin yaa sen!
TERAZİ
- Sen sanatçı ruhlu olduğun için apayrı saçma bir boyutta yaşıyorsun... Böyle aklı bir karış havada gezen adamın iş bulması da pek muhtemel değil, ömrünün sonuna kadar aylak aylak gezersin, sonunda da her büyük sanatçı gibi "kimse beni anlamadı" diye çıldırırsın yarım aklın da gider
AKREP
- Sen hele sen! Berbatların içinde en berbat olan! İçten pazarlıklı, kıskanç, ahlak anlayışı sıfır! Çoğu Akrep'in eninde sonunda korkunç bir cinayete kurban gittiğini duymuş muydun?
YAY
- Sen her şeyin iyi tarafını gören şen şakrak bir tipsin, kendini buna alıştırmışsın ne de olsa yeteneksizliğini ve şanssızlığını başka türlü örtemezsin değil mi? Çoğu Yay burcu zaten alkoliktir. Seni adam yerine koyup bu kadar yazanda kabahat...
OĞLAK
- Sen tutucu ve risk almaktan kaçan birisin. Böyle biri dünyada ne diye yer işgal eder ki! Şöyle bir etrafına bak bakalım hangi kayda değer insanın Oğlak burcundan çıktığı görülmüş?
KOVA
- Sen güya çok atak birisin ya, bir şeyi elde etmek için her türlü yalanı söylüyorsun, ama yalanı bile beceremiyorsun. Aynı hataları döne döne yapıyorsun çünkü kafasızsın. Ne sinirleniyorsun? Doğruları söyleyince kabahat oluyor değil mi...
BALIK
- Senin maşallah hayal gücün pek gelişmiştir. Sürekli FBI' dan yada CIA' den birilerinin peşinde olduğunu düşüne düşüne sonunda kafayı yiyeceksin. Ama sen en iyisi hayallerinle başbaşa kal, nasılsa arkadaşlarının arasında en ufak bir dikkat çeken tarafın yok, kendine güveni olmayan öyle sessiz sedasız bir tipsin işte...
KOÇ
- Sana kalsa dünyada herkes aptal bir sen akıllı dimi !!! Millete öğütler verir ukalalık taslar, önüne yemek koysan beğenmez... Allah düşmanların başına vermesin...
BOĞA
- Sen ayrı bir panel konususun... Kafayı iş yapmakla bozmuş sanki dünyayı bu kurtaracak.... İnatçı mı inatçı, dik kafalı...
İKİZLER
- Sen hızlı ve pratik düşünebiliyorsun, ama insanlar seni bunun için değil bisexuel olduğun için seviyorlar.. Kendinden çok şey verip karşıdakinden az şey bekliyorsun yani salaksın... Ayrıca çoğu şizofrenin de ikizler burcundan çıktığı söyleniyor, bilgine...
YENGEÇ
- Sen sempatik ve başkalarının problemleriyle ilgilenir görünmeye çalışan son derece yapmacık birisin, ama biz bu sahte şirinlik numaralarını yemeyiz... Bu arada akıl hastanelerindekilerin %90'ının yengeç burcu olduğu söyleniyor! Haberin olsun!
ASLAN
- Sen kendini dünyanın zirvesindeki kusursuz insan sanmaya devam et, ohoooo millet senle ne dalga geçiyor haberin yok... Eleştiriye hiç gelemeyen, kendini beğenmiş zavallı aslan parçası, sen kendini bir odaya kapat ve hayatının geri kalanını aynada oranı buranı seyrederek geçir bakalım....
BAŞAK
- Sen pek aklı başında otoriter biri olduğun için dağınıklığı pek sevmezsin değil mi? Ama senin her tarafı didik didik kontrol etme huyundan millete fenalık geldi! Amma soğuk, ruhsuz tipsin yaa sen!
TERAZİ
- Sen sanatçı ruhlu olduğun için apayrı saçma bir boyutta yaşıyorsun... Böyle aklı bir karış havada gezen adamın iş bulması da pek muhtemel değil, ömrünün sonuna kadar aylak aylak gezersin, sonunda da her büyük sanatçı gibi "kimse beni anlamadı" diye çıldırırsın yarım aklın da gider
AKREP
- Sen hele sen! Berbatların içinde en berbat olan! İçten pazarlıklı, kıskanç, ahlak anlayışı sıfır! Çoğu Akrep'in eninde sonunda korkunç bir cinayete kurban gittiğini duymuş muydun?
YAY
- Sen her şeyin iyi tarafını gören şen şakrak bir tipsin, kendini buna alıştırmışsın ne de olsa yeteneksizliğini ve şanssızlığını başka türlü örtemezsin değil mi? Çoğu Yay burcu zaten alkoliktir. Seni adam yerine koyup bu kadar yazanda kabahat...
OĞLAK
- Sen tutucu ve risk almaktan kaçan birisin. Böyle biri dünyada ne diye yer işgal eder ki! Şöyle bir etrafına bak bakalım hangi kayda değer insanın Oğlak burcundan çıktığı görülmüş?
KOVA
- Sen güya çok atak birisin ya, bir şeyi elde etmek için her türlü yalanı söylüyorsun, ama yalanı bile beceremiyorsun. Aynı hataları döne döne yapıyorsun çünkü kafasızsın. Ne sinirleniyorsun? Doğruları söyleyince kabahat oluyor değil mi...
BALIK
- Senin maşallah hayal gücün pek gelişmiştir. Sürekli FBI' dan yada CIA' den birilerinin peşinde olduğunu düşüne düşüne sonunda kafayı yiyeceksin. Ama sen en iyisi hayallerinle başbaşa kal, nasılsa arkadaşlarının arasında en ufak bir dikkat çeken tarafın yok, kendine güveni olmayan öyle sessiz sedasız bir tipsin işte...
ATA SÖZLER KARŞITI
1. 'Damlaya Damlaya Göl Olur' / 'Taşıma Suyla Değirmen Dönmez'
2. 'İyi İnsan Lafın Üstüne Gelir' / 'İti An Çomağı Hazırla'
3. 'Bir Elin Nesi Var İki Elin Sesi Var' / 'Nerde Çokluk Orda Bokluk'
4. 'Fazla Mal Göz Çıkarmaz' / 'Azıcık Aşım Ağrısız Başım'
5. 'Kervan Yolda Düzelir' / ' Balık Baştan Kokar'
6. 'Söz Gümüşse, Sükut Altındır' / 'Sükut İkrardan Gelir'
7. 'Harama Uçkur Çözülmez' / 'Güzele Bakmak Sevaptır'
8. 'İki Gönül Bir Olunca Samanlık Seyran Olur' / 'İki Çıplak Bir Hamama Yakışır'
9. 'Bülbülün Çektiği Dili Belası' / 'Bilmemek Ayıp Değil Sormamak Ayıp'
10. 'Eşeğe Altın Semer Vursan Da Eşek Yine Eşektir' / 'Ye Kürküm Ye'
11. 'Eğri Otur Doğru Söyle' / 'Doğru Söyleyeni Dokuz Köyden Kovarlar'
12. 'Düşenin Dostu Olmaz' / 'Dost Kara Günde Belli Olur'
13. 'Ava Giden Avlanır' / 'Atın Ölümü Arpadan Olsun'
14. 'Erken Kalkan Yol Alır ' / 'Acele İşe Şeytan Karışır'
15. 'Birlikten Kuvvet Doğar' / 'Körler Sağırlar, Birbirlerini Ağırlar'
16. 'Tatlı Dil Yılanı Deliğinden Çıkarır' / 'Lafla Peynir Gemisi Yürümez'
17. 'Gün Ola Harman Ola' / 'Perşembenin Gelişi Çarşambadan Bellidir"
18. 'Ya Olduğun Gibi Görün Ya Göründüğün Gibi Ol' / 'Hocanın Dediğini Yap, Yaptığını Yapma"
19. 'İyilik Yap Denize At' / 'Merhametten Maraz Doğar"
20. 'Zararın Neresinden Dönülse Kardır' / 'Gelen Gideni Aratır"
21. 'Yüzü Güzel Olanın Huyu Da Güzel Olur' / 'Yüzü Güzel Olanı Değil Huyu Güzel Olanı Sev"
22. 'Akıl Akıldan Üstündür' / 'Aklın Yolu Birdir"
23. 'El Elden Üstündür' / 'Alet İşler El Övünür"
24. 'Acı Patlıcanı Kırağı Çalmaz' / 'Yaşın Yanında Kuru Da Yanar"
25. 'Zorla Güzellik Olmaz' / 'Zora Dağlar Dayanmaz"
26. 'Öfke Baldan Tatlıdır' / 'Öfke İle Kalkan Zararla Oturur"
27. 'İşleyen Demir Işıldar' / 'İnsan Yedisinde Neyse Yetmişinde De Odur"
28. 'Fazla Mal Göz Çıkarmaz' / 'Azı Karar Çoğu Zarar"
29. 'İnsan Kıymetini İnsan Bilir' / 'İnsanoğlu Çiğ Süt Emmiş"
30. 'Anasına Bak Kızını Al, Kenarına Bak Bezini Al' / 'Beş Parmağın Beşi Birbirine Benzemez"
31. 'Olmaz Olmaz Deme, Olmaz Olmaz' / 'İş Olacağına Varır"
32. 'Eski Dost Düşman Olmaz' / 'Güvenme Dostuna Saman Doldurur Postuna"
33. 'Harama El Uzatılmaz' / 'Üzümü Ye Bağını Sorma"
2. 'İyi İnsan Lafın Üstüne Gelir' / 'İti An Çomağı Hazırla'
3. 'Bir Elin Nesi Var İki Elin Sesi Var' / 'Nerde Çokluk Orda Bokluk'
4. 'Fazla Mal Göz Çıkarmaz' / 'Azıcık Aşım Ağrısız Başım'
5. 'Kervan Yolda Düzelir' / ' Balık Baştan Kokar'
6. 'Söz Gümüşse, Sükut Altındır' / 'Sükut İkrardan Gelir'
7. 'Harama Uçkur Çözülmez' / 'Güzele Bakmak Sevaptır'
8. 'İki Gönül Bir Olunca Samanlık Seyran Olur' / 'İki Çıplak Bir Hamama Yakışır'
9. 'Bülbülün Çektiği Dili Belası' / 'Bilmemek Ayıp Değil Sormamak Ayıp'
10. 'Eşeğe Altın Semer Vursan Da Eşek Yine Eşektir' / 'Ye Kürküm Ye'
11. 'Eğri Otur Doğru Söyle' / 'Doğru Söyleyeni Dokuz Köyden Kovarlar'
12. 'Düşenin Dostu Olmaz' / 'Dost Kara Günde Belli Olur'
13. 'Ava Giden Avlanır' / 'Atın Ölümü Arpadan Olsun'
14. 'Erken Kalkan Yol Alır ' / 'Acele İşe Şeytan Karışır'
15. 'Birlikten Kuvvet Doğar' / 'Körler Sağırlar, Birbirlerini Ağırlar'
16. 'Tatlı Dil Yılanı Deliğinden Çıkarır' / 'Lafla Peynir Gemisi Yürümez'
17. 'Gün Ola Harman Ola' / 'Perşembenin Gelişi Çarşambadan Bellidir"
18. 'Ya Olduğun Gibi Görün Ya Göründüğün Gibi Ol' / 'Hocanın Dediğini Yap, Yaptığını Yapma"
19. 'İyilik Yap Denize At' / 'Merhametten Maraz Doğar"
20. 'Zararın Neresinden Dönülse Kardır' / 'Gelen Gideni Aratır"
21. 'Yüzü Güzel Olanın Huyu Da Güzel Olur' / 'Yüzü Güzel Olanı Değil Huyu Güzel Olanı Sev"
22. 'Akıl Akıldan Üstündür' / 'Aklın Yolu Birdir"
23. 'El Elden Üstündür' / 'Alet İşler El Övünür"
24. 'Acı Patlıcanı Kırağı Çalmaz' / 'Yaşın Yanında Kuru Da Yanar"
25. 'Zorla Güzellik Olmaz' / 'Zora Dağlar Dayanmaz"
26. 'Öfke Baldan Tatlıdır' / 'Öfke İle Kalkan Zararla Oturur"
27. 'İşleyen Demir Işıldar' / 'İnsan Yedisinde Neyse Yetmişinde De Odur"
28. 'Fazla Mal Göz Çıkarmaz' / 'Azı Karar Çoğu Zarar"
29. 'İnsan Kıymetini İnsan Bilir' / 'İnsanoğlu Çiğ Süt Emmiş"
30. 'Anasına Bak Kızını Al, Kenarına Bak Bezini Al' / 'Beş Parmağın Beşi Birbirine Benzemez"
31. 'Olmaz Olmaz Deme, Olmaz Olmaz' / 'İş Olacağına Varır"
32. 'Eski Dost Düşman Olmaz' / 'Güvenme Dostuna Saman Doldurur Postuna"
33. 'Harama El Uzatılmaz' / 'Üzümü Ye Bağını Sorma"
BİLGİSAYARIN CİNSİ HAKKINDA
Amerika'da kadınlar ve erkekler bilgisayarın dişi mi yoksa erkek mi olduğunu tartışıyorlarmış...
Kadınlar bu aletin erkek olduğunu savunmuşlar. "Çünkü" demişler, "bilgisayarlar aslında sorunları çözmek için yaratılmış olmalarına rağmen ömürlerinin dörtte üçünü sorun yaratarak geçirirler... Daha da önemlisi, bunlardan bir tane aldığınız an, biraz daha sabretmiş olsaydınız çok daha gelişmiş bir modeline sahip olabileceğinizi görüp pişman olursunuz...."
Erkekler tabii tam ters görüşte... "Bilgisayar dişidir" diyorlar, "çünkü onun mantığını yaratıcısından başka hiç kimsenin anlaması mümkün değildir, bu bir. Yaptığınız en küçük hatayı bile derhal hafızasına kaydedip tekrar tekrar önünüze koyar bu ikiii... Ve bir bilgisayar aldıktan kısa bir süre sonra fark edersiniz ki, bir o kadar daha parayı ona gereken aksesuarlar için harcamaktasınız, bu da üüüççç
Kadınlar bu aletin erkek olduğunu savunmuşlar. "Çünkü" demişler, "bilgisayarlar aslında sorunları çözmek için yaratılmış olmalarına rağmen ömürlerinin dörtte üçünü sorun yaratarak geçirirler... Daha da önemlisi, bunlardan bir tane aldığınız an, biraz daha sabretmiş olsaydınız çok daha gelişmiş bir modeline sahip olabileceğinizi görüp pişman olursunuz...."
Erkekler tabii tam ters görüşte... "Bilgisayar dişidir" diyorlar, "çünkü onun mantığını yaratıcısından başka hiç kimsenin anlaması mümkün değildir, bu bir. Yaptığınız en küçük hatayı bile derhal hafızasına kaydedip tekrar tekrar önünüze koyar bu ikiii... Ve bir bilgisayar aldıktan kısa bir süre sonra fark edersiniz ki, bir o kadar daha parayı ona gereken aksesuarlar için harcamaktasınız, bu da üüüççç
ASRIN HATALARI
Radyonun gelecegi yok"
Lord Kevin - Iskocyali fizik alimi
"Artık yeni hicbir sey yok.Icat edilebilecek hersey icat edildi."
Charles H. Duell - Amerikan Patent Dairesi Baskani 1899
"Denizaltilarin savasta ne ise yarayabilecegini anlayamadim.En fazlasindan murettebatin bogularak olmesine sebep olabilir."
H. G. Wells - yazar 1901
"Atlar her zaman kullanilacaktir.Otomobil ise ancak gecici bir moda olabilir."
Henry Ford'un kredi talebi uzerine otomotiv sektorunun gelecegi konusunda ekspertiz veren bir banka muduru 1903
"Ucaklar hos oyuncaklar.Ama askeri bir degerleri yok."
Maresal Ferdinand Foch, I.Dunya Savasi'nda Fransiz Ordulari Baskomutani 1911
"Artistlerin konusmalarini kim duymak ister ki?"
Harry M. Warner, film endustrisi yoneticisi.O siralarda yeni icat edilen sesli film hakkında 1927
"Televizyon en gec altı ay icinde piyasadan silinecektir.Insanlar her aksam boyle bir kutuya bakmak istemez."
Daryik F. Zanuck - Twenty Century Fox'un baskani 1944
"Bilgisayarlar gelecekte belki sadece 1,5 ton agirliginda olacaklar."
Popular Mechanics Dergisi - 1949
"Sound'larini begenmedim,ayrica gitar gruplarinin modasi gecti."
Decca Record Plak Firmasinin bir yoneticisi.
Beatles'lar hakkinda - 1962
"Insanlarin buyuk cogunlugu icin tutun tuketimi gayet sihhi bir seydir."
Doktor Ian G. McDonald, Operator - 1963
"Insanlarin evlerinde bilgisayar bulundurmalari icin herhangi bir neden goremiyorum."
Kenneth Olsen, Digital Equipment Corp.'un (bir
bilgisayar firmasi) baskani
Lord Kevin - Iskocyali fizik alimi
"Artık yeni hicbir sey yok.Icat edilebilecek hersey icat edildi."
Charles H. Duell - Amerikan Patent Dairesi Baskani 1899
"Denizaltilarin savasta ne ise yarayabilecegini anlayamadim.En fazlasindan murettebatin bogularak olmesine sebep olabilir."
H. G. Wells - yazar 1901
"Atlar her zaman kullanilacaktir.Otomobil ise ancak gecici bir moda olabilir."
Henry Ford'un kredi talebi uzerine otomotiv sektorunun gelecegi konusunda ekspertiz veren bir banka muduru 1903
"Ucaklar hos oyuncaklar.Ama askeri bir degerleri yok."
Maresal Ferdinand Foch, I.Dunya Savasi'nda Fransiz Ordulari Baskomutani 1911
"Artistlerin konusmalarini kim duymak ister ki?"
Harry M. Warner, film endustrisi yoneticisi.O siralarda yeni icat edilen sesli film hakkında 1927
"Televizyon en gec altı ay icinde piyasadan silinecektir.Insanlar her aksam boyle bir kutuya bakmak istemez."
Daryik F. Zanuck - Twenty Century Fox'un baskani 1944
"Bilgisayarlar gelecekte belki sadece 1,5 ton agirliginda olacaklar."
Popular Mechanics Dergisi - 1949
"Sound'larini begenmedim,ayrica gitar gruplarinin modasi gecti."
Decca Record Plak Firmasinin bir yoneticisi.
Beatles'lar hakkinda - 1962
"Insanlarin buyuk cogunlugu icin tutun tuketimi gayet sihhi bir seydir."
Doktor Ian G. McDonald, Operator - 1963
"Insanlarin evlerinde bilgisayar bulundurmalari icin herhangi bir neden goremiyorum."
Kenneth Olsen, Digital Equipment Corp.'un (bir
bilgisayar firmasi) baskani
15 Nisan 2009 Çarşamba
FIKRALAR
temel ile dursun ormana gitmiş. Dursun demişki bak orman ne güzel. Temel demişki ağaçlardan bir şey göremiyorumki
deliye sormuşlar senin kaç başın var3 senin kaç ağazın var3 senin kaç burnun var demiş3 senin kaç kulağın var3 demiş.herşeye üç diosun demiş adam deli demişki daha varda 3 ten fazla sayamıom demiş:
Temel askere gitmiş karısı bir mektub göndermiş:temel sen gittin tarla nasıl kazılacak demiş temelde arkasından mektub göndermiş:fadime sakın o tarlaya bi kazma atma bütün silahları mahfedersin demiş komutan mektubu okumuş askerleri tarlaya göndermiş tarlayı kazmışlar silah yok temel hemen mektub göndermiş fadime tarla iyi kazıldımı diye
komutan temele soruo düşman asker sagdan gelirse naparsın vururum onu komutanım aşagıdan gelirse naparsın vururum onu komutanım yukardan gelğirse naparsın vururum onu komutanım ön taraftan gelirse naparsın vururum onu konutanım soldan gelirse naparsın temel sinirlenio diki e komutanım bu memleketin tek askeri benmiyim??:
Öğretmen sınıfa sorar: -Balıklar neden konuşamaz? Temel:Öpretmenim sizin başınızı suya soksalar konuşa bilir misunuz
TEMEL FIRINCILIK YAPTIĞI FIRINA MÜŞTERİ GELİR EKMEK ALIR VE EVE GİDER ARADAN 2 SAAT GEÇTİKTEN SONRA AYNI MÜŞTERİ TEKRAR GELİR TEMEL BEY VERDİĞİNİZ EKMEKTEN AYAKKABI ÇIKTI TEMEL:NE YANİ TAKIM ELBİSEMİ BEKLİYORDUN
deliye sormuşlar senin kaç başın var3 senin kaç ağazın var3 senin kaç burnun var demiş3 senin kaç kulağın var3 demiş.herşeye üç diosun demiş adam deli demişki daha varda 3 ten fazla sayamıom demiş:
Temel askere gitmiş karısı bir mektub göndermiş:temel sen gittin tarla nasıl kazılacak demiş temelde arkasından mektub göndermiş:fadime sakın o tarlaya bi kazma atma bütün silahları mahfedersin demiş komutan mektubu okumuş askerleri tarlaya göndermiş tarlayı kazmışlar silah yok temel hemen mektub göndermiş fadime tarla iyi kazıldımı diye
komutan temele soruo düşman asker sagdan gelirse naparsın vururum onu komutanım aşagıdan gelirse naparsın vururum onu komutanım yukardan gelğirse naparsın vururum onu komutanım ön taraftan gelirse naparsın vururum onu konutanım soldan gelirse naparsın temel sinirlenio diki e komutanım bu memleketin tek askeri benmiyim??:
Öğretmen sınıfa sorar: -Balıklar neden konuşamaz? Temel:Öpretmenim sizin başınızı suya soksalar konuşa bilir misunuz
TEMEL FIRINCILIK YAPTIĞI FIRINA MÜŞTERİ GELİR EKMEK ALIR VE EVE GİDER ARADAN 2 SAAT GEÇTİKTEN SONRA AYNI MÜŞTERİ TEKRAR GELİR TEMEL BEY VERDİĞİNİZ EKMEKTEN AYAKKABI ÇIKTI TEMEL:NE YANİ TAKIM ELBİSEMİ BEKLİYORDUN
DAMARDAN SÖZLER
sigara kyif vermiyor bally kafa yapmıyor esrar\'a para yetmiyor lan allahsız sensiz günler geçmiyor
SEVEN ÇEKER ACIYI BUNU YALNIZ SEVEN BİLİR BENDE SEVDİM AMA ÖLÜMÜNE DEME BELLİ BİR ZAMAN SONRA BIKAR GİDERSİN SEVGİ AŞK İNSANA ÇOK ACI ÇEKTİRİYOR BUNUN İÇİN KENDİNİZİ O KADAR KAPTIRMAYIN AŞKLARA
ATILAN OK GERİ GELMEZ
bir komando vurulunca değil unutulunca ölür...
eskiden karanlıktan korkar yağmurdan ürperirdim şimdi ise karanlık sırdaşım yağmur ise gözyaşım....seni çok seviyorum
SEVMEK BUYSA SEVMEK TERK EDİLMEKSE YEMİN EDİYORUM SEVMEK İSTEMİYORUM
SEN BENIM RUYALARIMIN KADINI DEGIL HAYATIMIN KADINI OLURMUSUN?
HAMUR MAYASINA YIGIT ANASINA CEKER BE GULüM
SEVEN ÇEKER ACIYI BUNU YALNIZ SEVEN BİLİR BENDE SEVDİM AMA ÖLÜMÜNE DEME BELLİ BİR ZAMAN SONRA BIKAR GİDERSİN SEVGİ AŞK İNSANA ÇOK ACI ÇEKTİRİYOR BUNUN İÇİN KENDİNİZİ O KADAR KAPTIRMAYIN AŞKLARA
ATILAN OK GERİ GELMEZ
bir komando vurulunca değil unutulunca ölür...
eskiden karanlıktan korkar yağmurdan ürperirdim şimdi ise karanlık sırdaşım yağmur ise gözyaşım....seni çok seviyorum
SEVMEK BUYSA SEVMEK TERK EDİLMEKSE YEMİN EDİYORUM SEVMEK İSTEMİYORUM
SEN BENIM RUYALARIMIN KADINI DEGIL HAYATIMIN KADINI OLURMUSUN?
HAMUR MAYASINA YIGIT ANASINA CEKER BE GULüM
komik sözler
müzik ruhun gıdası olsaydı türkiye gıda zehirlenmesinden giderdi
Benim adım musti sen kısaca mustafa diyebilirsin ...
BIZI CEKEMEYENLER ANTEN TAKSIN
GECE GÜNDÜZ SENİ DÜŞÜNÜYORUM_1DAKİKAM SENSİZ GEÇSİN ÜZÜM ÜZÜM ÜZÜLÜYORUM_YEDİĞİM SALATADA BİLE SENİ ARIYORUM:)YANİ BİR HIYARIN EKSİKLİĞİ BU KADAR MI BELLİ OLUR?=))
çivi gibi adamsın kafana vurmayınca anlamıyorsun :
HAYIR SENİ İNTERNETTEN İNDİRMEDİM DOGURDUM...!!!!
Benim adım musti sen kısaca mustafa diyebilirsin ...
BIZI CEKEMEYENLER ANTEN TAKSIN
GECE GÜNDÜZ SENİ DÜŞÜNÜYORUM_1DAKİKAM SENSİZ GEÇSİN ÜZÜM ÜZÜM ÜZÜLÜYORUM_YEDİĞİM SALATADA BİLE SENİ ARIYORUM:)YANİ BİR HIYARIN EKSİKLİĞİ BU KADAR MI BELLİ OLUR?=))
çivi gibi adamsın kafana vurmayınca anlamıyorsun :
HAYIR SENİ İNTERNETTEN İNDİRMEDİM DOGURDUM...!!!!
14 Nisan 2009 Salı
KAMYON YAZILARI
A
Allah korusun
Akıllı ol evlat!
Alem bana ben sana hasta
Algıda seçiciysem günahım ne?
Alırsın ford, olursun lord.
Alırsın ford, olursun mort.
Anılar da anlamsız
Ankete gerek yok eskiler daha iyi.
Askerin emaneti.
Aşıksan vur saza, şoförsen bas gaza.
Aşk çekenin, yol gidenin.
Aşkın bir sabun ise, köpürt beni pakize
Adrese gerek yok eskiler bizi tanır
Aramasın artık gözler, o şimdi asker..
B
Baba parası değil, 4 yıl lisans, 2 yıl master ve doktora teri
Baba yorgun sen geç.
Baba yorgun !!!
Baba yorgun, dalaşma.
Babalar ağır gider...
Babam sağ olsun.
Baktım araba kıyak, karı da kıyak, dedim ne ayak
Beatnik isen vur saza, Nihilist isen bas gaza"
Ben bi düşüneyim.
Ben bir kadini sevdim mi gözüm gibi bakar, ilah gibi taparım ama ki bir yanlışını görmeyeyim bir bidon benzin döker çatır çatır yakarım.
Ben ihsan değil hilmiyim,
Ben yaşarken sen cildiracaksin
Beni bir tek sen anladın,sen de yanlış anladın orijinal hemşerim..
Beni sevme sevdiğimi bil yeter.
Benim için ağlama, gözlerinden olursun.
Bi daha sevmek için heves mi bıraktın!"
Bi kızların nazına, bi de ara gazına hastayım.
Bir kavanoz reçel bunlarda geçer
Bir sana, bir de sabah uykusuna hastayım.
Bizi kimse çekemedi halatlar koptu.
Bohemia ovası, entel yuvası
Bu acilar bizi yildirir mi sandin?
Bu dünyada herşey paraysa üstü kalsın.
Burma burma bıyıklarım, Tarkan seni ayıklarım.
Burnumdaki Piercing kadar yakınsın bana boğaziçili..
Büyüyünce TIR olucam.
Bir sen degil alem hasta
C
Ceylan gözlüm
Ceketi atarım asfalta yatarım
Ç
Çilemse çekerim, kaderimse gülerim.
Çılgınımsın!
D
Doğma bebek şoför olursun
Duanla mı yaşadım ki, bedduan ile öleceğim?
Dünyalar kadar sevmek buysa bırak kalsın
Dünyayla nişanlı, ölümle sözlüyüm
Düzde geçme beni, yokuşta mahçup ederim seni.
Dünya dikenli bir hayat sevende mi kabahat.
E
Eğer bu yazıyı okuyabiliyorsan, çok yaklaşmışsın demektir.
Eğer kalbinde yer yoksa güzelim, farketmez ben ayaktada giderim.
Ela
Allah korusun
Akıllı ol evlat!
Alem bana ben sana hasta
Algıda seçiciysem günahım ne?
Alırsın ford, olursun lord.
Alırsın ford, olursun mort.
Anılar da anlamsız
Ankete gerek yok eskiler daha iyi.
Askerin emaneti.
Aşıksan vur saza, şoförsen bas gaza.
Aşk çekenin, yol gidenin.
Aşkın bir sabun ise, köpürt beni pakize
Adrese gerek yok eskiler bizi tanır
Aramasın artık gözler, o şimdi asker..
B
Baba parası değil, 4 yıl lisans, 2 yıl master ve doktora teri
Baba yorgun sen geç.
Baba yorgun !!!
Baba yorgun, dalaşma.
Babalar ağır gider...
Babam sağ olsun.
Baktım araba kıyak, karı da kıyak, dedim ne ayak
Beatnik isen vur saza, Nihilist isen bas gaza"
Ben bi düşüneyim.
Ben bir kadini sevdim mi gözüm gibi bakar, ilah gibi taparım ama ki bir yanlışını görmeyeyim bir bidon benzin döker çatır çatır yakarım.
Ben ihsan değil hilmiyim,
Ben yaşarken sen cildiracaksin
Beni bir tek sen anladın,sen de yanlış anladın orijinal hemşerim..
Beni sevme sevdiğimi bil yeter.
Benim için ağlama, gözlerinden olursun.
Bi daha sevmek için heves mi bıraktın!"
Bi kızların nazına, bi de ara gazına hastayım.
Bir kavanoz reçel bunlarda geçer
Bir sana, bir de sabah uykusuna hastayım.
Bizi kimse çekemedi halatlar koptu.
Bohemia ovası, entel yuvası
Bu acilar bizi yildirir mi sandin?
Bu dünyada herşey paraysa üstü kalsın.
Burma burma bıyıklarım, Tarkan seni ayıklarım.
Burnumdaki Piercing kadar yakınsın bana boğaziçili..
Büyüyünce TIR olucam.
Bir sen degil alem hasta
C
Ceylan gözlüm
Ceketi atarım asfalta yatarım
Ç
Çilemse çekerim, kaderimse gülerim.
Çılgınımsın!
D
Doğma bebek şoför olursun
Duanla mı yaşadım ki, bedduan ile öleceğim?
Dünyalar kadar sevmek buysa bırak kalsın
Dünyayla nişanlı, ölümle sözlüyüm
Düzde geçme beni, yokuşta mahçup ederim seni.
Dünya dikenli bir hayat sevende mi kabahat.
E
Eğer bu yazıyı okuyabiliyorsan, çok yaklaşmışsın demektir.
Eğer kalbinde yer yoksa güzelim, farketmez ben ayaktada giderim.
Ela
FİLİSTİNLİ BİR ÇOCUK
SİZLER DÜNYALI BENSE
Filistinli bir çocuğum
GAZZEDE DÜNYAYA GELMEK TEK SUÇUM
GECELERİ DEHŞET KABUS EY İNSANLA EY DÜNYA ÇOCUKLARI
SİZİN EVİNİZE HİÇ BOMBA DÜŞTÜMÜ?
OYUNCAKLARINIZI BIRAKIP KAÇTINIZ MI HİÇ?
SİREN SESİYLE İRKİLDİNİZ Mİ YERİNİZDEN?
CEHENNEMİ ANDIRAN ALEVLER ARASINDA CAN VEREN
ÇİĞLIKLAR DUYDUNUZ MU?
OKUL ARACINIZ FÜZELERE HEDEF OLDUMU?
ÇOK SEVDİGİN BABAN YARALANDI MI?
ANNEN AĞLADIMI?
KAN DAMLADI MI SOFRANIZA?
AMBARGO KONDU MU YARINLARINIZA
EY DÜNYALILAR DURDURUN BU CANİLERİ
BEBEK KATİLLERİNİ
SAVAŞLAR OLMASIN
BEBEKLER ÖLMESİN
YÜREKLER YANMASIN
ANNELER AĞLAMASINDÜŞLERİM
HER ŞAFAK TOPA TUTULUR UMUTLARIM
Filistinli bir çocuğum
GAZZEDE DÜNYAYA GELMEK TEK SUÇUM
GECELERİ DEHŞET KABUS EY İNSANLA EY DÜNYA ÇOCUKLARI
SİZİN EVİNİZE HİÇ BOMBA DÜŞTÜMÜ?
OYUNCAKLARINIZI BIRAKIP KAÇTINIZ MI HİÇ?
SİREN SESİYLE İRKİLDİNİZ Mİ YERİNİZDEN?
CEHENNEMİ ANDIRAN ALEVLER ARASINDA CAN VEREN
ÇİĞLIKLAR DUYDUNUZ MU?
OKUL ARACINIZ FÜZELERE HEDEF OLDUMU?
ÇOK SEVDİGİN BABAN YARALANDI MI?
ANNEN AĞLADIMI?
KAN DAMLADI MI SOFRANIZA?
AMBARGO KONDU MU YARINLARINIZA
EY DÜNYALILAR DURDURUN BU CANİLERİ
BEBEK KATİLLERİNİ
SAVAŞLAR OLMASIN
BEBEKLER ÖLMESİN
YÜREKLER YANMASIN
ANNELER AĞLAMASINDÜŞLERİM
HER ŞAFAK TOPA TUTULUR UMUTLARIM
DUVAR YAZILARI
BU TÜP BEBEK HATALI: HEP GAZ KAÇIRIYOR...
ALLAHIM! KENDİM İÇİN BİR ŞEY İSTEMİYORUM,SADECE ANNEME ELMA YANAKLI, KİRAZ DUDAKLI,SÜTUN BACAKLI BİR GELİN NASİP EYLE...
AİLE KABRİSTANIDIR. DAMSIZ GİRİLMEZ...
KORKUNUN ECELE FAYDASI YOKTUR, SADECE İÇ ÇAMAŞIRLARI KİRLETİR...
ÇİÇEKLERİ DALINDAN KOPARMAYIN! KÖKÜNDEN SOKUN...
DURAMAM ABİ! FRENSİP MESELESİ...
ÇALIŞMIYORUM, ZAYIF ALIYORUM. BEN BUNU HEP YAPIYORUM...
APTALLARLA TARTIŞMA, DİĞERLERİ ARADAKİ FARKI ANLAMAYABİLİR...
O KİTABI OKURKEN GÖZLERİM DOLAR, KULAKLARIM MARK, BURNUM DA DİNAR...
İNSANLAR İKİYE AYRILIR:ANILARIYLA ANILANLAR, ANALARIYLA ANILANLAR...
400 MİLYAR SİNEK YANILIYOR OLAMAZ: İNSANLAR, SİZ DE BOK YİYİN...
O KADAR KEKEME BİR KIZDI Kİ,"BEN SİZİN BİLDİĞİNİZ KIZLARDAN DEĞİLİM"DİYENE KADAR BİLDİĞİMİZ KIZLARDAN OLURDU...
YAŞINIZ KAÇ?-VALLAHİ HER YIL DEĞİŞİYOR...
BİR KADININ HAYATTA DÖRT HAYVANA İHTİYACI VARDIR:GARAJDA JAGUAR,YATAKTA KAPLAN,OMUZDA VIZON,VE BUNLARIN PARASINI ÖDEYEN BİR ESEK...
KIZLAR BUGÜNLERDE HOŞUMA GİTMİYOR,HOŞUM NERESİ ACABA?...
ANAOKULUNDAKİ İKİ AFACAN: -BEN BEBEKLERİN NASIL DOĞDUĞUNU BİLİYORUM. -BEN DE BEBEKLERİN NASIL OLMAYACAĞINI AKİLLİM!...
HEPİMİZ DOKUZ AY YATTIK, BABAMIZ ADINA, HANEYE TECAVÜZDEN...
RÜYADA MEHTAPTA OTURMAK İYİDİR, AMA MEHTAPLA KARANLIKTA OTURMAK DAHA İYİ...
...VE TANRI KADINI YARATTİ. O DA KALKTI KAYNANA OLDU...
TURUNUN İLK ÖRNEĞİYDİ, TECAVÜZ EDİP ÇOĞALDILAR...
MORUK NE YAPIYORSUN? KAFAMI DİNLİYORUM. FM'İ ÇEKİYOR MU?...
SON GÜLEN SEN OLACAKSIN: ÇÜNKÜ ALGILAMA SORUNUN VAR...
ALLAHIM! KENDİM İÇİN BİR ŞEY İSTEMİYORUM,SADECE ANNEME ELMA YANAKLI, KİRAZ DUDAKLI,SÜTUN BACAKLI BİR GELİN NASİP EYLE...
AİLE KABRİSTANIDIR. DAMSIZ GİRİLMEZ...
KORKUNUN ECELE FAYDASI YOKTUR, SADECE İÇ ÇAMAŞIRLARI KİRLETİR...
ÇİÇEKLERİ DALINDAN KOPARMAYIN! KÖKÜNDEN SOKUN...
DURAMAM ABİ! FRENSİP MESELESİ...
ÇALIŞMIYORUM, ZAYIF ALIYORUM. BEN BUNU HEP YAPIYORUM...
APTALLARLA TARTIŞMA, DİĞERLERİ ARADAKİ FARKI ANLAMAYABİLİR...
O KİTABI OKURKEN GÖZLERİM DOLAR, KULAKLARIM MARK, BURNUM DA DİNAR...
İNSANLAR İKİYE AYRILIR:ANILARIYLA ANILANLAR, ANALARIYLA ANILANLAR...
400 MİLYAR SİNEK YANILIYOR OLAMAZ: İNSANLAR, SİZ DE BOK YİYİN...
O KADAR KEKEME BİR KIZDI Kİ,"BEN SİZİN BİLDİĞİNİZ KIZLARDAN DEĞİLİM"DİYENE KADAR BİLDİĞİMİZ KIZLARDAN OLURDU...
YAŞINIZ KAÇ?-VALLAHİ HER YIL DEĞİŞİYOR...
BİR KADININ HAYATTA DÖRT HAYVANA İHTİYACI VARDIR:GARAJDA JAGUAR,YATAKTA KAPLAN,OMUZDA VIZON,VE BUNLARIN PARASINI ÖDEYEN BİR ESEK...
KIZLAR BUGÜNLERDE HOŞUMA GİTMİYOR,HOŞUM NERESİ ACABA?...
ANAOKULUNDAKİ İKİ AFACAN: -BEN BEBEKLERİN NASIL DOĞDUĞUNU BİLİYORUM. -BEN DE BEBEKLERİN NASIL OLMAYACAĞINI AKİLLİM!...
HEPİMİZ DOKUZ AY YATTIK, BABAMIZ ADINA, HANEYE TECAVÜZDEN...
RÜYADA MEHTAPTA OTURMAK İYİDİR, AMA MEHTAPLA KARANLIKTA OTURMAK DAHA İYİ...
...VE TANRI KADINI YARATTİ. O DA KALKTI KAYNANA OLDU...
TURUNUN İLK ÖRNEĞİYDİ, TECAVÜZ EDİP ÇOĞALDILAR...
MORUK NE YAPIYORSUN? KAFAMI DİNLİYORUM. FM'İ ÇEKİYOR MU?...
SON GÜLEN SEN OLACAKSIN: ÇÜNKÜ ALGILAMA SORUNUN VAR...
HZ MEVLANANIN VASİYETİ
Ben size gizli ve aleni Allahtan korkmanızı
az yemenizi
az uymanızı
az söylemenizi
günahlardan çekinmenizi
oruç tutmaya ve namaz kılmaya devem etmenizi
daima şehvetten kaçınmanızı
halkın eziyet ve cefasına katlanmanızı
avam ve sefihlerle düşüp kalkmaktan uzak bulunmanızı
kerem sahibi olan indanlarla beraber olmanızı vasiyyet ederim
insanları hayırlısı insanlara faydası dokunandır
sözün hayırlısı da az ve öz olandır
az yemenizi
az uymanızı
az söylemenizi
günahlardan çekinmenizi
oruç tutmaya ve namaz kılmaya devem etmenizi
daima şehvetten kaçınmanızı
halkın eziyet ve cefasına katlanmanızı
avam ve sefihlerle düşüp kalkmaktan uzak bulunmanızı
kerem sahibi olan indanlarla beraber olmanızı vasiyyet ederim
insanları hayırlısı insanlara faydası dokunandır
sözün hayırlısı da az ve öz olandır
fıkra
Yemek
Birgün bir fakir bir adam elinde sadece kuru bir ekmekle yürürken, bir lokanta görmüş. Çok güzel yemekler pişiyormuş. Adam dayanamayıp ekmeğini yemeğin buharına tutup tutup yiyormuş bunu aşçı görmüş demişki;
AŞÇI: -Burda ne yapıyorsun.
ADAM: -Yemekler çok güzeldi bende ekmeğimi buharına tutuyordum.
AŞÇI: -O zaman parasını ver!!!
ADAM: -Ben birşey yapmadım ki sadece ekmeğimi buharına tutup yedim.
AŞÇI: -O zaman kadıya gideceğiz, demiş.
Adamla aşçı gitmişler kadıya. Aşçı kadıya söylemiş kadı (hoca) aşçıya yaklaş demiş. Aşçı hemen yanına gitmiş. Hoca içi para dolu kese çıkarmış ve aşçıya kulağını yaklaştır demiş. Aşçı yaklaştırmış. Hoca keseyi biraz sallamış.
Aşçı sormuş "hocam siz bana vermediniz ki" demiş.
Hoca "eeee o senin yemeğinin buharını almış sende paranın sesini alırsın" demiş...
Birgün bir fakir bir adam elinde sadece kuru bir ekmekle yürürken, bir lokanta görmüş. Çok güzel yemekler pişiyormuş. Adam dayanamayıp ekmeğini yemeğin buharına tutup tutup yiyormuş bunu aşçı görmüş demişki;
AŞÇI: -Burda ne yapıyorsun.
ADAM: -Yemekler çok güzeldi bende ekmeğimi buharına tutuyordum.
AŞÇI: -O zaman parasını ver!!!
ADAM: -Ben birşey yapmadım ki sadece ekmeğimi buharına tutup yedim.
AŞÇI: -O zaman kadıya gideceğiz, demiş.
Adamla aşçı gitmişler kadıya. Aşçı kadıya söylemiş kadı (hoca) aşçıya yaklaş demiş. Aşçı hemen yanına gitmiş. Hoca içi para dolu kese çıkarmış ve aşçıya kulağını yaklaştır demiş. Aşçı yaklaştırmış. Hoca keseyi biraz sallamış.
Aşçı sormuş "hocam siz bana vermediniz ki" demiş.
Hoca "eeee o senin yemeğinin buharını almış sende paranın sesini alırsın" demiş...
dilenci fıkra
Dilenci: "Hocam Allah rızası için az bir sadaka verir misin ?"
Hoca: "Az vermek şanımdan değildir."
Dilenci: "O halde çok verin."
Hoca: "O da senin şanından değildir."
Hoca: "Az vermek şanımdan değildir."
Dilenci: "O halde çok verin."
Hoca: "O da senin şanından değildir."
araba arkası yazıları
Araba Arkası Yazıları
Nazar etme ne olur, çalis senin de olur.
Babam sagolsun
Genç kaptan
Liselim
Kroyum ama para bende
Efsane
Canisi
Cagaloglu Anatolian Gymnasium
Dikkat arabada bebek var
Dikkat arabada erkek var
Atam Izindeyiz
Tek rakibim THY
Hostes Araniyor
Yok mu hostes?
Allah cezani vere
O simdi asker
Büyüyünce TIR olucam.
Babam öyle diyo...
Masallah
Maasallah
Allah korusun
Bismillahirrahmanirrahim...
Ela gözlüm
Üniversiteli
Agli'li
Allah'a emanet ol
Kiratas Kardesler
Güngördü
Ben de seni
Çatla
Parola 37
Biz ayrilamayiz
Askerin emaneti Erdal
Seni sevmeyen ölsün
Canimsin
Sevme yanarsin
Sanane
F 16
Tasköprülü
Abi kardes
Maçkali 2
Ciss...
Zafer
Dillerdesin
Kaderimsin
Süper Ikili
Derin mavi
Atesle yaklasma
Köylü güzeli
Bu sevda bitmez
Kimene
Emmoglu 2
Imparator
Yakalarsam...
Karapazarlilar
Ustan kim?
Eyüp
Sakal 2
Askim
Kaderimse çekerim
Gerçekçi ol
Yine gözdesin
Tek rakibim F 16
Rahmetli de sollardı
Vefasız
Sendemi leyla
Isırgan otu
Kaderimin oyunu
Mercedes (murat 124'te)
Aramayın gözler o şimdi asker
Küskünüm
Tut birini vur ötekine be ortaokullum
Bosuna ugrasma okumak için, cam çatlak diye yapistirdik bunu
Hatalıysam cep telefonuna hata yazıp bir boşluk bırak 9999'a gönder Hatasız Kul Olmaz melodisi cebinize gelsin.
Nazar etme ne olur, çalis senin de olur.
Babam sagolsun
Genç kaptan
Liselim
Kroyum ama para bende
Efsane
Canisi
Cagaloglu Anatolian Gymnasium
Dikkat arabada bebek var
Dikkat arabada erkek var
Atam Izindeyiz
Tek rakibim THY
Hostes Araniyor
Yok mu hostes?
Allah cezani vere
O simdi asker
Büyüyünce TIR olucam.
Babam öyle diyo...
Masallah
Maasallah
Allah korusun
Bismillahirrahmanirrahim...
Ela gözlüm
Üniversiteli
Agli'li
Allah'a emanet ol
Kiratas Kardesler
Güngördü
Ben de seni
Çatla
Parola 37
Biz ayrilamayiz
Askerin emaneti Erdal
Seni sevmeyen ölsün
Canimsin
Sevme yanarsin
Sanane
F 16
Tasköprülü
Abi kardes
Maçkali 2
Ciss...
Zafer
Dillerdesin
Kaderimsin
Süper Ikili
Derin mavi
Atesle yaklasma
Köylü güzeli
Bu sevda bitmez
Kimene
Emmoglu 2
Imparator
Yakalarsam...
Karapazarlilar
Ustan kim?
Eyüp
Sakal 2
Askim
Kaderimse çekerim
Gerçekçi ol
Yine gözdesin
Tek rakibim F 16
Rahmetli de sollardı
Vefasız
Sendemi leyla
Isırgan otu
Kaderimin oyunu
Mercedes (murat 124'te)
Aramayın gözler o şimdi asker
Küskünüm
Tut birini vur ötekine be ortaokullum
Bosuna ugrasma okumak için, cam çatlak diye yapistirdik bunu
Hatalıysam cep telefonuna hata yazıp bir boşluk bırak 9999'a gönder Hatasız Kul Olmaz melodisi cebinize gelsin.
zamane bedduaları
1- Netten 50 MB'lik bir dosya indirirken, bitmesine iki dakika kala elektrikler kesile de mosmor ol inşallah!
2- Chat yaparken kapı zilin çala!
3- Maus'unu kedi yesin!
4- İçtiğin çay klavyeye dökülsün!
5- Arama motorlarına giremeyesin!
6- Hitin düşsün, liste sonu ol!
7- Posta kutuna iki ay mail gelmesin!
8- Üç vakte kadar bağlantın kopsun inşallah!
9- Klavyenin sesli harf tuşları basamaz olsun da, sevgiline mektup yazamayasın!
10- Windows’un çöksün, ıcq'un kopsun da ele güne muhtaç ol innnnşallah!
11- Kafana hard diskler kadar taş düşsün!
12- Kodlarını yanlış yazasın da web sayfası yapamayasın ya rabbim!
13- Askerliğini uzun dönem yapasın da, 18 ay nete bağlanamayasın!
14- 2 senedir yazmaya çalıştığın 500 sayfalık roman dosyana virüs girsin de, edebi hayatın bitsin!
15- Bütün beddualarım tutsun da iflah olamayasın inşallah!
2- Chat yaparken kapı zilin çala!
3- Maus'unu kedi yesin!
4- İçtiğin çay klavyeye dökülsün!
5- Arama motorlarına giremeyesin!
6- Hitin düşsün, liste sonu ol!
7- Posta kutuna iki ay mail gelmesin!
8- Üç vakte kadar bağlantın kopsun inşallah!
9- Klavyenin sesli harf tuşları basamaz olsun da, sevgiline mektup yazamayasın!
10- Windows’un çöksün, ıcq'un kopsun da ele güne muhtaç ol innnnşallah!
11- Kafana hard diskler kadar taş düşsün!
12- Kodlarını yanlış yazasın da web sayfası yapamayasın ya rabbim!
13- Askerliğini uzun dönem yapasın da, 18 ay nete bağlanamayasın!
14- 2 senedir yazmaya çalıştığın 500 sayfalık roman dosyana virüs girsin de, edebi hayatın bitsin!
15- Bütün beddualarım tutsun da iflah olamayasın inşallah!
hangi erkekle çıkılmaz
1: Kıro
Nerede rastlarsın?
Plajda, havuzda, lüks otellerde, gece kulüplerinde, otobüste, vapurda... Kısacası her yerde! Özellikle de İstanbul sokaklarında!
Nasıl tanırsın?
Onu tanımak için fazla çaba harcamana gerek kalmaz, giyinişi ve davranışlarıyla hemen kendini belli eder. Genellikle beyaz çorapları, boynundaki altın zinciri ve elindeki tespih onu ele verir. Ama artık modern görünüşlü kırolar da var. Yine de onları farketmek çok kolay!
Neden çıkılmaz?
Çünkü girdiğin her ortamda seni rezil eder. Onunla konuşacak fazla ortak konu bulamazsın. Aynı zamanda maçodur; seni sahiplenir ve her şeyinden haberdar olmak ister.
2: İnek
Nerede rastlarsın?
Okulda, dershanede, kütüphanede, panellerde, seminerlerde, iş yerinde...
Nasıl tanırsın?
Genellikle okumaktan gözleri bozulmuştur ve gözlük takar. Modayı takip etmez. Süveter, gömlek, kumaş pantolon giyer. Sürekli bir şeyler okur; aslında gördüğü her şeyi okur.
Neden çıkılmaz?
Çünkü onunla sadece kitaplardan ve derslerden konuşabilirsin. Sosyal yönü zayıftır; partiler, konserler hiç ona göre değildir.
3: Çapkın
Nerede rastlarsın?
Çapkınlık yapılabilecek her yerde; havuz başında, barlarda, gece ve spor kulüplerinde, en lüks semtlerde, otellerin pazar sabahı kahvaltılarında...
Nasıl tanırsın?
Bakışları ve muzip gülüşleri onu ele verir. Genellikle yakışıklı ve havalı olur. Her zaman kendinden emin görünür; burnu havadadır. En büyük zevki, çevresindeki her kızı etkilemeyi başarmaktır.
Neden çıkılmaz?
Yakışıklılığına kapılmamak gerek, çünkü seni çok üzer! Etraftan gelen, "Seninkini gördüm, yanında bir kız vardı" gibi söylentiler seni bunalıma sürükleyebilir.
4: Maço
Nerede rastlarsın?
Nereden çıkacağı hiç belli olmaz. Ne de olsa her erkeğin içinde biraz vardır!
Nasıl tanırsın?
Bazıları kendini hemen belli eder, bazıları ise gizli maçodur. Genellikle erkek arkadaşlarıyla takılır. Futbol maçlarını kaçırmaz. Klasik giyinir; Koyu renk takım elbise, beyaz gömlek, siyah ayakkabı, duştan sonra sadece taranıp, bırakılmış saçlar...
Neden çıkılmaz?
Giyimine, hareketlerine, makyajına, arkadaş ilişkilerine, kısaca her şeyine karışır. Sana kısıtlamalar getirir ve sürekli kendisine hizmet etmeni bekler. İlk günlerde bu hareketlerine göz yumabilirsin, ama kısa süre sonra seni rahatsız etmeye başlar. Ayrıca seni eve kapatıp, kendisi çapkınlık yapar!
5: İmaj adamı
Nerede rastlarsın?
Nerede kalabalık varsa orada! Bir akşam popüler bir mekanda, bir akşam marjinal bir eğlence kulübünde...
Nasıl tanırsın?
İlk görüşte onu tanımak biraz zordur. Modayı takip etmeye çalışır, ama başarılı olduğu pek söylenemez. Her konuda söyleyecek bir lafı vardır, ama genellikle boş konuşur ve anlattıkları yüzeyseldir.
Neden çıkılmaz?
Onunla uğraşmak zordur. Kişiliği oturmamıştır; kompleksleri vardır. Bunu sana da yansıtır. Yanında, kendini kötü ve yetersiz hissetmene neden olur
Nerede rastlarsın?
Plajda, havuzda, lüks otellerde, gece kulüplerinde, otobüste, vapurda... Kısacası her yerde! Özellikle de İstanbul sokaklarında!
Nasıl tanırsın?
Onu tanımak için fazla çaba harcamana gerek kalmaz, giyinişi ve davranışlarıyla hemen kendini belli eder. Genellikle beyaz çorapları, boynundaki altın zinciri ve elindeki tespih onu ele verir. Ama artık modern görünüşlü kırolar da var. Yine de onları farketmek çok kolay!
Neden çıkılmaz?
Çünkü girdiğin her ortamda seni rezil eder. Onunla konuşacak fazla ortak konu bulamazsın. Aynı zamanda maçodur; seni sahiplenir ve her şeyinden haberdar olmak ister.
2: İnek
Nerede rastlarsın?
Okulda, dershanede, kütüphanede, panellerde, seminerlerde, iş yerinde...
Nasıl tanırsın?
Genellikle okumaktan gözleri bozulmuştur ve gözlük takar. Modayı takip etmez. Süveter, gömlek, kumaş pantolon giyer. Sürekli bir şeyler okur; aslında gördüğü her şeyi okur.
Neden çıkılmaz?
Çünkü onunla sadece kitaplardan ve derslerden konuşabilirsin. Sosyal yönü zayıftır; partiler, konserler hiç ona göre değildir.
3: Çapkın
Nerede rastlarsın?
Çapkınlık yapılabilecek her yerde; havuz başında, barlarda, gece ve spor kulüplerinde, en lüks semtlerde, otellerin pazar sabahı kahvaltılarında...
Nasıl tanırsın?
Bakışları ve muzip gülüşleri onu ele verir. Genellikle yakışıklı ve havalı olur. Her zaman kendinden emin görünür; burnu havadadır. En büyük zevki, çevresindeki her kızı etkilemeyi başarmaktır.
Neden çıkılmaz?
Yakışıklılığına kapılmamak gerek, çünkü seni çok üzer! Etraftan gelen, "Seninkini gördüm, yanında bir kız vardı" gibi söylentiler seni bunalıma sürükleyebilir.
4: Maço
Nerede rastlarsın?
Nereden çıkacağı hiç belli olmaz. Ne de olsa her erkeğin içinde biraz vardır!
Nasıl tanırsın?
Bazıları kendini hemen belli eder, bazıları ise gizli maçodur. Genellikle erkek arkadaşlarıyla takılır. Futbol maçlarını kaçırmaz. Klasik giyinir; Koyu renk takım elbise, beyaz gömlek, siyah ayakkabı, duştan sonra sadece taranıp, bırakılmış saçlar...
Neden çıkılmaz?
Giyimine, hareketlerine, makyajına, arkadaş ilişkilerine, kısaca her şeyine karışır. Sana kısıtlamalar getirir ve sürekli kendisine hizmet etmeni bekler. İlk günlerde bu hareketlerine göz yumabilirsin, ama kısa süre sonra seni rahatsız etmeye başlar. Ayrıca seni eve kapatıp, kendisi çapkınlık yapar!
5: İmaj adamı
Nerede rastlarsın?
Nerede kalabalık varsa orada! Bir akşam popüler bir mekanda, bir akşam marjinal bir eğlence kulübünde...
Nasıl tanırsın?
İlk görüşte onu tanımak biraz zordur. Modayı takip etmeye çalışır, ama başarılı olduğu pek söylenemez. Her konuda söyleyecek bir lafı vardır, ama genellikle boş konuşur ve anlattıkları yüzeyseldir.
Neden çıkılmaz?
Onunla uğraşmak zordur. Kişiliği oturmamıştır; kompleksleri vardır. Bunu sana da yansıtır. Yanında, kendini kötü ve yetersiz hissetmene neden olur
kızlar erkekleri neden sever
Omuzlari ergonomiktir.
Ne kadar gereksiz detaylar icerirse icersin, anlattigimiz her seyi dinlerler. ( acaba öyle mi cidden ??? )
Iltifat edip guzel ve akilli hissetmemizi saglarlar.
Pesimizden kosturup ozguvenimizi arttirirlar.
Tras olduklarinda yanaklari yumusacik olur.
Hesabi odemek icin istekli olular.
Buyuyunce bize bakma hayalleri kurarlar.
Cicek alirlar.
Her zaman icin teknolojiden bizden daha iyi anlarlar.
Bir araya geldiklerinde illgimizi cekmeyen konulardan konusup bizi sIksalar bile, teknik servis olarak isimize yararlar.
Eve gec kalma dertleri olmadigindan, bizi ugurlamadan eve gitmezler.
Ailemizden gece izni alabilmemiz icin dua ederler.
Agladigimizda bizden fazla uzulurler.
Aglayarak onlara her istediginiz yaptirabilirsiniz. (ustelik bu gercegi bilirler de)
Pek aglamazlar ama agladiklarinda da cok sirin olurlar.
SIk sIk en iyi arkadasimiz olurlar
Bizim icin ulasamadigiz raflardaki esyalari alirlar.
Riskli islere onlar girerler.
Bi durum oldugunda müdahale ederler.
Namus kurtarmacalik oynarlar, kendilerini Cüneyt Arkin zannederler.
Olmadik seyleri kiskanip bizi kendilerine gulduruler.
Kapilari acar, hatta bazen sandalyelerimizi tutarlar.
Takim elbise ile acaip janti olurlar.
Opucuklerden sIkIlmazlar
Ne kadar gereksiz detaylar icerirse icersin, anlattigimiz her seyi dinlerler. ( acaba öyle mi cidden ??? )
Iltifat edip guzel ve akilli hissetmemizi saglarlar.
Pesimizden kosturup ozguvenimizi arttirirlar.
Tras olduklarinda yanaklari yumusacik olur.
Hesabi odemek icin istekli olular.
Buyuyunce bize bakma hayalleri kurarlar.
Cicek alirlar.
Her zaman icin teknolojiden bizden daha iyi anlarlar.
Bir araya geldiklerinde illgimizi cekmeyen konulardan konusup bizi sIksalar bile, teknik servis olarak isimize yararlar.
Eve gec kalma dertleri olmadigindan, bizi ugurlamadan eve gitmezler.
Ailemizden gece izni alabilmemiz icin dua ederler.
Agladigimizda bizden fazla uzulurler.
Aglayarak onlara her istediginiz yaptirabilirsiniz. (ustelik bu gercegi bilirler de)
Pek aglamazlar ama agladiklarinda da cok sirin olurlar.
SIk sIk en iyi arkadasimiz olurlar
Bizim icin ulasamadigiz raflardaki esyalari alirlar.
Riskli islere onlar girerler.
Bi durum oldugunda müdahale ederler.
Namus kurtarmacalik oynarlar, kendilerini Cüneyt Arkin zannederler.
Olmadik seyleri kiskanip bizi kendilerine gulduruler.
Kapilari acar, hatta bazen sandalyelerimizi tutarlar.
Takim elbise ile acaip janti olurlar.
Opucuklerden sIkIlmazlar
aşk kanunları
Umumi Hükümler
Madde 1- Herkes aşık olabilir.
Madde 2- Hiç kimsenin aşkına mani olunamaz.
Madde 3- İyiyi kötüyü ayıramayan kimse aşık olamaz.
Madde 4- Aşık sevgilisini kendini sevmeye zorlayamaz.
Madde 5- Aşık olduğunu iddia eden kimse bunu ispata mecburdur.
Madde 6- Aşkın karşılıklı olması şart değildir.
II- İlan-ı Aşk
Madde 7- İlan-ı aşk, tek taraflı yönetilmesi gerekli bir irade beyanıdır. Bu ilan bir şekli mahsusa tabi değildir.
Madde 8- İlan-ı aşk, yazılı şekilde olursa buna 'Aşk Mektubu' denir.
Madde 9- İmzasız aşk mektupları hiçbir hüküm ifade etmez. Meğer ki muhtevası yazarının hüviyetini sevgiliye haber vere.
Madde 10- Aşk ilan-ı sarih (belirgin) olabileceği gibi zimni de olabilir.
Madde 11- Aşk mektubunun yırtılarak mursile(gönderene) iadesi sarih bir red veye yeni bir icaba davet mahiyetindedir.
Madde 12- Sarih veya zimmen reddedilmemiş bir icaba mahiyetindedir.
III- Aşk Birliği
Madde 13- Tarafların karşılıklı olarak ilan-ı aşk etmeleriyle 'aşk akdi' doğar.
Madde 14- Birliğin devamı ve sariyeti için sevgililer hüsnüniyetle her çareye başvurabilir.
Madde 15- Bu maddelerin uygulanmasında A.K'nın 2.madesi kıyasen tatbik edilir.
IV- Birliğin Sona Ermesi
Madde 16- Taraflardan biri, diğerinin aşkını istismar ederse kusursuz taraf, birliği her zaman ve tek taraflı bir irade beyanı ile feshedebilir.
Madde 17- Aşıklardan birinin ölümü, ihaneti, yeni bir aşk birliği kurması gibi hallerin her birinin vukuunda birlik kendiliğinden fesih olur.
Madde 18- Taraflar karşılıklı olarak anlaşaraktan birliği feshedebilirler.
Madde 19- Bir maşuk aynı zamanda bir kaç aşığı idare ediyorsa 'hüsnüniyet' iddiasında bulunamaz.
V- Sona Ermenin Neticeleri
Madde 20- Birlik taraflardan birinin ölümü ile sona erirse, diğer taraf sevmekte devam edebilir.
Madde 21- Bir tarafın ihaneti halinde, kusursuz taraf, örf ve adete göre dilediği müeyyideyi tatbik etmekte serbesttir.
Madde 22- Bu kanunda, hakkında hüküm bulunmayan meselelerde örf ve adet, o dahi yoksa, Aşkın Kanunu'nun umumi hükümleri tatbik olunur.
Madde 1- Herkes aşık olabilir.
Madde 2- Hiç kimsenin aşkına mani olunamaz.
Madde 3- İyiyi kötüyü ayıramayan kimse aşık olamaz.
Madde 4- Aşık sevgilisini kendini sevmeye zorlayamaz.
Madde 5- Aşık olduğunu iddia eden kimse bunu ispata mecburdur.
Madde 6- Aşkın karşılıklı olması şart değildir.
II- İlan-ı Aşk
Madde 7- İlan-ı aşk, tek taraflı yönetilmesi gerekli bir irade beyanıdır. Bu ilan bir şekli mahsusa tabi değildir.
Madde 8- İlan-ı aşk, yazılı şekilde olursa buna 'Aşk Mektubu' denir.
Madde 9- İmzasız aşk mektupları hiçbir hüküm ifade etmez. Meğer ki muhtevası yazarının hüviyetini sevgiliye haber vere.
Madde 10- Aşk ilan-ı sarih (belirgin) olabileceği gibi zimni de olabilir.
Madde 11- Aşk mektubunun yırtılarak mursile(gönderene) iadesi sarih bir red veye yeni bir icaba davet mahiyetindedir.
Madde 12- Sarih veya zimmen reddedilmemiş bir icaba mahiyetindedir.
III- Aşk Birliği
Madde 13- Tarafların karşılıklı olarak ilan-ı aşk etmeleriyle 'aşk akdi' doğar.
Madde 14- Birliğin devamı ve sariyeti için sevgililer hüsnüniyetle her çareye başvurabilir.
Madde 15- Bu maddelerin uygulanmasında A.K'nın 2.madesi kıyasen tatbik edilir.
IV- Birliğin Sona Ermesi
Madde 16- Taraflardan biri, diğerinin aşkını istismar ederse kusursuz taraf, birliği her zaman ve tek taraflı bir irade beyanı ile feshedebilir.
Madde 17- Aşıklardan birinin ölümü, ihaneti, yeni bir aşk birliği kurması gibi hallerin her birinin vukuunda birlik kendiliğinden fesih olur.
Madde 18- Taraflar karşılıklı olarak anlaşaraktan birliği feshedebilirler.
Madde 19- Bir maşuk aynı zamanda bir kaç aşığı idare ediyorsa 'hüsnüniyet' iddiasında bulunamaz.
V- Sona Ermenin Neticeleri
Madde 20- Birlik taraflardan birinin ölümü ile sona erirse, diğer taraf sevmekte devam edebilir.
Madde 21- Bir tarafın ihaneti halinde, kusursuz taraf, örf ve adete göre dilediği müeyyideyi tatbik etmekte serbesttir.
Madde 22- Bu kanunda, hakkında hüküm bulunmayan meselelerde örf ve adet, o dahi yoksa, Aşkın Kanunu'nun umumi hükümleri tatbik olunur.
13 Nisan 2009 Pazartesi
HAYATIN İCİNDEN DERLEMELER
İyice tanımadan hiçbir insana bağlanma.
* Bitmemiş ilişkilerin üzerine ilişki kurma, acı çeken sen olursun.
* İyice soruşturup diğer insanların da haklı olabileceğini düşün.
* Seni takmayanı sen de takma, konuşmayanla asla konuşma.
* Güvenmediğin biriyle asla flört etme.
* Yalanını yakaladığın kişinin düzelebileceğini düşünme.
* İnsanlara doğru değer ver, haketmeyenleri sil.
* Kimseye yalvarma.
* Asla dönüp de arkana bakma.
* Sır tutmasını bil.
* Dostlarının yeri ayrı, sevgilinin yeri ayrı. Sevgilin için dostlarını, dostların için sevgini satma.
* Hakettiğin sevgiyi alamadın mı? Kendini üzme, sorun sen değilsin.
* Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut.
* Bir ilişkiyi kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama.
* Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et.
* Seni dinleyip anlamaya niyeti olmayanlarla tartışma.
* Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme.
* Eğer verdiğin o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır şansı verme.
* Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle.
* Kendini öven insanlardan kaç.
* Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma.
* Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.
* Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorlarsa onların öğütlerini gözardı etme.
* Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üzerine sıçrar.
* Gözyaşlarının değerini bil. Onları haketmeyenler için harcama.
* Sana bahşedilen zekayı kullanmayarak Allah'a hakaret etme!
* Senin zekana inanan insanları hayal kırıklığına uğratma.
* Kendini sev.
* Alkol alınca kontrolünü yitirenlerle asla tartışma.
* Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma.
* Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakârlık yapma.
* İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların değerini bil.
* Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat verme.
* Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanılabilecek hiçbir koz verme.
* İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma.
* Sana duyulan sevgiyi ve güveni istismar etme.
* Bitmemiş ilişkilerin üzerine ilişki kurma, acı çeken sen olursun.
* İyice soruşturup diğer insanların da haklı olabileceğini düşün.
* Seni takmayanı sen de takma, konuşmayanla asla konuşma.
* Güvenmediğin biriyle asla flört etme.
* Yalanını yakaladığın kişinin düzelebileceğini düşünme.
* İnsanlara doğru değer ver, haketmeyenleri sil.
* Kimseye yalvarma.
* Asla dönüp de arkana bakma.
* Sır tutmasını bil.
* Dostlarının yeri ayrı, sevgilinin yeri ayrı. Sevgilin için dostlarını, dostların için sevgini satma.
* Hakettiğin sevgiyi alamadın mı? Kendini üzme, sorun sen değilsin.
* Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut.
* Bir ilişkiyi kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama.
* Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et.
* Seni dinleyip anlamaya niyeti olmayanlarla tartışma.
* Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme.
* Eğer verdiğin o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır şansı verme.
* Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle.
* Kendini öven insanlardan kaç.
* Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma.
* Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.
* Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorlarsa onların öğütlerini gözardı etme.
* Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üzerine sıçrar.
* Gözyaşlarının değerini bil. Onları haketmeyenler için harcama.
* Sana bahşedilen zekayı kullanmayarak Allah'a hakaret etme!
* Senin zekana inanan insanları hayal kırıklığına uğratma.
* Kendini sev.
* Alkol alınca kontrolünü yitirenlerle asla tartışma.
* Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma.
* Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakârlık yapma.
* İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların değerini bil.
* Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat verme.
* Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanılabilecek hiçbir koz verme.
* İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma.
* Sana duyulan sevgiyi ve güveni istismar etme.
TÜRK KADINININ GÖREVLERİ
EY TÜRK KADINI!
BİRİNCİ VAZİFEN BULAŞIK, ÇAMAŞIR VE KOCANA SAHİP ÇIKMAKTIR.
MEVCUDİYETİNİN YEGANE TEMELİ BUDUR.
KOCAN EN KIYMETLİ HAZİNENDİR.
SENİ BU HAZİNEDEN MAHRUM ETMEK İSTEYECEK KAYNANAN, KAYNATAN VE GÖRÜMCELERİN OLABİLİR.
BİRGÜN EVLİLİĞİNİ KURTARMAK MECBURİYETİNE DÜŞERSEN,
VAZİFEYE ATILMAK İÇİN BULAŞIK VE ÇAMAŞIRI DÜŞÜNMEYECEKSİN.
BU DURUM ELEKTRİĞİN VE SUYUN KESİLDİĞİ ANDA ORTAYA ÇIKABİLİR.
EVLİLİĞİNE TECAVÜZ ETMEK İSTEYEN KAYNANAN KAYNATAN VE GÖRÜMCELERİN HAYATTA EMSALİ GÖRÜLMEMİŞ BİR GALİBİYETİN MÜMESSİLİ OLABİLİRLER.
HAYATTA KILIBIK KOCAN ZOR BİR İHTİMALDE OLSA BAŞKA KARILARA GÖZ DİKMİŞ OLABİLİR.
AİLENİZ FAKRU ZARURET İÇİNDE HARAP VE BİTAP DÜŞMÜŞ OLABİLİR.
EY ASİL TÜRK KADINI!
İŞTE BU AHVAL VE ŞERAİT İÇİNDE DAHİ VAZİFEN YUVANI KURTARMAKTIR.
ANASININ KUZUSU OLAN KOCANI ADAM ETMEK SENİN ELİNDEDİR.
İHTİYAÇ DUYDUĞUN MERDANE DOLABIN SOL ÜST KÖŞESİNDE SAKLIDIR.
HADİ KOLAY GELSİN...
BİRİNCİ VAZİFEN BULAŞIK, ÇAMAŞIR VE KOCANA SAHİP ÇIKMAKTIR.
MEVCUDİYETİNİN YEGANE TEMELİ BUDUR.
KOCAN EN KIYMETLİ HAZİNENDİR.
SENİ BU HAZİNEDEN MAHRUM ETMEK İSTEYECEK KAYNANAN, KAYNATAN VE GÖRÜMCELERİN OLABİLİR.
BİRGÜN EVLİLİĞİNİ KURTARMAK MECBURİYETİNE DÜŞERSEN,
VAZİFEYE ATILMAK İÇİN BULAŞIK VE ÇAMAŞIRI DÜŞÜNMEYECEKSİN.
BU DURUM ELEKTRİĞİN VE SUYUN KESİLDİĞİ ANDA ORTAYA ÇIKABİLİR.
EVLİLİĞİNE TECAVÜZ ETMEK İSTEYEN KAYNANAN KAYNATAN VE GÖRÜMCELERİN HAYATTA EMSALİ GÖRÜLMEMİŞ BİR GALİBİYETİN MÜMESSİLİ OLABİLİRLER.
HAYATTA KILIBIK KOCAN ZOR BİR İHTİMALDE OLSA BAŞKA KARILARA GÖZ DİKMİŞ OLABİLİR.
AİLENİZ FAKRU ZARURET İÇİNDE HARAP VE BİTAP DÜŞMÜŞ OLABİLİR.
EY ASİL TÜRK KADINI!
İŞTE BU AHVAL VE ŞERAİT İÇİNDE DAHİ VAZİFEN YUVANI KURTARMAKTIR.
ANASININ KUZUSU OLAN KOCANI ADAM ETMEK SENİN ELİNDEDİR.
İHTİYAÇ DUYDUĞUN MERDANE DOLABIN SOL ÜST KÖŞESİNDE SAKLIDIR.
HADİ KOLAY GELSİN...
DELİKANLICA
Delikanlı adam kendisinden uzun boylu kizlarla dolaşmaz.
Delikanlı adam sözünden dönmez. Özü sözü birdir.
Delikanlı adam Light Cola içmez.
Delikanlı adam More ve benzeri sigaralari içmez. En delikanli olani Camel içer.
Delikanlı adam laga-luga yapmaz.
Delikanlı adam kaypaklık yapmaz.
Delikanlı adam dedikodu yapmaz.
Delikanlı adam ayağını yorganına göre uzatmaz. Uygun yorganı yoksa yorgansiz yatar.
Delikanlı adam görevden kaçmaz.
Delikanlı adam rejim yapmaz. Yapana da iyi gözle bakmaz. Diyet yoğurt, peynir vs yemez.
Delikanlı adam büyüklerine hürmet eder, küçüklerini korur.
Delikanlı adam ana babasına extradan hürmet eder.
Delikanlı adam fino vb köpekleri gezdirmez.
Delikanlı adam köpekten korkmaz.
Delikanlı adam kisa pantolon giymez. Zorunlu hallerde Şort giyer.
Delikanlı adam saçını boyatmaz, saç ektirmez.
Delikanlı adam az konuşur öz konuşur.
Delikanlı adam kodu mu oturtur.
Delikanlı adam Labunyalardan haz etmez.
Delikanlı adam bira içmek isterse soğuk Efes içer. Labunya birası içmez.
Delikanlı adam gaza gelmez. Gerektiğinde 18. maddeyi uygular.
Delikanlı adam tavuk gibi erkenden yatmaz. Gerektiğinde hemen uyanır.
Delikanlı adam Labunya gibi sakal birakmaz. Örnek: Mirkelam, bir ara Hakan Sükür, veya top sakal.
Delikanlı adam borcunu öder. Sadece diğer delikanlılardan borç alabilir. Labunyalardan borç alamaz.
Delikanlı adam mezesiz de içer. Yumruk mezesi her halikarda serbesttir.
Delikanlı adam avucunu yalamaz.
Delikanlı adam sallama çay içmez.
Delikanlı adam sadece delikanlıların müziğini dinler, Labunya müzigi dinlemez (Tekno, Acid vb).
Delikanlı adam eroin ve kokain kullanmaz, satmaz satanlardan hiç hazzetmez.
Delikanlı adam küpe takmaz, labunya gibi saç uzatmaz.
Delikanlı adam kamyoncu kültürüne saygi gösterir.
Delikanlı adam taksici ve minibüscü kültürünü sevmez.
Delikanlı adam ağzı açık cak-cuk sakız çiğnemez.
Delikanlı adam yağcılık ve yalakalık yapmaz.
Delikanlı adam Labunya takısı takmaz.
Delikanl adam papyon takmaz, zorunlu hallerde kravat takabilir.
Delikanlı adam astroloji, yoga, fal, aerobik, fitness, step gibi Labunya işleri ile uğraşmaz.
Delikanlı adam Malibu, Archies gibi Labunya isimli içkileri içmez. Öncelikle Rakı, Viski, Voltka, Cin, Rom, Tekila gibi içkileri içer.
Delikanli adam artislik yapmaz.
Delikanli adam acil durumlar disinda kosmaz.
Delikanli adam Labunyalarla tartismaz. Labunyalara verilecek en iyi cevap kovmaktir.
Delikanlı adam sözünden dönmez. Özü sözü birdir.
Delikanlı adam Light Cola içmez.
Delikanlı adam More ve benzeri sigaralari içmez. En delikanli olani Camel içer.
Delikanlı adam laga-luga yapmaz.
Delikanlı adam kaypaklık yapmaz.
Delikanlı adam dedikodu yapmaz.
Delikanlı adam ayağını yorganına göre uzatmaz. Uygun yorganı yoksa yorgansiz yatar.
Delikanlı adam görevden kaçmaz.
Delikanlı adam rejim yapmaz. Yapana da iyi gözle bakmaz. Diyet yoğurt, peynir vs yemez.
Delikanlı adam büyüklerine hürmet eder, küçüklerini korur.
Delikanlı adam ana babasına extradan hürmet eder.
Delikanlı adam fino vb köpekleri gezdirmez.
Delikanlı adam köpekten korkmaz.
Delikanlı adam kisa pantolon giymez. Zorunlu hallerde Şort giyer.
Delikanlı adam saçını boyatmaz, saç ektirmez.
Delikanlı adam az konuşur öz konuşur.
Delikanlı adam kodu mu oturtur.
Delikanlı adam Labunyalardan haz etmez.
Delikanlı adam bira içmek isterse soğuk Efes içer. Labunya birası içmez.
Delikanlı adam gaza gelmez. Gerektiğinde 18. maddeyi uygular.
Delikanlı adam tavuk gibi erkenden yatmaz. Gerektiğinde hemen uyanır.
Delikanlı adam Labunya gibi sakal birakmaz. Örnek: Mirkelam, bir ara Hakan Sükür, veya top sakal.
Delikanlı adam borcunu öder. Sadece diğer delikanlılardan borç alabilir. Labunyalardan borç alamaz.
Delikanlı adam mezesiz de içer. Yumruk mezesi her halikarda serbesttir.
Delikanlı adam avucunu yalamaz.
Delikanlı adam sallama çay içmez.
Delikanlı adam sadece delikanlıların müziğini dinler, Labunya müzigi dinlemez (Tekno, Acid vb).
Delikanlı adam eroin ve kokain kullanmaz, satmaz satanlardan hiç hazzetmez.
Delikanlı adam küpe takmaz, labunya gibi saç uzatmaz.
Delikanlı adam kamyoncu kültürüne saygi gösterir.
Delikanlı adam taksici ve minibüscü kültürünü sevmez.
Delikanlı adam ağzı açık cak-cuk sakız çiğnemez.
Delikanlı adam yağcılık ve yalakalık yapmaz.
Delikanlı adam Labunya takısı takmaz.
Delikanl adam papyon takmaz, zorunlu hallerde kravat takabilir.
Delikanlı adam astroloji, yoga, fal, aerobik, fitness, step gibi Labunya işleri ile uğraşmaz.
Delikanlı adam Malibu, Archies gibi Labunya isimli içkileri içmez. Öncelikle Rakı, Viski, Voltka, Cin, Rom, Tekila gibi içkileri içer.
Delikanli adam artislik yapmaz.
Delikanli adam acil durumlar disinda kosmaz.
Delikanli adam Labunyalarla tartismaz. Labunyalara verilecek en iyi cevap kovmaktir.
SEVGİLİNİZLE YAPABİLECEĞİNİZ ŞEYLER
. Her güne bir öpücük ve bir gülümsemeyle başlamak
2. Dürüst olmak
3. Haftada en az 1 kere buluşmak
4. Birbirinizden farklı yanlarınızı kabul etmek
5. Kibar olmak
6. Şefkatli olmak
7. Birbirine hediye vermek
8. Birlikte gülebilmek
9. Dokunmak
10. Birlikte hayal kurmak
11. Yalnız ikinize ait bir şarkı bulmak
12. Birbirine masaj yapmak
13. Birlikte yemek yapmak
14. Hiç neden yokken birbirine sevimli kartlar, mesajlar göndermek
15. Bir şeyi sizden istemeden yerine getirmek
16. Dinlemek
17. Cesaret vermek
18. Bir şeyi onun istediği gibi yapmak
19. Birbirinin ihtiyaçlarını bilmek
20. Kahvaltı hazırlamak
21. İltifat etmek
22. Gün içinde telefon etmek
23. İlişkiyi bazen ağırdan almak
24. Elele tutuşmak
25. Sarılmak
26. Birbirinin fikrini sormak
27. Saygınızı belli etmek
28. Kapıda karşılamak
29. Hayranlıkla bakmak
30. Birbirine göz kırpmak
31. Özel günleri unutulmaz kılmak
32. Özür dilemek
33. Affetmek
34. Haftasonunda birlikte bir yerlere kaçmak
35. "Seni mutlu etmek için ne yapabilirim" diye sormak.
36. Olumlu ve yapıcı davranmak
37. Duyarlı olmak
38. Birlikte vakit geçirmeye istekli olmak
39. Sizden istediğini ciddiye almak
40. Aşkını sözlerle ifade etmek
41. Birlikte en güzel anlarınızdan bahsetmek
42. Birbirinin arkadaşlarına sıcak yaklaşmak.
43. Yıldönümlerini unutmamak
44. Hatalarınızı kabul etmek
45. Birbirine anlayışlı olmak
46. Birbiriniz için dua etmek
47. Birlikte güneşin batışını izlemek
48. "Seni Seviyorum" demek icin fırsat yaratmak
49. Yakınlarınıza birbirinizden hayranlıkla bahsetmek
50. Her günü bir kucaklaşmayla bitirmek!
2. Dürüst olmak
3. Haftada en az 1 kere buluşmak
4. Birbirinizden farklı yanlarınızı kabul etmek
5. Kibar olmak
6. Şefkatli olmak
7. Birbirine hediye vermek
8. Birlikte gülebilmek
9. Dokunmak
10. Birlikte hayal kurmak
11. Yalnız ikinize ait bir şarkı bulmak
12. Birbirine masaj yapmak
13. Birlikte yemek yapmak
14. Hiç neden yokken birbirine sevimli kartlar, mesajlar göndermek
15. Bir şeyi sizden istemeden yerine getirmek
16. Dinlemek
17. Cesaret vermek
18. Bir şeyi onun istediği gibi yapmak
19. Birbirinin ihtiyaçlarını bilmek
20. Kahvaltı hazırlamak
21. İltifat etmek
22. Gün içinde telefon etmek
23. İlişkiyi bazen ağırdan almak
24. Elele tutuşmak
25. Sarılmak
26. Birbirinin fikrini sormak
27. Saygınızı belli etmek
28. Kapıda karşılamak
29. Hayranlıkla bakmak
30. Birbirine göz kırpmak
31. Özel günleri unutulmaz kılmak
32. Özür dilemek
33. Affetmek
34. Haftasonunda birlikte bir yerlere kaçmak
35. "Seni mutlu etmek için ne yapabilirim" diye sormak.
36. Olumlu ve yapıcı davranmak
37. Duyarlı olmak
38. Birlikte vakit geçirmeye istekli olmak
39. Sizden istediğini ciddiye almak
40. Aşkını sözlerle ifade etmek
41. Birlikte en güzel anlarınızdan bahsetmek
42. Birbirinin arkadaşlarına sıcak yaklaşmak.
43. Yıldönümlerini unutmamak
44. Hatalarınızı kabul etmek
45. Birbirine anlayışlı olmak
46. Birbiriniz için dua etmek
47. Birlikte güneşin batışını izlemek
48. "Seni Seviyorum" demek icin fırsat yaratmak
49. Yakınlarınıza birbirinizden hayranlıkla bahsetmek
50. Her günü bir kucaklaşmayla bitirmek!
YUNUS EMRE
SELAM SEKİZYÜZ YILDIR DİLİ CANLI YUNUS'A,
SELAM, SAYGI, HAYRANLIK KARAMANLI YUNUS'A"
Gönüller sultanı, sevgi ve hoşgörü aşığı Yunus Emre, XIII. y.y'da yaşamış bir Türkmen dervişidir. Anadolu'da birliğin bozulduğu, Moğol ordularının yakıp yıktığı, insanların umutsuzluğa kapıldığı bir dönemde, şiirleriyle bir sevgi seli oluşturmuş, insanlara manevi huzuru, sevgi ve hoşgörü gibi İslam'ın özündeki değerleri anlatmıştır.
XIII. ve XIV.y.y'lar Anadolu'nun büyük siyasal çalkantılar geçirdiği dönemlerdir. Bu dönemde Ahmet YESEVİ ile başlayan Türk Tasavvuf hareketi, aynı dönemde ve aynı bölgede yaşayan Mevlana ve Yunus Emre ile doruk noktasına ulaşmıştır.
YUNUS EMRE KARAMAN'LIDIR
Yunus 1240 (veya 1241) yılında Karama doğmuş 1320 (veya 1321) yılında yine Karaman'da vefat etmiştir. Mezarı Yunus Emre (diğer adı Kirişçi Baba) caminin içindedir. Cami Yunus'un ölümünden 29 yıl sonra Kirişçi Baba tarafından yaptırılmıştır. Türbe camiden ayrı iken, sonradan aradaki kısmın üzeri kapatılmış ve türbe, cami ile birleştirilmiştir.
Yunus, yaşadığı tarihten itibaren Anadolu insanının gönlünde taht kurmuş, bir Allah dostudur. insanları sevmiş, hoşgörülü olmayı, kusurları bağışlayıcı olmayı öğütlemiştir. Bu özelikleri nedeniyle Anadolu insanı Yunus Emre'yi sahiplenmiş, O'nun mezarının kendi topraklarında bulunmasını arzulamıştır. Anadolu'nun 15 ayrı yerinde mezarının oluşu ve ilahilerinin dillerden düşmeyişi bu sevginin en açık ifadesidir.
Yunus Emre'nin yaşadığı yer, her zaman tartışma konusu olmuştur ve tartışmalar bugün de devam etmektedir. Yunus'a ait olduğu iddia edilen 15 ayrı mezar; 1- Bursa - Emir Sultan yolu üzerinde, 2- Erzurum-Tuzcu köyünde, 3-Sandıklı-Çayköyde, 4-Afyonkarahisar-Düğerde, 5-Ünye'de, 6-Aksaray'da, 7-Sivasta, 8-Keçiborlu'da, 9-Uluborlu'da, 10-Kırşehir'de, 11-Tire'de, 12-Bolu'da, 13-Kula'da, 14-Eskişehir-Mihalıcçık-Sarıköy'de, 15- Karaman'da bulunmaktadır. Bunlar arasında bilim adamlarınca tartışma, Karaman ve Eskişehir'deki türbeler üzerine yoğunlaşmıştır. Diğer yerlerde bulunan mezarların belgesel hiçbir dayanağı bulunmamaktadır.
Konu irdelendikçe, Yunus'un Karamanlı olduğu ve Karaman'da bulunan türbenin O'na ait olduğu, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkmaktadır. Tartışmalar ve dayanak belgeleri çok kapsamlı olduğundan, burada tartışmaların özeti ele alınmıştır.
Yunus'a ilk sahip çıkan il Eskişehir olmuştur. Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy'de demiryolu kenarında bulunan, son derece fakir, sade bir toprak ve taş yığını olan bir mezarın Yunus Emre'ye ait olduğu iddia edilir. 1946 yılında Yunus Emre'yi Sevenler Demeği'nin girişimiyle mezar açtırılır Mezarda bulunan 15 iskeletin içinden çıkan en koca kafalı iskelet "Bu bir Türkmen kafasıdır" denilerek; Yunus'un iskeleti olduğu iddiasıyla başka yere nakledilir ve bir anıt mezar yaptırılır. Eskişehir'in bir başka dayanağı Bektaşi Velayetnameleridir. Birçoğu mekan ve zaman kaydından uzak, daha çok efsanelere dayalı bu kayıtlar, bugün bilimsel birer belge olarak kabul edilmemektedir Eskişehir'in üçüncü dayanağı. Kanuni Sultan Süleyman devrine ait ve Ankara Kuyudatı Kadime Arşivinde bulunan (No: 580, Sayfa: 191) bir vakıf kaydıdır. Bu belgede "Yunus Emir Bey" adlı bir zatın, Sarıköy'deki çiftliğini, yine o köyde bulunan zaviyeye vakfettiği belirtilmektedir. Yunus Emir Bey denilen kişinin de Yunus Emre olduğu iddia edilmekledir.
Bu üç dayanakta bilimsel ölçülere uymamaktadır.
1- Sarıköy'de sade, üzeri toprakla örtülü bir yer Yunus'un mezarı olamaz, sadece Anadolu insanının değil, bütün insanlığın gönlünde taht kuran bir büyük insanı, bir şeyhi, Anadolu insanı sahipsiz mezarlarda yatırmaz. Anadolu'nun en ücra köselerinde dahi, bilginlere, şeyhlere, halkın sevgilisi olmuş kişilere yaptırılan mezarlar, bu iddianın sayısız kanıtlarıdır.
2- Açılan bir mezarda çok sayıda iskelet çıkıyorsa, bu mezardakiler, ancak toplu olarak öldürülmüş, katledilmiş kimseler olabilirler.
3- Açılan sade bir mezardan çıkan iskeletlere bakıp; en koca kafalısını seçmek, "Bu kafa Türkmen kafasıdır" diyerek, bunun Yunus Emre'ye ait olduğunu iddia etmek, bilimsellikle uzaktan yakından ilgili değildir.
4- Kanuni devrine ait belgelerde yer alan kişi "Yunus Emir Bey" adında biridir. Yunus Emre'yle aynı kişi olduğunu kanıtlayan, en ufak bir dayanak bulunmamaktadır.
5- O dönemde Eskişehir'in bağlı olduğu Ankara Salnamelerinde ne Yunus'a, ne türbesi ve tekkesine ait, en ufak bir kayıt bulunmamaktadır. Oysa, aynı dönemdeki Konya Salnamelerinde, Karaman'lı Yunus Emre'den defalarca bahsedilmektedir.
Yunus Emre'yle ilgili bütün kaynak ve belgelerde, atalarının Horasan'dan gelerek Karaman eyaleti topraklarına yerleştiği ve Yunus'un Karaman'da yaşadığı açıkça belirtilmektedir.
Yavuz Sultan Selim döneminin 871 nolu Konya il yazıcı defterindeki belge Başbakanlık Arşivindedir. Bu belgenin 235. sayfasında Yunus'un bağlı bulunduğu aile reisi İsmail Hacı'nın, cemaati ile birlikte Horasan'dan Larende'ye (Karaman) gelerek; burada yerleşip yurt edindiği yazılıdır. Bu belgede adı geçen Hacı İsmail Köyü, Yunus Emrenin dedesi olan Hacı İsmail tarafından kurulmuş; Karaman'a 29 Km. uzaklıktadır. Yine bu belgede Yunus Emre'nin, Karamanoğlu İbrahim Bey'den YERCE adındaki yeri satın aldığı ve ölünce mülkününün çocuklarına miras kaldığı belirtilmektedir.
Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Karaman'a gelişinden bahisle "Kirişçi Baba Caminde Yunus Emre Hazretleri merkadi (mezarı) bulunmakladır. "Anın Türkice tasavvufane ebyat-ı eş'arı, ilahiyatı meshur-i afak'tır." diyerek Yunus Emre'nin türbesi, tekkesi ve zaviyesinden bahsetmektedir.
Daha önce açıklandığı şekilde, Yunus'un yaşadığı döneme ait Konya Salnamelerinde, Karaman'lı Yunus Emre'den defalarca bahsedilmektedir.
Türbesiyle, tekkesiyle, zaviyesiyle, köyüyle, satın aldığı topraklarıyla, atasıyla kısacası herşeyiyle Yunus Emre Karaman'lıdır ve bu topraklarda yatmaktadır. O'nun çağlara seslenen, ışık tutan sevgi, hoşgörü ve barış dolu mısraları, Karaman Ovasından dalga dalga bütün dünyaya yayılmaktaddır
SELAM, SAYGI, HAYRANLIK KARAMANLI YUNUS'A"
Gönüller sultanı, sevgi ve hoşgörü aşığı Yunus Emre, XIII. y.y'da yaşamış bir Türkmen dervişidir. Anadolu'da birliğin bozulduğu, Moğol ordularının yakıp yıktığı, insanların umutsuzluğa kapıldığı bir dönemde, şiirleriyle bir sevgi seli oluşturmuş, insanlara manevi huzuru, sevgi ve hoşgörü gibi İslam'ın özündeki değerleri anlatmıştır.
XIII. ve XIV.y.y'lar Anadolu'nun büyük siyasal çalkantılar geçirdiği dönemlerdir. Bu dönemde Ahmet YESEVİ ile başlayan Türk Tasavvuf hareketi, aynı dönemde ve aynı bölgede yaşayan Mevlana ve Yunus Emre ile doruk noktasına ulaşmıştır.
YUNUS EMRE KARAMAN'LIDIR
Yunus 1240 (veya 1241) yılında Karama doğmuş 1320 (veya 1321) yılında yine Karaman'da vefat etmiştir. Mezarı Yunus Emre (diğer adı Kirişçi Baba) caminin içindedir. Cami Yunus'un ölümünden 29 yıl sonra Kirişçi Baba tarafından yaptırılmıştır. Türbe camiden ayrı iken, sonradan aradaki kısmın üzeri kapatılmış ve türbe, cami ile birleştirilmiştir.
Yunus, yaşadığı tarihten itibaren Anadolu insanının gönlünde taht kurmuş, bir Allah dostudur. insanları sevmiş, hoşgörülü olmayı, kusurları bağışlayıcı olmayı öğütlemiştir. Bu özelikleri nedeniyle Anadolu insanı Yunus Emre'yi sahiplenmiş, O'nun mezarının kendi topraklarında bulunmasını arzulamıştır. Anadolu'nun 15 ayrı yerinde mezarının oluşu ve ilahilerinin dillerden düşmeyişi bu sevginin en açık ifadesidir.
Yunus Emre'nin yaşadığı yer, her zaman tartışma konusu olmuştur ve tartışmalar bugün de devam etmektedir. Yunus'a ait olduğu iddia edilen 15 ayrı mezar; 1- Bursa - Emir Sultan yolu üzerinde, 2- Erzurum-Tuzcu köyünde, 3-Sandıklı-Çayköyde, 4-Afyonkarahisar-Düğerde, 5-Ünye'de, 6-Aksaray'da, 7-Sivasta, 8-Keçiborlu'da, 9-Uluborlu'da, 10-Kırşehir'de, 11-Tire'de, 12-Bolu'da, 13-Kula'da, 14-Eskişehir-Mihalıcçık-Sarıköy'de, 15- Karaman'da bulunmaktadır. Bunlar arasında bilim adamlarınca tartışma, Karaman ve Eskişehir'deki türbeler üzerine yoğunlaşmıştır. Diğer yerlerde bulunan mezarların belgesel hiçbir dayanağı bulunmamaktadır.
Konu irdelendikçe, Yunus'un Karamanlı olduğu ve Karaman'da bulunan türbenin O'na ait olduğu, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkmaktadır. Tartışmalar ve dayanak belgeleri çok kapsamlı olduğundan, burada tartışmaların özeti ele alınmıştır.
Yunus'a ilk sahip çıkan il Eskişehir olmuştur. Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy'de demiryolu kenarında bulunan, son derece fakir, sade bir toprak ve taş yığını olan bir mezarın Yunus Emre'ye ait olduğu iddia edilir. 1946 yılında Yunus Emre'yi Sevenler Demeği'nin girişimiyle mezar açtırılır Mezarda bulunan 15 iskeletin içinden çıkan en koca kafalı iskelet "Bu bir Türkmen kafasıdır" denilerek; Yunus'un iskeleti olduğu iddiasıyla başka yere nakledilir ve bir anıt mezar yaptırılır. Eskişehir'in bir başka dayanağı Bektaşi Velayetnameleridir. Birçoğu mekan ve zaman kaydından uzak, daha çok efsanelere dayalı bu kayıtlar, bugün bilimsel birer belge olarak kabul edilmemektedir Eskişehir'in üçüncü dayanağı. Kanuni Sultan Süleyman devrine ait ve Ankara Kuyudatı Kadime Arşivinde bulunan (No: 580, Sayfa: 191) bir vakıf kaydıdır. Bu belgede "Yunus Emir Bey" adlı bir zatın, Sarıköy'deki çiftliğini, yine o köyde bulunan zaviyeye vakfettiği belirtilmektedir. Yunus Emir Bey denilen kişinin de Yunus Emre olduğu iddia edilmekledir.
Bu üç dayanakta bilimsel ölçülere uymamaktadır.
1- Sarıköy'de sade, üzeri toprakla örtülü bir yer Yunus'un mezarı olamaz, sadece Anadolu insanının değil, bütün insanlığın gönlünde taht kuran bir büyük insanı, bir şeyhi, Anadolu insanı sahipsiz mezarlarda yatırmaz. Anadolu'nun en ücra köselerinde dahi, bilginlere, şeyhlere, halkın sevgilisi olmuş kişilere yaptırılan mezarlar, bu iddianın sayısız kanıtlarıdır.
2- Açılan bir mezarda çok sayıda iskelet çıkıyorsa, bu mezardakiler, ancak toplu olarak öldürülmüş, katledilmiş kimseler olabilirler.
3- Açılan sade bir mezardan çıkan iskeletlere bakıp; en koca kafalısını seçmek, "Bu kafa Türkmen kafasıdır" diyerek, bunun Yunus Emre'ye ait olduğunu iddia etmek, bilimsellikle uzaktan yakından ilgili değildir.
4- Kanuni devrine ait belgelerde yer alan kişi "Yunus Emir Bey" adında biridir. Yunus Emre'yle aynı kişi olduğunu kanıtlayan, en ufak bir dayanak bulunmamaktadır.
5- O dönemde Eskişehir'in bağlı olduğu Ankara Salnamelerinde ne Yunus'a, ne türbesi ve tekkesine ait, en ufak bir kayıt bulunmamaktadır. Oysa, aynı dönemdeki Konya Salnamelerinde, Karaman'lı Yunus Emre'den defalarca bahsedilmektedir.
Yunus Emre'yle ilgili bütün kaynak ve belgelerde, atalarının Horasan'dan gelerek Karaman eyaleti topraklarına yerleştiği ve Yunus'un Karaman'da yaşadığı açıkça belirtilmektedir.
Yavuz Sultan Selim döneminin 871 nolu Konya il yazıcı defterindeki belge Başbakanlık Arşivindedir. Bu belgenin 235. sayfasında Yunus'un bağlı bulunduğu aile reisi İsmail Hacı'nın, cemaati ile birlikte Horasan'dan Larende'ye (Karaman) gelerek; burada yerleşip yurt edindiği yazılıdır. Bu belgede adı geçen Hacı İsmail Köyü, Yunus Emrenin dedesi olan Hacı İsmail tarafından kurulmuş; Karaman'a 29 Km. uzaklıktadır. Yine bu belgede Yunus Emre'nin, Karamanoğlu İbrahim Bey'den YERCE adındaki yeri satın aldığı ve ölünce mülkününün çocuklarına miras kaldığı belirtilmektedir.
Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Karaman'a gelişinden bahisle "Kirişçi Baba Caminde Yunus Emre Hazretleri merkadi (mezarı) bulunmakladır. "Anın Türkice tasavvufane ebyat-ı eş'arı, ilahiyatı meshur-i afak'tır." diyerek Yunus Emre'nin türbesi, tekkesi ve zaviyesinden bahsetmektedir.
Daha önce açıklandığı şekilde, Yunus'un yaşadığı döneme ait Konya Salnamelerinde, Karaman'lı Yunus Emre'den defalarca bahsedilmektedir.
Türbesiyle, tekkesiyle, zaviyesiyle, köyüyle, satın aldığı topraklarıyla, atasıyla kısacası herşeyiyle Yunus Emre Karaman'lıdır ve bu topraklarda yatmaktadır. O'nun çağlara seslenen, ışık tutan sevgi, hoşgörü ve barış dolu mısraları, Karaman Ovasından dalga dalga bütün dünyaya yayılmaktaddır
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
whos.amung.us
© Bütün hakkları ilyasisik.blogspot.com sitesine aittir. İzinsiz kapyalama yapılamaz
